Baykal, Dursun Çiçek'e ait olduğu Jandarma Kriminal'de de belirlenen 'Islak
imza' konusunda ise sessiz kaldı.
Meclis'te partisinin grup konuşmasını yapan Baykal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında baştan sona hükümete yüklenen Baykal, "Büyük hukuk cinayetleri işleniyor. Bunlara karşı
toplum olarak gereken tepkiyi göstermeliyiz. Tepkiyi de sadece belli özelliği olan insanlar için değil, haksızlığa maruz bırakılmış herkesle ilgili göstermeliyiz. Hukuk bütün değil mi? Birilerine göre bir hukuk diğerine göre başka hukuk. DGM bu çarpıklığı temsil ediyordu, kaldırıldı, yerine özel yetkili ağır ceza mahkemeleri getirildi. Gizli
tanık. Gizli tanık olabilir. ABD'de de var, ama
Türkiye'de..." dedi.
"DARBE TEHLİKESİ OLMADIĞI İÇİN ASKERLER TUTUKLANIYOR"
Baykal, askerlerin Türkiye'de muhtemel bir
darbe tehlikesi olmadığı için tutuklandığını iddia etti. Baykal, "Türkiye'de zaten bir darbe tehlikesi olmadığı için askerler tutuklanıyor. Büyük hukuk cinayetleri işleniyor. Bunlara karşı toplum olarak gereken tepkiyi göstermeliyiz. Tepkiyi de sadece belli özelliği olan insanlar için değil haksızlığa maruz bırakılmış olan herkesle ilgili göstermeliyiz. Hukuk bütün değil mi? Birilerine göre bir hukuk diğerine göre başka hukuk. DGM bu çarpıklığı temsil ediyordu, kaldırıldı, yerine özel yetkili ağır ceza mahkemeleri getirildi. Gizli tanık. Gizli tanık olabilir. ABD'de de var, ama Türkiye'de iş çığırından çıktı. Yaptığı tanıklıktan mahcup olacağı için insanlara
gizli tanık diye imtiyaz veriliyor." diye konuştu.
"HUKUK KRİZİ YAŞANIYOR"
Türkiye'de hukuk,
adalet ve onun işleyişinin toplumu derinden sarstığını savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de bir hukuk krizinin yaşandığı çok açıktır. Adalet ve hak kavramı son dönemde zedelenmiş görünüyor. Kısa bir süre önce ortaya Deniz Kuvvetleri'nde
amirallere suikast iddiası ortaya atıldı. Suçlamalar yapıldı,
belgeler çıkarıldı, iddialar atıldı. Suçlanan bir
yarbay ikinci kez savcılığa çağrılınca bir
mektup bıraktı ve
intihar etti. Bu intihardan 19 gün sonra onun yazısı denerek ortaya atılan belge incelendi ve görüldü ki Ali Tatar'ın yazısı değildir. Şimdi 19 gün sonra gerçek ortaya çıktı ki Ali Tatar'ın hiçbir ilgisi yoktur. Gözaltına alınan diğer teğmenlerin de yazıyla ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Pekiyi o yazı nasıl oraya girdi? O yazı bir hayatın kaybolmasına, ailelerin ıstırabına neden oldu. Bunu kim niye yaptı? Böyle hukuk olur mu? Ali Tatar'ın hesabını kim verecek? İntihara yol açan bir süreç işletildi, bu hesabı kim verecek? Şimdi yaşananların iç yüzü bakalım ne zaman ortaya çıkacak ve o zaman ne olacak?"
Baykal'ın yaklaşık bir yıldır hemen her grup konuşmasında eleştirdiği 'Islak imza' konusuna girmemesi ise dikkat çekti.
"AK PARTİ VE BDP EL ELE VERDİ" İDDİASI
Anayasa değişikliği konusuna da değinen
CHP lideri
Deniz Baykal,
AK Parti ile BDP'nin el ele verdiğini iddia etti.
Baykal, "
HSYK ve Anaysa Mahkemesi'ne siyasiler adam seçecekmiş. Yani HSYK TÜK olacak. Bunun hukukla ne ilgisi var? Meclis'te şimdi anayasayı değiştirecekler, kim değiştirecek, AKP ile BDP. Bu ikisi de
Anayasa Mahkemesi tarafından mahkum edilmiş iki parti. Şimdi bu ikisi ele ele verip yeni anayasayı tanzim edecekler. Anayasa Mahkemesi'ni tanzim edecekler. Bu mecliste 550 milletvekili var, 608 tane
dosya var. Şimdi kendisi hesabını vermemiş olanlar kendisinde
hesap soracak olanları
tayin edecek. AKP ile BDP kafa kafaya vermiş,
yandaş medyayı da yanlarına almış, yandaş yargı yaratacaklar. Türkiye'de bunu seyredecek." ifadesini kullandı.
Baykal,
referandum tartışmalarına ilişkin ise şunları söyledi: "Öyle görünüyor ki bu mesele referanduma gidecek. Biz de millete anlatacağız. Gerçekleri anlatalım, yapılmak istenenin
Habur hukukunun anayasaya taşınmak olduğunu anlayacağız.
Anayasa değişikliği ülkenin öncelikli konusu değildir. Ama vatandaş sandığa gittiğinde AKP'nin değil kendi gündemine göre oy verecektir. Referandum da ya kal ya da git diyecektir. Dünyanın her yerinde referandumlar böyle sürprizler taşır.
Özal denedi gördü. Türkiye elbette anayasa konusunda çok ciddi çalışma yapacaktır, ama o anayasa değişikliği bir partinin çıkarına göre böyle gider ayak yapılacak iş değildir. Anayasayı değiştirme yöntemi üzerinde bir mutabakat sağlanacak, gerekirse bir kurucu meclis kurulacak ve anayasa değişikliği öyle yapılacaktır. Ama şu anda getirilmek istenen anayasa AKP'yi
kurtarma anayasasıdır." (CİHAN)