DEDAŞ Güneydoğu'yu susuz bıraktı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 7 ilçede yaklaşık 500 bin kişi susuz kaldı.

DEDAŞ Güneydoğu'yu susuz bıraktı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bazı il ve ilçelerde DEDAŞ'ın elektrik borcu gerekçesiyle bazı belediyelere ait su istasyonlarının elektriğini kesmesi, vatandaşları susuz bıraktı.

Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin (DEDAŞ) Diyarbakır'da elektrik borcu bulunduğu gerekçesiyle belediyelere ait su istasyonlarının elektriğini kesmesi üzerine 7 ilçede yaklaşık 500 bin kişi susuz kaldı. 

Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürü Yaşar Sarı, DEDAŞ'in kendilerinden hayali, şişirilmiş ve mükerer fatura karşılığında çıkardığı borç için ödeme istediğini kendilerinin de bunu kabul etmemesi nedeniyle bütün kenti susuz bırakmak için trafodan parça söktüğünü belirterek, "Trafonun parçasını gece bulduk ve çalıştırıyoruz. Şu anda trafoyu zabıta ve kendi görevlilerimiz ile kent susuz kalmasın diye koruyoruz. Ancak, DEAŞ kentin katı atık arıtma tesisinin elektriğini kesti, tesisi şimdilik jeneratör enerjisi ile çalıştırıyoruz"dedi.

DİSKİ GENEL MÜDÜRÜ: KRİZLE KARŞI KARŞIYAYIZ

DEDAŞ'ın geçmiş borçlarından dolayı Diyarbakır'da belediyelere ait su pampa istasyonlarının elektriğini kesmesi büyük tepkilere neden olurken, DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı, dünden bu yana Ergani, Dicle, Çermik, Hani, Silvan, Bismil ve Kocaköy ilçelerindeki yaklaşık 500 bin kişinin susuz kaldığını söyledi. Sarı, "Şu anda gerçekten bir kriz ile karşı karşıyayız. Haksız bir kriz ve sorumsuzca yapılan bir iş. Şu anda 7 ilçemizin tamamının içme suyu kesik. Maalesef orada her hangi bir önlem alamadık. Şu anda 7 ilçemizdeki 500 bin nüfus dünden beri susuz"dedi.

DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı, DEDAŞ'in atık suyunu aratan tesisin elektriğini de dünden beri kestiğini ifade ederek, "Bu tesis, 1 milyonluk nüfusu olan şehrimizin atık suyunu arıtan bir tesistir. Tek kuruş borcu olmayan tesisimizin elektriği sorumsuzca pervasızca kesilebiliyor. Ama biz Dicle Nehri'nde her hangi bir sıkıntı yaşanmaması, çevre skandalı yaşanmasın diye saatte 200 litre mazot kullanarak jeneratör ile tesisi çalıştırıyoruz. Son 24 saattir sistemi böyle çalıştırıyoruz. Günlük 150 bin ton suyu burada arıtıyoruz. Bunu arıtmadan Dicle Nehri'ne bıraktığımız zaman bütün canlılar ve balıklar yok olacaktır"dedi.

"TRAFOYU ZABITA KORUYOR"

DEDAŞ ekiplerinin dün gece kentte su pompalayan Dicle Barajı'ndaki kendilerine ait trafoyu girdiğini belirten Sarı, "Trafo merkezimizin kapısı kırılarak yedek trafo parçası sökülerek götürüyor ki kent tamamen susuz kalsın. Özelleştikten sonra güncel tek kuruş su borcu olmayan pampa istasyonundan söz ediyoruz. Geçmişle ilgili yaptığımız yapılandırmalar ve protokollerle tamamının borcunu ödememize rağmen bu sorumsuzca davranış maalesef yapılıyor. Buna rağmen halkımız sıkıntı çekmesin, susuz kalmasın diye yine gece yedek parçalar bulup trafoyu devreye alıp kendi trafomuzu kendi zabıta ve güvenlik elemanlarımız ile korumaya almaya çalışıyoruz" dedi.

DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı, DEDAŞ'ın her defasında doğru olmayan, hayali faturalarla ile kendilerinden para talep ettiğini ileri sürerek, "Bunu hiç bir zaman kabul etmedik. Daha önce 18 ve 20 milyonluk iki faturayı inceleyerek birini 3 milyon diğerini 3 milyon 700 bine anlaşarak taksit ile ödedik. Üzerinde anlaştığımız hiçbir borcumuz kalmadı. Ancak, yasa ile devir olunun ve sorumluluk alanımıza giren gerek ilçe ve gerek beldelerin geçmişteki problemleri üzerinde yine bütün çabamıza ve anlaşma taleplerimize rağmen hayali, yanlış ve mükerer faturalar gönderilerek bizden sürekli para talep edilmektedir. Bu haksız talepler bizi bugün bu noktaya getirmiştir"dedi.

Diyarbakır'da dün DEDAŞ tarafından elektriği kesilen ve günde kanalizyasyon suyunda 150 ton katı atık ayıklayıp Dicle Nehri'ne veren arıtma tesisinin müdürü Eşref Dağdelen, tesisin elektriğinin dün saat 15.30 sıralarında borcu olduğu gerekçesiyle kesildiğini söyledi. Dağdelen, "Arıtma tesisleri halk sağlığı açısından önemli bir yer tutmaktadır. Diyarbakır kanalizyasyon suları arıtıldıktan sonra verildiği yer Dicle Nehri'dir. Kentin sularının aratılmadan Dicle Nehri'ne verilmesi bir çevre sorunu olarak ortaya çıkıyordu. Dicle Nehri'nin fauna ve ekolojik denge olarak önemli bir yer tutuyor. DEDAŞ hattı tesis içinde değil 8.5 kilometre öteden kestiler. Kesinti yapıldığı andan itibaren acil jeneratör ile tesis çalıştırıyoruz. Jeneratörler ile bu tür tesisleri sürekli işletmek doğru değildir. Bu sorunun ivedi şekilde çözülmesi gerekiyor. Burada günlük 150 bin metre küp atık su tesise geliyor. Bazen yağışlı dönemde artıyor. Günlük tesis içinde biriktirilen atık miktarı günlük 150 tondur"diye konuştu.

MARDİN MERKEZ VE İLÇELERİNDE ELEKTRİK BORCU YÜZÜNDEN SU VERİLEMİYOR

Mardin'de Büyükşehir Belediyesi dahil tüm ilçe belediyelerine içme suyu sağlayan Mardin Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MARSU) pompaj istasyonuna giden elektrikler, belediye borçları yüzünden kesildi. Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mahmut Yılmaz, DEDAŞ'ın uygulamasına tepki göstererek, "İnsanlığa, insana ve ekolojik sisteme karşı kullanılabilecek en büyük silahın su olduğu ve bunun ikame edilmesi şansı olmadığını çok iyi bilmekteyiz. Kürdistan'da ve dünyada suyun alternatifinin olmaması nedeniyle, bugün su stratejik bir silaha dönüşmüştür" dedi.

Elektrik kesintisine tepki göstermek ve kesinti ile birlikte yaşanacak su sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla Mardin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerden yetkililerin katıldığı basın açıklaması yapıldı. Mardin Büyükşehir binası önünde yapılan açıklamaya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mahmut Yılmaz, Genel Sekreteri Ahmet Zirek, daire başkanları ve çalışanlarının yanı sıra Nusaybin, Mazıdağı, Derik, Dargeçit, Savur ile Kızıltepe Belediyeleri başkan ve yardımcıları katıldı. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mahmut Yılmaz, DEDAŞ'ın su kaynaklarını tehdit unsuru olarak kullandığını belirterek, "İnsanlığa, insana ve ekolojik sisteme karşı kullanılabilecek en büyük silahın su olduğu ve bunun ikame edilmesi şansı olmadığını çok iyi bilmekteyiz. Kürdistan'da ve dünyada suyun alternatifinin olmaması nedeniyle, bugün su stratejik bir silaha dönüşmüştür" dedi.

Suyun kapitalist sistemlerin içinde ihtiyaç olmaktan çıktığını ifade eden Yılmaz, su kaynakları üzerinde oluşturulan HES'ler ve barajların yanı sıra, suyun satılmasının, suyun bir ticari metaya dönüştürüldüğünün göstergesi olduğunu söyledi. Yılmaz, "Ekolojik sistem yok edilmesine rağmen elde edilen enerjiden bölgenin yararlanmadığı ortadadır. Türkiye'de elektrikte özelleştirme ve piyasalaştırma politikaları ile elektrik bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak, kar amaçlı bir meta haline dönüştürülmüş, üretimden tüketime ulaştırılıncaya kadar çok sayıda aracının karını ilave ettiği bir kaynağa dönüştürülmüştür" diye konuştu.

Elektrik kesintisinin ne kadar süreceğinin belli olmadığını belirten Yılmaz, bu yüzden 800 bin kişinin ciddi sorunla karşı karşıya kaldığını belirterek merkezi köylerle birlikte ilçelerde yaşanan elektrik kesintisinin ciddi anlamda çekilmez bir hale geldiğini anlattı. Bölgede elektrik kesintisinin sadece kışın olmadığını, yaz mevsiminde de olduğuna dikkat çeken Yılmaz, yaşananlardan dolayı çiftçinin sulama yapamadığını ve kuyu motorlarının devamlı arızalandığını ifade derek, "Bu yüzden uzun süreli su kesintileri belediye hizmetlerinden dolayı değil tamamı ile devletin enerji politikalarından kaynaklanmaktadır. DEDAŞ'ın bu tutumunu kabul etmediğimizi belirtiyor, hükümeti sorumlu davranmaya ve yaşananları gözden geçirmeye çağırıyoruz" şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından, belediye binası önündeki kalabalık, alkışlarla DEDAŞ'ın uygulamasını protesto ederek olaysız bir şekilde dağıldı.

DHA
<< Önceki Haber DEDAŞ Güneydoğu'yu susuz bıraktı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER