Erdoğan: Bahçeli'yi muhatap almıyorum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi muhatap almadığını belirterek, "Arkadaşlarım yarın açıklama yapacak" dedi.

Erdoğan: Bahçeli'yi muhatap almıyorum

Erdoğan, Meclis'te basın mensuplarının Bahçeli'nin bugün grup toplantısında yaptığı konuşmayla ilgili sorusu üzerine, "Bahçeli'yi muhatap almıyorum. Yarın arkadaşlarım gerekli açıklamayı yapacak" karşılığını verdi. Bahçeli, konuşmasında AK Parti'yi Barzani ve PKK ile aynı çizgide olmakla suçlamıştı. *** Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Büyük Selçuklu'da, Osmanlı'da bir ve beraber olduklarını hatırlatarak, ''Türkiye Cumhuriyeti'nde de bir ve beraberiz. Allah'ın izniyle sonsuza kadar da bir ve beraber olacağız'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Fakat son zamanlarda nedense benim ve arkadaşlarımın bu ifadelerini kıskananlar mı var anlamıyorum? Bunları çözmekte biraz zorlanıyoruz. Çünkü, geçmişimizden bu yana, bu noktada nerede, nasıl davrandığımızı anlamakta zorlananla var. Yoksa bunun sadece tapusunun, patentinin kendilerine ait olduğunu zannedenler mi var? Bu, 70 milyonun, 70 Milyonun ötesinde sınır aşan bir yaklaşımdır. Bunu, bilenler bilir. Ama bilmekte zorlananlar varsa, onu kalkıp da benim defaatle söylememe gerek yok. Başkaları farklı söylemlerle konuşabilir. Farklı ideolojik gelenekten gelenler, 70 milyona birden seslenebilecek kapasiteye sahip olmayabilir. Bizim sözlerimiz ise Türkiye'nin 81 şehrinde halkımızın yüreğine dokunur. Diyarbakır da bizi doğru anlar, Adapazarı da. Van da bizi doğru anlar Erzincan da... Bizim adımız gibi inandığımız tarih ve medeniyet anlayışı ortak gelecek idealimizin temelidir. Millet olmak ve etnik aidiyeti aşan tarih ve ideal birlikteliği ile alakalı bir vasıftır. Bu topraklardaki tarihini tecrübe, burada yaşayan insanları milletleştirmiş, medeniyet inşa eden bir toplumun üyelerine dönüştürmüştür. Dolayısıyla, bugün yer yer dolaşıma giren ve bu milletin üyeleri arasındaki kardeşliği gözardı eden söylemlere, dile, prim vermemeliyiz. Medeni bir milletin üyeleri olarak toplumsal meselelerimizi, yine medeni bir dille konuşabilmeliyiz.'' Etki alanı ve boyutları küçük de olsa bu düşmanlık dilinin mahkum edilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şiddetin dilini, öfkenin dilini tedbit etmeliyiz. Zira ayrıştırıcı bir dille hiçbir meselemizi hal yoluna koymamız mümkün değildir. Meselelerimizi çözecek olan, bu milletin tabiatında, gündelik olan kadim medeniyetimizden neşet eden kardeşlik dilidir. Farklılıklarımız bir ayrışma vesilesi değil, bir zenginlik vesilesidir. Üzülerek ifade ediyorum ki, son dönemde bir iki yerleşim birimimizde yaşanan lokal gerilimlerin kaynağında bu düşmanlık dilinin ip uçları gözlenmiştir. Bu millet, kardeşliği yücelten, komşuluğu neredeyse mukaddesleştiren bir medeniyetin sahibidir. Ancak arızi de olsa bu tür müessif hadiselerin ortaya çıkışında terörle birlikte kendisine yer bulan çatışma ve düşmanlık dilinin izlerini taşımaktadır. Şunu hepimiz bilmeliyiz ki Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelesi daha da kuvvetlenerek inşallah başarıya ulaşacaktır. İç barışın, kardeşliğin, demokratik hakların, hukukun zedelendiği bir ortam sadece terörün işine yarar. Dolayısıyla yapmamız gereken şey; terör karşısında aklıselimle hareket etmek, kardeşliğimizi en üst seviyede vurgulayan bir dille meselelerimizi konuşmaktır. Açık söylüyorum; Hukuktan vazgeçmeyeceğiz, demokrasiden bir tek geri adım atmayacağız.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aktütün'de askerlerin, Diyarbakır'da polislerin canına kastedenlerin, aslında, milletin asırlardır çözülmeyen bütünlüğüne, insanların dostluk ve kardeşliğine de kastettiğini belirterek, ''Bu sebeple, ülke ve toplum olarak terörle mücadelede ilk yenmemiz gereken düşman öfkemizdir, öfkemiz olmalıdır'' dedi. Partisinin TBMM Grubunda konuşan Erdoğan, terörle mücadele konusuna değindi. Yapılması gereken şeyin terör karşısında aklı selimle hareket etmek, kardeşliği en üst seviyelerde vurgulayan bir dille meseleleri konuşmak olduğunu ifade eden Erdoğan, hukuktan vaçgeçmeyeceklerini, demokrasiden bir tek geri adım atmayacaklarını, kalkınma iddiasından asla taviz vermeyeceklerini, adaleti erteleyen eski geleneğe asla dönmeyeceklerini ifade etti. ''Demokrasinin çıtasını düşürelim de terörle mücadele edelim'' diye bir anlayışın ima edilmesinin bile asla kabul edilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, karamsar senaryolara zerre kadar prim vermediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hem nereden nereye geldiğimizin hesabını yapıyoruz, hem de ileriye doğru hamleler yapıyoruz. Terörle mücadele konusunda Hükümet olarak çalışmalarımızı çok boyutlu bir şekilde sürdürüyoruz. Bu konunun kamuoyunun genelinde aklı selim çerçevesinde değerlendiriliyor olması, terörle mücadelemize sağlam bir zemin kazandırıyor. Bu zemin üzerinde mesafe almanın çok daha mümkün olduğunu biliyor, bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. 70 milyon insanımız bilmelidir ki; bugün Hükümetimiz, devletin bütün kurumlarıyla güçbirliği içinde teröre karşı her türlü önlemi soğukkanlı biçimde ve aklı selimle alıyor. Terörün ve çeşitli amaçlarla terörü bir araç olarak kullanan güçlerin günümüzde çok farklı stratejiler izlediğini hepimiz görmek durumundayız. Yapılan terör eylemleriyle bu eylemlerden alınmak istenen sonuçlar, her zaman paralel olmayabiliyor. Hatta zıt yönlerde olabiliyor. Konuyu değerlendirirken, bu gerçeği de aklımızda tutmak zorundayız. Aktütün'de askerlerimizin, Diyarbakır'da polislerimizin canına kastedenler, aslında bu milletin asırlardır çözülmeyen bütünlüğüne, insanlarımızın dostluk ve kardeşliğine de kastediyorlar. Bu sebeple, ülke ve toplum olarak terörle mücadelede ilk yenmemiz gereken düşman öfkemizdir, öfkemiz olmalıdır. Terör örgütü benim askerime, benim polisime düşman gözüyle bakıyor. Fakat biz şu anda bütün bu bakışlara rağmen suçlu gözüyle bakıyoruz. Neden? Demokrasinin gereği bu. Hukukun üstünlüğü bunu gerektiriyor. İnsani yaklaşım bunu gerektirdiği için bunu yapmak durumundayız.'' Erdoğan, sağduyudan, aklı selimden uzaklaşıldığı an, terörün tuzağına düşülmüş olacağını belirterek, ''Zaten istenen ve beklenende bu...Terör örgütünün istediği, millet ile devletin arasını açmak değil mi? Biz, devlet-millet nasıl el ele olur bunu göstereceğiz'' dedi, Medeni geçmişe yakışmayacak, ülkenin birliğine, dirliğine, huzur ve istikrarına halel getirecek davranış ve eğilimler içinde hiçbir zaman bulunmadıklarını ve bulunmayacaklarını anlatan Erdoğan, şu anda AK Parti iktidarının ülke genelindeki bütün faaliyetlerinin, terör örgütünü ciddi manada rahatsız ettiğini söyledi. Erdoğan, ''Çünkü istediği, bunların hiçbiri olmasın'' dedi. ''AKTÜTÜN'DE OKUL DA VAR ÖĞRETMEN DE...'' Aktütün'de bunu yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, buna çanak tutanların da olduğunu belirtti. Bir medya grubunun, Aktütün'de okulun, öğretmenin olmadığını ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, Aktütün'de, okulda, öğretmende olduğunu söyledi. Erdoğan, alınan bir ihbar nedeniyle okulun bir-iki gün tatil edilmesini fırsat bilerek bunun üzerinden iktidara vurmanın yollarını aramanın, en azından insafsızlık olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Onun için 'yalan yanlış haber yapanlar' ifadesini kullanıyoruz. Bu, milli birliğimizi zedeliyor. Burası bir mezra ve bu mezrada yine okulumuz var ve öğretmenlerimiz görevli. Bunu saptırmak ve orada bir senaryoyu kurarak, bu senaryoyla iktidarın üzerine yürümek, aslında bizim üzerimize yürümek değil, milli birliğimizi zedelemektir. Onun için, biz bu konuda, bu tür medya anlayışı yürütenlerin kendilerine çeki düzen vermelerini özellikle hatırlatmak istiyoruz. Bunun üzerinden prim yapamazlar. Bunun üzerinden reyting sağlayamazlar. Bir gün sağlarsın, iki gün sağlarsın. Ama gün gelir bu millet sizi de ademe mahkum eder, bunu da bilmeleri lazım.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu milleti, başka milletlerle, bu ülkeyi başka ülkelerle mukayese edenler, büyük yanlışlık içindedir. Yeryüzünde hiçbir toplum, hiçbir millet, yüzyıllar boyu kardeşliği, yani ahiliği bizim gibi kurumsal hale getirememiştir. Öyleyse bu ülkede yüksek sesle konuşan herkes, sözünün nereye varacağına dikkat etmelidir'' dedi. Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, daha önce, ''toplumsal birliğimize ve kardeşliğimize halel getiren söylemlerden kaçınılmasının'' gereğini vurguladığını ve kardeşliği esas alan bir dil kullanılmasına özen gösterilmesini istediğini hatırlattı. Bu haftanın Ahilik Haftası (Kardeşlik Haftası) olduğunu belirten Erdoğan, bugün bir kez daha kardeşliğin önemini vurgulayacağını söyledi. Türkiye'de yaşayan 70 milyonun bin yıldır kardeş olduğuna inandıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sadece kardeş olduğumuzu ilan etmekle kalmıyoruz, bütün icraatlarımızla bunu ispatlamaya gayret ediyoruz. Adaletin ve kalkınmanın bu ülkenin her bölgesinin, her insanının hakkı olduğuna inanıyoruz. Ahilik şehri Kırşehir'i bizim kılan maya, Diyarbakır'ı, Hakkari'yi bizim kılan öz, İstanbul'u, Trabzon'u, İzmir'i kuşatan ruh, aynı mayadır, aynı özdür, aynı ruhtur. Malazgirt'te, İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de, İstiklal Mücadelesi'nde bir ve beraber olduğumuz gibi, bugün de vatanımız bir, bayrağımız bir, devletimiz bir. Biz, birbirimizin velisi, birbirimize emanetiyiz. Biz, okullarda aynı sıralarda otururken, öğrenci yurtlarında aynı ranzaları paylaşırken, uyurken, sofrada yeri geldiğinde ekmeğimizi bölüşürken, hudut boylarında vatanı beklerken, karakolda nöbet tutarken, fabrikada işçi olarak çalışırken, şehir merkezlerinde yan yana esnaflık yaparken birbirimizin hukukununa riayet eden kardeşleriz, vatandaşlarız. Gerçek kardeşleriz biz. Birbirimizin malına, canına, hukukuna sonuna kadar riayet eden, nifak tohumları ekmek isteyenlere kapımızda asla yer vermedik, vermeyiz. Türkiye'nin arızi meselelerine bu kuşatıcı pencereden bakamayanlar, 70 milyonun kardeşliğini, üretecekleri siyasetin temel dinamiği saymadılar, sayamazlar. Oysa bu milletin bizden istediği, açık bir yürektir, emanetine sadakattir. Bu milleti, başka milletlerle, bu ülkeyi başka ülkelerle mukayese edenler, büyük yanlışlık içindedir. Yeryüzünde hiçbir toplum, hiçbir millet yüzyıllar boyu kardeşliği, yani ahiliği bizim gibi kurumsal hale getirememiştir. Öyleyse bu ülkede yüksek sesle konuşan herkes, sözünün nereye varacağına dikkat etmelidir. Zira terörle mücadelenin en etkin yolu da kardeşlik iklimini oluşturmaktır. Huzurumuza kast eden terör örgütü, toplumu ayrıştırmaya, yurttaşlarımız arasına nifak tohumu atmaya, nifak sokmaya dönük olarak bir strateji ile hareket ediyor.'' Erdoğan, terör örgütünün, bin yıldır bu topraklar üzerinde millet olarak yaşayan insanları birbirine düşman kılmanın planlarını yaptığını belirterek, ''Aziz milletimiz hamdolsun bugüne kadar bu planları boşa çıkardı. Bundan sonra da aklıselimle birliğini ve kardeşliğini muhafaza edecek iradeye sahiptir'' dedi. ''ÜSTÜNLÜK İDDİASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR'' Etnik kökeninden bağımsız olarak, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin, her vatandaşın; aynı medeniyetin, aynı milletin eşit üyesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Manisa Van'ın, Şırnak Konya'nın, Hakkari Erzurum'un, Çanakkale Diyarbakır'ın, Uşak Yozgat'ın, Ardahan Edirne'nin öz kardeşidir. Burada, bu ülkede, hiç kimsenin ama hiç kimsenin, diğerine karşı bir üstünlük iddiası söz konusu değildir, olamaz. Eşitliğimiz, kardeşliğimiz sadece vatandaşlık hukukunun bir sonucu değildir. Aynı zamanda ortak bir tarih ve medeniyetin doğan ürünüdür. Bizi biz yapan bu topraklar üzerindeki insanları millet haline getiren bu tarih birliğidir'' diye konuştu. AA - CİHAN
<< Önceki Haber Erdoğan: Bahçeli'yi muhatap almıyorum Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER