Erdoğan: Milletimizin başı sağ olsun

Başbakan Erdoğan, terör örgütü mensuplarının döşediği mayının patlaması sonucu 6 asker şehit olması ile ilgili açıklama yaptı.

Erdoğan: Milletimizin başı sağ olsun

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hakkari'nin Çukurca ilçesi kırsalında, terör örgütü mensuplarının döşediği mayının patlaması sonucu 6 asker şehit olması, 8 askerin de yaralanmasıyla ilgili, ''Milletimizin başı sağ olsun diyorum. Bu anlamdaki mücadelemizin aynı şekilde, kararlı bir şekilde devam edeceğini yine hatırlatmak istiyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, Rixos Otel'de düzenlenen Türkiye Belediyeler Birliği Meclis Toplantısı'na katıldı. Ülke, yerel kalkınma ve demokrasi için toplantının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Hakkari'nin Çukurca ilçesi kırsalında mayın patlaması sonucu 6 askerin şehit olması nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, ''milletimizin başı sağ olsun diyorum. Bu anlamdaki mücadelemizin aynı şekilde, kararlı bir şekilde devam edeceğini yine hatırlatmak istiyorum'' dedi. 29 Mart seçimlerinde kazanan belediye başkanlarını tebrik eden Başbakan Erdoğan, tüm belediye başkanlarına hizmette başarı diledi. Türkiye genelinde 2 bin 947 birimde vatandaşın tercihlerini yaptığını, belediye başkanlarının da 5 yıl için görev aldığını anlatan Başbakan Erdoğan, bazı birimlerde seçimin iptal edildiğini, bazılarında ise hukuki sürecin devam ettiğini anımsattı. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ancak bu istisnai durumların Türkiye'nin ulaşmış olduğu demokratik olgunluğu gölgede bırakmayacak kadar, cüzi olduğu aşikardır. Türkiye, bir kez daha hür iradesiyle şeffaf bir şekilde demokrasi ve barış içinde seçimlerini tamamlamış, hem bulunduğu bölgede, hem de katılım sürecini yürüttüğü AB içinde ulaştığı demokratik seviyeyi bir kez daha ortaya koymuştur. Şu anda görevi devralmış tüm belediye başkanlarımızın, seçim sürecindeki tartışma ve polemikleri bir kenara bırakarak, geleceğe odaklanmalarının, hizmete odaklanmalarının son derece önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.'' Başbakan Erdoğan, belediye başkanlığı yapmış, yerel yönetimlerden gelmiş biri olarak, seçim sonrasındaki ilk ayların önem taşıdığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Barış içinde ve uzlaşma içinde, kendisine oy veren ya da vermeyen tüm kesimleri kucaklayarak, kararlı bir şekilde iş başı yapan arkadaşlarımız, 5 yıl boyunca bu performansı devam ettirecek ve hizmet ettikleri mahalli birimlere önemli hizmetler kazandırmanın gayreti içinde olacaklardır. Seçimden 2 ay geçmesine rağmen çizmelerini giyerek, baretlerini takarak, kollarını sıvayarak şehirlerinin sorunlarını, ilçelerinin, beldelerinin sorunlarına gereken önemi göstermek suretiyle mesafe alması gerekir belediye başkanlarının. Siyasi polemiklerin hepsini bir kenara koymak suretiyle bu süreci başlatmak gerekir. Şunu bilin ki nasıl başlanırsa öyle gider. Belediye başkanlarının görevi, siyasi polemiklerle -bakın siyaset dışı kalarak demiyorum- siyasi polemiklerle sağa sola laf yetiştirerek, demeç vererek, bu hizmet sürecini karalayarak iddia ve ithamlar üreterek, bundan iyi ya da kötü şöhret elde etmek değildir. Zira bizim köylerimizden, büyük şehirlerimize kadar her bir mahalli merkezimiz, seçmiş olduğumuz başkanlardan hizmet bekliyor. Bu hizmeti süratle vermemiz lazım. 21. yüzyılda, 2009 yılında Türkiye'nin hangi bölgesinde olursa olsun hala yolu olmayan, suyu olmayan, kanalizasyonu olmayan, altyapısı ve üst yapısı ciddi noksanlar ihtiva eden yerleşim birimlerini herhalde hiçbirimiz görmek istemeyiz. Bu tür manzaralarla karşılaşmayı arzu etmiyoruz.'' -''SİYASETİN KOLAY YOLU''- ''Mazeretler, bahaneler üretmenin, gerekçelere sığınmanın'' siyaset yapmanın en kolay yolu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''(Kaynak bulamadım, enkaz devraldım, elim kolum bağlandı) gibi gerekçelere sığınarak, hiçkimse vatandaşı hizmetten mahrum edemez, etmemelidir'' dedi. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''(Bu kadar borçla devraldım)... Hiçbir belediye başkanı, istisnadır 'borçla devralmadım' demez. Hepimiz borçla devraldık. Ben de aldığımda büyük bir borçla aldım ama buna rağmen hizmetler ürettik, üretiyoruz. Şu anda da birçok arkadaşımız borçla devraldı, hizmet üretti, üretiyor, mecburuz ve bu çark dönecek. Kabiliyet zaten o mevcut bütçe ile bu işi nasıl götürürsün, parayı, insanı, bilgiyi, bölgeyi nasıl yönetirsin. Yoksa her şey önünde hazır, bütün imkanlar var. (Belediyecilik yaptım), o kolay bir iş... Belediyeci, gerektiğinde işletmeci olarak, gerektiğinde projeci olarak, gerektiğinde eline kazmayı, küreği alarak iş makinesinin başına geçerek, finansman üreterek, kaynak üreterek, yoluna devam etmelidir. Belediye başkanı yeri gelecek, 'tak tak' kapıyı çalacak vatandaşı ile dertleşecek, yeri gelecek tak tak kapı çalacak, oturup vatandaşı ile dertleşecek. Yeri gelecek, eşini de yanına alacak orada vatandaşın sofrasına oturacak. Yeri gelecek elinde kömürüyle gidecek, sobasını alacak, bunlar olmayan vatandaşını bulacak. Bunlar bizim olmazsa olmaz önceliklerimizdir. Politik olarak değerlendirmemek gerekir. Bir belediye başkanının, geçmişten aldığımızda şehrülemindir. Şehrin emanet edildiği insandır. Bir şehrin emanetçisi olarak, biz sadece işin coğrafyasını düşünmemeliyiz. Onlarla elimizden geldiğince ilgileneceğiz... Bizim her bir belediyemiz, hangi partiden olursa olsun, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, Türkiye'nin hızına yetişmek, bu hızı artırmak durumundadır. Türkiye, dünyanın 17. büyük ekonomik gücü haline gelirken, dünyanın saygın bir ülkesi olarak, güçlü bir ülkesi olarak, yıldızı parlayan bir ülkesi olarak, küresel arenada yerini alırken, içme suyu sıkıntısı çeken beldelerimizin ve ilçelerimizin varlığını kabul edemeyiz.'' -''VİCDANINDA MAHKUM OLUR''- 742 milyar dolarlık GSMH olan Türkiye'nin, hala kanalizasyon sorunu olan belediyeleri bulunmasını anlayışla karşılayamayacaklarını belirten Erdoğan, ''AB ile katılım müzakerelerini yürüten, BM Güvenlik Konseyi, Medeniyetler İttifakı, G-20 gibi uluslararası platformlarda ağırlık koyan bir ülkenin, çöplerini dahi toplayamayan, halkını çağ dışı şartlara mahkum eden bir hizmet anlayışına sahip olması hiçbir mazeretle açıklanamaz'' dedi. Hiç kimsenin ''Türkiye fotoğrafını lekelemeye, karalama hakkının olmadığını'' belirten Erdoğan, ''yanındaki belediye hızlı, kaliteli hizmet üretirken, atalet içinde vatandaşını ihmal eden belediye başkanının her şeyden öce tarih, insanlık önünde, vicdanında mahkum olacağını'' kaydetti. Erdoğan, yerel yönetimlerimiz geçmişe göre bugün daha fazla imkana sahiptir. Daha geniş yetkilerle donatılmıştır, daha büyük bir öneme sahiptir. Yerel kalkınmayı başarmamız, Türkiye'nin topyekun gelişimi için de bir zorunluluktur'' dedi. AA
<< Önceki Haber Erdoğan: Milletimizin başı sağ olsun Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER