Ergenekon'un da korkulu rüyası!

Tüm uzantılarını kullanarak, her türlü çılgınlığı yaparak bu süreci sabote etmek isteyecek çünkü...

Ergenekon'un da korkulu rüyası!

ERGENEKON ÖZEL HAREKATÇILARI HİÇ SEVMEZ Türkiye aynı delikten onlarca kez ısırıldıktan sonra, şimdi yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geldi. Bingöl 33 er, Dağlıca, Aktütün, Gabar, Reşadiye, Tekeli, Hantepe, Gediktepe, Silvan... Örnekler saymakla, acılar yaşamakla bitmiyor. Ama artık terör karşısındaki bu çaresiz görüntü sona ermek zorunda. Türkiye; her yüreğimizi yakan olaydan sonra tartıştığı gibi bugün bir kez daha terörle mücadelenin özel yöntemlerle yapılması gerektiğini tartışıyor. 1993 yılı terörle mücadele açısından çok önemli bir yıldı. Kürt sorununun çözülmesi için 1993'de rahmetli Turgut Özal, çok sağlam bir irade ortaya koymuş ve bu işin düğmesine basmıştı. Ne oldu ? 93'te, Özal'ın Kürt sorununu birlikte çözmeyi planladığı Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis de, Özal da öldürüldü. Dahası; önce Madımak ve Başbağlar, ardından 33 erin şehit edilmesiyle Özal ve Bitlis'in terörü bitirme hayalinin üzeri büsbütün örtüldü. İşte o 93 yılında; Kürt vatandaşlara devletin el uzatmasının yanında, terörle mücadelenin en doğru yapılacağı yöntem olan Özel Harekatın konumu da güçlendirilmiş, teröre karşı asker yerine Özel Harekat polisleriyle mücadele verilmesi planlanmıştı. Özel Harekat Timleri teröristlerin korkulu rüyasıydı. Hiçbir terörist bu ekiplerle karşılaşmak istemiyordu. Fakat 1993 yılında Özal ve Bitlis'in öldürülmeleriyle Özel Harekat öksüz ve yetim kaldı, etkinliği günden güne azaltıldı. 93'de Kürt sorununun çözülmesini ve terörün bitirilmesini istemeyen derin irade galip geldi. 28 Şubat sürecinde askeri komuta kademesinin en çok rahatsız olduğu unsurların başında terörle mücadele için kurulan Özel Harekat polisleri geliyordu. Komutanların özel harekattan rahatsızlıkları zaman zaman onlara psikolojik baskı uygulama boyutuna kadar uzandı. Özel timler terörle mücadelede son derece başarılıydı. Gece gündüz demeden teröristlere kaçacak delik aratıyorlardı. Teröristin yöntemlerini iyi biliyor, kendilerine has stillerini ortaya koyup çok etkili mücadele veriyorlardı. Terörün hareket kabiliyetine karşı çok iyi refleks gösteriyorlardı. Karadeniz'de artan terör olaylarına rağmen teröristlerin bu bölgede barınamamasının önemli sebeplerinden biri Özel Harekat timleriydi. Pkk'ya karşı büyük başarılara imza atıyorlardı. Fakat bir süre sonra kırsal kesimde, askerin isteğiyle pasifize edildiler. Nihayetinde Özel Harekat polisleri askerin emrine verildi. Özel harekatın askerin emrine verilmesinden sonra asker-polis çekişmesi daha fazla gün yüzüne çıktı. Öyle ki birçok yerde komutanlar özel harekatçılara neredeyse düşman muamelesi yapıyorlardı. Komutanlar, Özel Harekatçıların, askere kötü örnek olduğunu düşünüyordu. Çünkü askerler kendilerine bu timleri örnek alıyordu. Özel Harekatçıların silah tutuş şekillerinden, vücutlarına mermi sarmalarına kadar her şey asker için model olmaya başlamıştı. Özel harekatçıların görüntülerinden, araçlara biniş-iniş tarzlarına, operasyondaki hareketlerinden saç sakal ve bıyıklarına kadar her şeyleri komutanlara tabir yerindeyse batar olmuştu. Komutanlar askerlerin de onlara özenerek onlar gibi görünmeye çalışmalarından rahatsız oluyordu. Özel harekatçıların yerine göre birliğin tuvaletlerini bile kullanmalarına izin vermeyen, insani ihtiyaçlar için araziyi adres gösteren komutanlar vardı. Özel Harekat Timleri sıralı sistem değildi ama kuralsız gibi gözükmelerine rağmen kendi içlerinde son derece uyumlu taktikleri vardı. Bu taktik, teröristin kimyasını bozuyordu. Özel harekatçılar kendilerini tanımlarken “teröristler bizi araçlarımızdan inerken vurabilirse vurur, vuramazsa kaçacak delik arar” diyorlardı. Çünkü hepsi gerilla savaşı taktiğini çok iyi biliyordu. Ve askerin rahatsızlıkları sonucu, sonunda özel harekatçıların dağlara gidişine kısıtlama getirildi. Nihayetinde de özel timler 1997'de Genelkurmay'ın isteğiyle Doğu ve Güneydoğu bölgesinden çekildi. Ergenekon yapılanması; 28 Şubat sürecinde özel harekat timlerinin saf dışı edilmesinde etkili oldu. Uzmanlıkları terörist avcılığı olan bu insanlar şehir merkezlerinde masa başı işlere verildiler. Ergenekon; Özel Harekatı tasfiye ederek Türkiye'nin terörle mücadelesine büyük darbe vurdu. Ve Türkiye bugün terörle mücadelede karşı karşıya kaldığı bu zor noktaya geldi. Bugün bir kez daha teröre karşı uzman ekiplerle mücadeleyi, özel harekat polislerini, bordo berelileri, profesyonel orduyu tartışıyoruz. Önümüzde hiç kolay bir süreç yok. Çünkü; terör örgütünü kullanan Ergenekon yapılanması, terörün korkulu rüyası olan Özel Harekatçıları hiç sevmez. Özel Harekatın terörle mücadelede etkin bir şekilde hayata geçirilmesini istemeyen bu yapı, siyasetteki, askeriyedeki ve terör örgütünün içindeki uzantılarını kullanarak, engelleme adına her türlü çılgınlığı yapıp bu süreci sabote etmek isteyecektir. Eğer terörün üstesinden gelinmek isteniyorsa; hem Özel Harekata karşı yürütülen bütün olumsuz propagandalara, hem de bu süreci sabote etmeye yönelik eylemlere boyun eğmeden, bu sistemin hayata geçirilmesi için sağlam irade ortaya konulması gerekiyor. ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER [email protected]
<< Önceki Haber Ergenekon'un da korkulu rüyası! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER