Hocaefendi, The Atlantic'e konuştu

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyaca ünlü dergisi The Atlantic'e konuştu.

Fethullah Gülen Hocaefendi, The Atlantic'e konuştu



Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, Amerika Birleşik Devletleri'nin ünlü dergisi The Atlantic'ten Jamie Tarabay sorularını cevaplandırdı. Dergi'nin, "Türkiye'nin dünyadaki mevcut siyasi emellerini ve yerini nasıl görüyorsunuz?" Sorusuna, Gülen Türkiye'nin bir köprü konumunda bulunduğuna vurgu yaparak cevap verdi.

Önce batıyla ilişkilere dikkat çekti:
'Bence Avrupalılarla da kendi çevresinde olan ülkelerle de iyi bir münasebet içinde olması, öyle bir diplomasi oluşturması çok önemli Türkiye için. Türkiye'nin hem kendi demokratik kazanımlarını koruyarak ilerletmesi hem de çevresiyle iyi ilişkilere sahip olması hayatı ehemmiyete haizdir.'

Gülen daha sonra da doğu ve Ortadoğu'ya işaret etti.

'Mesela Türkiye'ye karşı geçmişten tevarüs eden bir teveccüh, bir şuuraltı müktesebatı varsa bunun zedelenmemesi lazım. İtibarımızı korumamız lazım.'

Doğu ve Batı ilişkiler konusunda bunları tavsiye eden Gülen, mevcut durumu değerlendirdi:

'İyi ilişkiler sevgiye bağlı, saygıya bağlı, hüsn-ü zanna bağlı, makuliyet etrafında bir araya gelmekle mümkün olur. Türkiye bugün tam bunu yapıyor mu, yapamıyor mu, yapmıyor mu, bu üzerinde durulabilecek bir şey. Türkiye böyle bir diplomatik vetire başlatılabilirse, zannediyoruz bu Avrupa için de Amerika için de bütün dünya için de iyi olur. Fakat şu anda böyle bir şeyi yaptığımız, yapıp da semere aldığımız söylenemez çok.'

Jamie Tarabay, sosyal meselelerle ilgili konularda sorular yöneltti. "İslami geleneğe göre kadının rolü annelikten mi ibarettir?" diye sordu. Hocaefendi, "Mülahazamız, cumhurbaşkanlığı dahil  her rolü üstlenebilmesi için imkan tanınması istikametindedir" dedi.

'Anneliğin müstesna yeri mahfuz, kadın mevzuundaki genel mülahazalarımız onların hususi halleri gözetilerek askerlik, hekimlik, hakimlik ve cumhurbaşkanlığı da dahil her rolü üstlenebilmesi için imkan tanınması istikametindedir.'

Hocaefendi bunu anlatırken asr-ı saaddetten örnek verdi.

'Saadet asrında Hz. Aişe başta olmak üzere, Hz. Hafsa ve Hz Ümmü seleme validelerimiz Fukaha ve Müçtehitler arasında yer almaktaydı ve onlara erkekler müracaat ediyordu. Bugün maalesef bazı yerlerde İslami kaynakların yanlış yorumlanmasına bağlı olarak kadınların içtimai hayattan tecrit edilmesi serişte edilerek Müslümanlık aleyhine dünya çapında propaganda yapıldı. 

İstediği kadar geniş imkanlara sahip olabilecekken neden küçük bir odada yaşadığını soran gazeteciye Gülen şu cevabı veriyor: 

'Tüm hayatım bu şekilde geçti. Öğrencilik yıllarımda ve sonrasında her zaman böylesine mütavazı bir yerde yaşadım. Bu, ülkemin insanları gibi yaşamak istediğimden kaynaklanıyor çünkü kendimi onlardan biri gibi görüyorum. Kendimi hiçbir anlamda katiyen üstün görmedim. Ayrıca bu benim tabiatımdan kaynaklanıyor. Ahirete ve böyle bir hayat yaşamanın doğru olduğuna inanıyorum. Kendimi dünyaya fazla bağlamak istemiyorum.'

Gülen, "inancımın özü dünyada barışın sağlanması, insanları kötü davranışlardan eğitim yoluyla mümkün olduğunca uzak tutmak" dedi.

<< Önceki Haber Hocaefendi, The Atlantic'e konuştu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER