Sabah Gazetesi'nden yine yalan haber!

Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi, Ahmet Tatar, kendisiyle röportaj yapan Sabah Gazetesi muhabirinden söylemediğim şeyleri yazdınız diyerek düzeltme istedi.

Sabah Gazetesi'nden yine yalan haber!

Yalan haberlerine bir yenisini daha ekleyen Sabah Gazetesi'nin bu yalanı da gün bitmeden ortaya çıktı.  Gazete Amirallere Suikast Davası'nda yargılanırken intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar ile yaptığı röportajı manşetten verdi. Polise operasyonda hukuksuz olarak 8 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklanan Yurt Atayünhedef alan gazete Ahmet Tatar'ın kardeşi Ali Tatar'ın ölümünden Yurt Atayün'ü sorumlu tuttuğunu iddia etti.

Gazeteye bir açıklama gönderen Ahmet Tatar, "bu görüşmede size söylemediğim bazı şeyler belkide benim anlamadığım "gazetecilik tekniği" gereği haberinize yansımış. Düzeltmenizi hasleten rica ediyorum" diyerek söylemediği sözlerin düzeltilmesini istedi...



İŞTE SABAH'IN SÖYLENMİŞ GİBİ YAZDIĞI O SÖZLER;

“Yurt Atayün kardeşimi mezhebine göre fişleyip hayatımızı kararttı” DEMEDİM.

“Tutuklanan eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün tarafından mezhebine göre fişlendiği için canına kıydığını” SOYLEMEDİM

“Kardeşini intihara götüren sürecin taşlarını Atayün'ün döşediğini söyleyen ağabey Tatar, "Biz bugüne kadar kimseyi ayırt etmedik. Ama maalesef Yurt Atayün kardeşimi mezhebine göre fişledi ve hayatımızı kararttı” DEMEDİM.

“ Kardeşimin ölümünde baş sorumlu o” DEMEDİM.

 "17 ve 25 Aralık darbe girişimlerine karşı hükümetin başlattığı operasyon bu hukuksuzluk sürecine son vermiştir." DEMEDİM

İşte Odatv'nin haberine göre Ahmet Tatar'ın Sabah Gazetesi'ne gönderdiği o açıklama;

"Öncelikle kim olursa olsun mağdura, düşmüşe tekme atmakbizim yolumuza aykırıdır.  Elbette suçlu cezasını çekecektir. Fakat bu adil evrensel hukuk önünde gerçekleşirse bizim için anlam taşır. Yoksa ilkel intikamdan başka bir anlamı olmaz. Bu duygu bizden uzaktadır.

Evet ben böyle bir olay karşısında objektif değilim. Kimse de benden böyle bir şey bekleyemez. Tarafım ben. Fakat kardeşimin davasının bana yüklediği misyon, düşüncelerimi duygularımın önünde tutmamı gerektiriyor. Öyle davranmaya çalışıyorum.

Şu anda yürüyen soruşturmalar gerçekten bu memleketin toptan arınmasına bir vesile olursa bir anlam taşır. Yoksa insanların kamuoyu önünde linç edilmelerinin tanığıyız biz. Gerçekler yapılan manipülasyonların perdesiyle,bir süre örtülebiliyor. Ancak sonra gerçek aslına rücu ediyor.

Fakat ne oluyor biliyor musunuz?

Bu arada canlar yitiyor, insanlar acı çekiyor, insanların yaşamları çalınıyor.

Diğer yandan suçlu suçsuz karışıyor, çoğu zamanda suçlular, masumların gölgesinde, onların mağduriyetlerinin oluşturduğu ortamdan faydalanıp kendilerini aklıyorlar.

Yani geriye tespit edilmiş suçlar, hukuken cezalandırılan suçlular değil; sadece yıllarca unutulamayan acılar kalıyor.

Bunun örneğini bu memleket yeterince yaşamadı mı? Daha ne kadar boğazlaşmaya devam edeceğiz?

Bu sefer bu olmasın. Herkese görev düşüyor. En çok da gazetecilere.Haydi herkes için hukuku haykıralım. Suçların araştırılmasına hep beraber el verelim. Geçici gündemin esiri olmayı, birilerinin iktidar hırslarının askeri olmayı reddedelim.

Birlikte yaşamanın kurallarını yeni baştan birlikte tartışalım. Hepimizin geçmişten sorumluluğu var. Özümüzü yoklayalım, özeleştiri yapalım, istiğfar edelim.

Çok mu zor?

Saygıyla, A.Tatar"
<< Önceki Haber Sabah Gazetesi'nden yine yalan haber! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER