Tetikçi Arslan'ı susturan soru

Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan el bombalarını kimden aldığı yönündeki soruları cevapsız bıraktı.

Tetikçi Arslan'ı susturan soru

Arslan, "Bu konulara girmeye gerek yok. Bazı açıklamaları emniyette yaptım. Her şeyi buradan açıklamaya gerek yok. Ya idam et, ya serbest bırak. Onu aç, bunu aç, bırak bunları." dedi. Arslan'ın, "Bombaları nereden temin ettiniz?" sorusu karşısında uzun süre sessiz kalması üzerine duruşma salonunda bulunan baba İdris Arslan, "Söyle oğlum! " diye bağırdı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasının 116. duruşmasına tutuklu sanıklardan Selim Akkurt, Hayrettin Ertekin ve Kahraman Şahin ile başka suçtan tutuklu sanıklar Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay katılmadı. Doğu Perinçek ve Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu diğer tutuklu sanıklar ile 2 tutuksuz sanık duruşmada hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, davanın önceki oturumunda tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım'ın avukatı Yıldırım Çavuşovalı tarafından "Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ve üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin reddine ilişkin talebin değerlendirildiğini söyledi. Şengün, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin diğer heyeti tarafından talebin incelenerek yerinde görülmediği için reddedildiğini açıkladı. Başkan Şengün, savunmasına yapması için Danıştay saldırısı tutuklu sanığı Osman Yıldırım'ın sanık kürsüsüne çağırdı. Osman Yıldırım, daha önce baro tarafından kendisi için görevlendirilen Ramazan Zeybek'in, cezaevine gelip kendisiyle görüşemediği için savunmasını hazırlayamadığını söyledi. Bu nedenle kendisinin de Murat Eke'yi avukat olarak tuttuğunu belirten Yıldırım, savunmasını birlikte hazırlayabilmek için tekrar ek süre verilmesini istedi. Köksal Şengün'ün, "Neden savunmanı yapmıyorsun? Bak senin ifade vermemen nedeniyle duruşmalarda ilerleme olmuyor." şeklindeki sorusuna Yıldırım, "Bir an önce ben de kurtulmak istiyorum. Hiçbir art niyetim yok." diye cevap verdi. Avukat Murat Eke de, "Müvekkil başka bir davadan hükümlü olduğu için vasi tayini gerekiyordu. Bu nedenle vekalet almam uzun sürdü. Bu nedenle savunmasını hazırlayabilmek için kendisiyle görüşemedim. Savunmayı hazırlamak için süre talep ediyorum." dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Alparslan Arslan'ı ifade vermesi için sanık kürsüsüne çağırdı. Sanık Arslan, "Çay içip sohbet edeceksek edelim. Yoksa konuşacak bir şeyim yok." dedi. Bunun üzerine Başkan Şengün, mahkeme salonunun çay içme yeri olmadığını söyledi. ARACINDA BULUNAN NOKİA CEP TELEFONUNU HATIRLAMADI Köksal Şengün, savunmasını yapmak istemeyen Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusuna geçme kararı alarak Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'e söz verdi. Savcı Pekgüzel, Motorola marka telefonunun olup olmadığını sordu. "Evet" cevabı veren Arslan, Nokia marka telefonunun olup olmadığı sorusunu da "Hayır" şeklinde cevapladı. Savcı Pekgüzel, "Aracınızda Nokia cep telefonu şarj aleti bulunmuş. Sizin mi?" diye sordu. Arslan, hatırlamadığını söyledi. Pekgüzel, "Tarkan Toper'i kendi cep telefonunuz yerine numarası görünmeyen bir telefondan aramışsınız. Nedeni nedir? diye sordu. Telefonunun şarjının bitik olduğunu söyleyen Arslan, "Bir bakkala gidip oradan paralı telefon ile aradım. Sadece Tarkan Toper ile sohbet etmeye, çay içmeye gittim." cevabını verdi. Alparslan Arslan savcının sorularını cevapladığı sırada yanında güvenlik için bulunan jandarma erlerinden birisi, fenalık geçirerek olduğu yere yığıldı. Jandarma askeri, arkadaşları tarafından adliye bahçesinde bekleyen ambulansa götürülerek tedavi altına alındı. Sanık Alparslan Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan 3 el bombasını kimden aldığının sorulması üzerine, "Bunu açıklamaya, bu konulara girmeye gerek yok. Bazı açıklamaları emniyette yaptım. Her şeyi buradan açıklamaya gerek yok. Ya idam et, ya serbest bırak. Onu aç, bunu aç, bırak bunları." diye konuştu. Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan el bombalarının kendisine verildiği iddia edilen Ataşehir toplantılarına ilişkin soruları da cevaplayan Alparslan Arslan, Ataşehir'de Recep Özkan isimli arkadaşının evine ziyarete gittiğini belirterek, "Orhan Kadı isimli arkadaşımı arabamla Osman Yıldırım'ı gönderdim. Ben o sırada Recep Özkan'ın evindeydim. Özkan burada yalnız kalıyor. Burası öğrenci evi. Başka bir amaçla kullanılmadı. Osman Yıldırım yukarı çıkmadı. Ben aşağıya indim. Dışarıda konuştuk. Sohbet ettik. Osman'ı sadece ben gördüm. Diğer arkadaşlarım konuşmadı. Osman ile Cumhuriyet meselesinin bir an önce çözüme kavuşmasını, ona göre yaşantımızı düzenlemeyi konuştuk. Başkalarını bu olaya bulaştırmak istemedim." dedi Savcı Taşkın'ın, "El bombaları bu evde mi verildi?" şeklindeki sorusuna Arslan, "Bu evde verilmedi diye cevapladı. Bunun üzerine savcı Taşkın, "Nereden temin ettiniz?" diye sordu. Arslan'ın bu soruya uzun bir süre cevap vermemesi üzerine izleyici bölümünde bulunan babası İdris Arslan, "Söyle oğlum" diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün "Cevap verecek misin?" diye sordu. Arslan, bu soruya cevap vermeyeceğini söyledi. (CİHAN)
<< Önceki Haber Tetikçi Arslan'ı susturan soru Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER