YARSAV için kötü Türkiye için iyi haber

İdeolojik tutumlarıyla eleştiri oklarının hedefi olan YARSAV’a alternatif yeni bir yargıçlar birliği kuruluyor. Yeni birliğin kurucuları arasında Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can da var.

YARSAV için kötü Türkiye için iyi haber

Hukukun üstünlüğü ilkesine uymayarak, siyasi ve ideolojik politikalar izlemekle suçlanan Yargıçlar ve Savcılar Birliği’ne (YARSAV) alternatif demokratik devlet anlayışını esas alan bir birliğin kurulması hazırlıklarında sona yaklaşıldığı öğrenildi. Alternatif birliğin kurucu üyeliği için başvurular devam ederken yargıçlar arasında yeni oluşuma katılmaları halinde, “Devletin başlarını ağrıtacağı” endişesi bulunduğu da gelen bilgiler arasında. Yeni oluşumun üye kaydını devam ettirdiği ve bir ay içinde resmen kurulmasının planlandığı da öğrenildi. Yeni birliğin kurucuları arasında, geçen hafta YARSAV’ı sert bir dille eleştirerek bu birliğin kurucu üyeliğinden istifa eden Anayasa Mahkemesi raportörlerinden Dr. Osman Can’ın da bulunduğu belirtildi. AB müktesebatına uygun Yeni kurulması planlanan birliğin, AB müktesebatına uygun çağdaş bir yargıçlar ve savcılar örgütlenmesini esas aldığı ve yargıda gerçek anlamda bağımsızlık ilkesinin uygulanabilmesi için fikirler üretme işlevini de üstleneceği kaydedildi. Bu arada, alternatif bir çağdaş yargıçlar ve savcılar birliği oluşturulması çalışmaları devam ederken YARSAV’ın geçen pazar günü yapılan Genel Kurulu’nda, tartışmalı Başkan Savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu yönetime giremedi. 60’a yakın üyenin ise YARSAV’dan istifa ettiği ve yeni birliğe katılmayı planladıkları gelen bilgiler arasında. Can 9 kasımda istifa etmişti İktidardaki AK Parti’nin kapatılması davasında kapatma aleyhine rapor hazırlayan ve demokratik duruşuyla ismini duyuran Osman Can, 9 kasım günü YARSAV’ın kurucu üyeliğinden istifa etmişti. Can istifa dilekçesinde, birliği, ideolojik tartışmalarda 1930’lu yılların dost-düşman ayrımını eksen almakla suçlarken, “yargı” örgütlenmesi olmaktan çıkıp, hızla yargı yoluyla siyasi bir iktidar aracına dönüştüğünü belirtmişti. Can, YARSAV’ın daha da ileri giderek, televizyonlarda askeri müdahaleleri gerekli ve “direnme hakkı” kapsamında görmekten geri durmadığını da anımsatmıştı. İstifa dilekçesinde, Türkiye toplumunun, kendi politikasına sahip çıkmaya başladığı bir aşamaya doğru giden bir sürece girdiğine işaret eden Can, şu görüşleri dile getirmişti: “Süreç Cumhuriyet’in seçkinci bir iktidar aracı olmaktan çıkıp demokratik ve özgürlükçü bir içerikle halkın bizatihi ve bilfiil iktidarı aracına dönüşmesi, kısacası Cumhuriyet’in olgunlaşması sürecidir. Bu dönüşüm esasen Cumhuriyet’in kuruluş dönemi ideallerinde ifade edilen halk yönetimi ve egemenliğinin bir ürünü; dönüşümün zorunlu kıldığı kurumsal yeniden yapılanma da bunun bir gereğidir.” Can’ın, Anayasa Mahkemesi raportörü olarak demokratik duruş sergilediği diğer bazı davalar da bulunuyor. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı başörtüsü ile ilgili Anayasa değişikliğinin iptaline gerek olmadığını ve yapılan değişikliğin Anayasa’ya uygun olduğunu rapor eden Can, Demokratik Halk Partisi’nin (DEHAP) kapatılması istemiyle açılan ve halen Anayasa Mahkemesi gündeminde bulunan davanın da raportörlüğünü yaptı. DEHAP’ın kapatılmaması yönünde rapor hazırlayan Can, 2005’te kaleme aldığı, “Demokratikleşme Serüveninde Anayasa ve Siyasi Partilerin Kapatılması” adlı kitabında parti kapatma kararlarını “Laikliği korumak adına özgürlükleri hiçe saymak” olarak nitelendiriyor. Can, kitabında, partilerin kapatılmasının demokrasiye yarar değil zarar sağladığı vurgusunu yaparken parti kapatmalarda, siyasi ve sosyolojik analizlerin de yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu arada, Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen DTP ve DEHAP’ı kapatma davalarına ilişkin süreçte geri sayımın başladığı belirtilirken, DTP’ye kapatma davasına ilişkin dosyanın ekleri hariç 400 sayfayı bulduğu öğrenildi. Anayasa Mahkemesi’nin, DTP’yi kapatma davasını Ocak 2010’dan önce görebileceği de gelen haberler arasında. Yargıda Pol-Der, Pol-Bir kavgası yolda Pazar günü yapılan YARSAV seçimlerinde, 441 üyeden 195 oy alarak yönetim dışı kalan Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yerine kimin seçileceğine ilişkin toplantı perşembe gününe ertelendi. Ankara yargı kulislerinde Eminağaoğlu’nun seçimi kaybetmesinin ‘Adalet Bakanlığı’nın müdahalesinin sonucu’ olduğu iddia ediliyor. YARSAV’a yakın çevreler ise Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yeniden seçilememesini, derneğe yeni üye olan isimlerin, iktidar ve Adalet Bakanlığı’yla yakın ilişki içinde olmasına bağlarken, seçim sonucunun organize bir kampanyanın meyvesi olduğununu ileri sürdü. Osman Can önderliğinde YARSAV’a alternatif bir dernek kurulacağı yönündeki haberleri anımsattığımız söz konusu kaynaklar, “İsteyen istediği derneği kurabilir. Ancak uluslararası temsil hakkı, sadece ve sadece YARSAV’ındır. Bunun dışında başka bir kurumun temsil edilmesi söz konusu değil” dedi. TARAF
<< Önceki Haber YARSAV için kötü Türkiye için iyi haber Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER