'Zaten deprem beklediğimiz bölgeydi'

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Mithat Fırat Özer, Elazığ'daki depreme ilişkin olarak, ''Burası zaten deprem beklediğimiz bir bölgeydi. Son bir yıllık depremler ve özellikle son bir ay içinde küçük bir deprem aktivitesi ortaya çıkmaya, dikkat çekmeye başlamıştı zaten'' dedi.

'Zaten deprem beklediğimiz bölgeydi'

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Danışma Kurulu üyeleri Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mithat Fırat Özer ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit, Planlama ve Zarar Azaltma Dairesi Başkanı Ejder Kaya, Deprem Dairesi Başkanı Dr. Murat Nurlu ve Müdahale Dairesi Başkanı Nüvit Bektaş'ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, Elazığ'daki depreme ilişkin teknik değerlendirmeler yapıldı ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndaki toplantıda konuşan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Müdahale Dairesi Başkanı Nüvit Bektaş, depremde 51 kişinin hayatını kaybettiğini, 34 yaralının tedavilerinin devam ettiği, 40 yaralının da taburcu edildiğinin hatırlattı. Bölgeye çeşitli il ve kurumlardan 224 araç ve 481 personelin sevk edildiğini kaydeden Bektaş, yapılan yardımlara ilişkin bilgiler verdi. Türk Kızılayı tarafından Kovancılar'a 270 çadır, bin 100 battaniye, 2 seyyar mutfak, 20 prefabrik ev, 30 mutfak seti, 400 kumanya, 700 yatak, 3 bin 400 şişe içme suyu gönderildiğini kaydeden Bektaş, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da 4 sahra tipi mutfak, 8 soğuk iklim çadırı, bin 500 kilogramlık su ve gıda malzemesini bölgeye sevk edildiğini bildirdi. Bektaş, Sağlık Bakanlığınca şişirilebilir çadırdan oluşan sekiz seyyar hastane ünitesinin Kovancılar Devlet Hastanesi'nin yanına kurularak tedbir amaçlı olarak hazır bekletildiğini söyledi. Planlama ve Zarar Azaltma Dairesi Başkanı Ejder Kaya da devletin tüm imkan ve gücüyle bölgedeki vatandaşların yarasını sarmakla meşgul olduğunu dile getirdi. Enkaz altında kalan vatandaş bulunmadığını, müdahalenin çok hızlı ve efektif bir şekilde yapıldığını anlatan Kaya, ''Şu anda açıkta kalan, müdahale gerektirecek bir vatandaşımız yok. Tüm kurumlarımız olay yerinde vatandaşlarımızla birlikteler'' dedi. -108 DEPREM DAHA OLDU- Depreme ilişkin teknik bilgiler veren Deprem Danışma Kurulu üyesi Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mithat Fırat Özer de Kovancılar depreminin 5.8 büyüklüğünde olduğunu belirterek, ''5.8 bizim için orta büyüklükte bir deprem. Normal koşullarda bu kadar can kaybı beklemeyiz'' diye konuştu. Fiziki haritalar üzerinde bölgedeki Doğu Anadolu Fay Sistemi'ni basın mensuplarına gösteren Özer, 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından şu ana kadar 108 depremin daha ölçüldüğünü bildirdi. Özer, bunların 55'inin 2-3, 46'sının 3-4, üçünün 4-5, dördünün 5-6 büyüklüğünde kaydedildiğini söyledi. Doğu Anadolu Fay Sistemi'nde, 1800-2008 yılları arasında yaşanan depremlerden örnekler veren Özer, Elazığ'daki depremin, 1789 yılında bölgede yaşanan depremden sonraki ikinci büyük deprem olduğunu ifade etti. Özer, ''Burası zaten deprem beklediğimiz bir bölgeydi. Son bir yıllık depremler ve özellikle son bir ay içinde küçük bir deprem aktivitesi ortaya çıkmaya, dikkat çekmeye başlamıştı zaten. Bu 5.8'lik deprem de süreci tamamlayıcı olası beklentilerden bir tanesini gerçekleştirmiş oldu'' diye konuştu. -''226 YILDIR ENERJİ BİRİKTİRİYORDU''- Deprem Danışma Kurulu üyesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit ise Bingöl ile Hazar Gölü arasındaki bölgenin, ülkenin ikinci büyük deprem kaynağının görüldüğü yerlerden biri olduğunu bildirdi. Bölgede 1971 ve 1874 yıllarında yaşanan depremlerin kırığının hem doğuya hem de batıya doğru hareket ettiğini belirten Koçyiğit, bu iki depremin oluşturduğu kaynağın sonlandığı noktaların önemli olduğuna işaret etti. Ali Koçyiğit, 1971'deki depremin son noktasının Bingöl, 1874'teki depremin son noktasının ise Elazığ'ın Palu ilçesi civarı olduğunu ifade ederek, bu depremlerin bölgeye ek enerji depoladığını kaydetti. Bölgede 226 yıl önce büyük bir deprem yaşandığını dile getiren Koçyiğit, şöyle konuştu: ''Burası 226 yıldır enerji biriktiriyordu. Ayrıca ek olarak doğudaki ve batıdaki iki depremden de ekstra enerji aldı. Dolayısıyla böyle bir depremin olma olasılığı vardı. Bu kadar erken olmayacaktı, eğer 1874 ve 1971'deki iki deprem olmasaydı, o iki deprem buraya ek enerji göndermeseydi daha bu depremi beklemiyorduk. Bu kesimde son bir aydır ve geçen sene de az sayıda da olsa Palu ilçesi civarında hareketlilik gözükmüştü. Takip ediyorduk. Bugün de bu kesim serbest hale geçmiş oldu. Ancak hala Bingöl ile Palu arasındaki sistemin güney kolu ve sistemin Bingöl ile Palu arasındaki kuzey kolunun doğu yarısı hala daha enerjisini boşaltmış değil. Buralarda da deprem olabilir.'' -SORULAR- Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ali Koçyiğit, bölgede hala deprem riski olup olmadığının sorulması üzerine, ''Bu depremin olduğu kesimde artık daha büyük bir deprem beklemiyoruz. Bizim olma ihtimali var dediğimiz bölge, güneydeki Murat Nehri Vadisi boyunca yer alan fay üzerinde bekliyoruz'' şeklinde konuştu. Koçyiğit, deprem beklenen kesimde il bulunmadığını, bölgede yalnızca Bingöl'ün Genç ilçesinin yer aldığını kaydederek, ''Bölgede Genç ilçesinden başka çok fazla yerleşim yeri yok. Bu da bir avantaj olabilir'' dedi. Ali Koçyiğit, ''Hareketlilik gözlemledik dediniz. Tedbir için yetkilileri uyardınız mı?'' sorusunu yanıtlarken, Türkiye'deki tüm depremlerin kayıt altına alındığını ve internette yayınlandığını söyledi. Koçyiğit, uyarı yapmadıklarını belirterek, ''Bir kaç tane küçük depremin akabinde büyük bir deprem olacak demek çok zor. Aksi de olabilir. Depremin tek çözümlenemeyen ayrıntısı zaten zaman. Uzun bir beklenti de olabilir söylediğinizde. Yani insanları sürekli bir panik içine sokmuş olursunuz'' diye konuştu. Olası İstanbul depremine ilişkin soruları da yanıtlayan Koçyiğit, İstanbul depreminin 1956 yılından beri bilindiğini ifade ederek, bölgede deprem olacağı konusundaki hesapların yüzde 80 oranında doğru çıktığını kaydetti. Kuzey Marmara denilen alanda 80 kilometre uzunluğundaki kesimde 1509 ve 1766 yıllarında iki büyük deprem olduğunu, ikisi arasında 259 yıl bulunduğunu söyleyen Koçyiğit, ''Dolayısıyla bizim o faydan tahmin ettiğimiz 7 büyüklüğündeki bir depremin yinelenme aralığı 250 ile 300 yıl arasında değişiyor. Orada bir deprem bekliyoruz. 50 yıllık bir süreç içinde bu depremin olacağını yüzde 60-70 ihtimalle söylüyoruz'' dedi. Prof. Dr. Özer de yakın dönemde aynı bölgede yeni bir deprem beklenip beklenmediği sorusunu yanıtlarken, ellerinde bu konuda yeterli bilgi olmadığını söyledi. Olası bir kaç küçük depremin kendileri için yeterli bilgiyi oluşturmadığını, ellerindeki bu kadar bilgiyle deprem uyarısı yapamayacaklarını ifade eden Özer, bölgede görülen son bir aylık aktiviteyi ''daha büyük bir depremin habercisi'' diye adlandıramayacaklarını kaydetti. Depremin görüldüğü mevcut fay civarında enerjinin önemli ölçüde boşaldığını ifade eden Prof. Dr. Özer, ''Ancak 5.8 yeterli büyük bir deprem değil. Buradaki fayın devamı şeklinde ikinci bir hareket sürebilir. Şu ana kadar böyle bir belirti yok ya da güney kol için böyle bir şey sürebilir. Şu ana kadar henüz kestirim yapabilecek durumda değiliz. Gözlem altında burayı sürekli inceliyoruz'' diye konuştu. DEPREMDE ÖLENLERİN İSİMLERİ İŞTE ELAZIĞ'DAN İLK KARELER DEPREM ANI KAMERADA - VİDEO DEPREMİN DEHŞETİNİ ANLATAN GÖRÜNTÜ - VİDEO BURASI DEPREMİN MERKEZİNDEKİ KÖY - VİDEO TÜM GELİŞMELER İÇİN TIKLAYIN
<< Önceki Haber 'Zaten deprem beklediğimiz bölgeydi' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER