Bu hata yapılırsa dava suya düşer!

Savcı Antonio Di Pietro, telefon dinlemeyi delil olmaktan çıkarmanın 'suçluların altına Ferrari çekmek' anlamına geleceği uyarısı yaptı.

<b>Bu hata yapılırsa</b> dava suya düşer!

Brüksel'de Zaman'a konuşan Di Pietro, telefon dinleme hakkının adlî makamlardan alınmasının 'çok vahim bir hata' olacağını vurguladı. Yasal dinlemeleri delil olmaktan çıkarma girişimlerini değerlendiren Di Pietro, "Bu, suçluların altına Ferrari çekip kaçmalarını kolaylaştırırken, savcıları da at arabasına mahkûm etmektir." yorumunu yaptı. Suçluların, suç delillerini yok etmek için her gün yeni teknikler geliştirdiğine dikkat çeken İtalyan Savcı, "Hakimlerin elinden telefon dinleme hakkını almak vahim bir hatadır." dedi. Ergenekon soruşturmasına ilişkin soruları cevaplandıran "Temiz Eller" savcısı, şüphelilerin telefonlarının dinlenmesine taraftar olduğunu vurguladı. Ünlü savcı, suçluların teknolojiyi çok yakından takip ettiklerine, suç delillerini yok etmek için her gün yeni teknikler geliştirdiğine işaret ederek, adli makamların da telefon dinleme gibi teknolojileri son derece iyi kullanabilmeleri ihtiyacına vurgu yaptı. Di Pietro, Temiz Eller soruşturması çerçevesinde aralarında İtalya Başbakanı Bettino Craxi'nin de bulunduğu yüzlerce siyasetçiyi adalet önüne çıkarmıştı. Telefon dinlemenin engellenmesini "fazlasıyla vahim bir hata" olarak nitelendiren Di Pietro, "Suçlular her gün yeni bir yol bulup suç işlemeye devam edip, delilleri saklamak, yok etmek isterler. Hakimlerin, savcıların elinden telefon dinleme hakkını almak, suçluların altına Ferrari çekip yargıyı at arabasına mahkum etmektir. Tabii ki telefon dinlemeye birtakım sınırlamalar, tahditler getirilmelidir. Telefon dinlemenin sınırlarını net bir şekilde tespit etmeli, hiçbir şekilde kamuya açık olarak yayınlanmamalı, özel hayata azami saygı gösterilmelidir. Ama savcılar hiçbir surette ellerinden malzemesi alınmış cerrahlara dönüştürülmemelidir." ifadelerini kullandı. Savcıları "toplum doktorlarına" benzeten Di Pietro, siyasetçilerin genellikle tedavi olmak istemediklerini, zira siyasetten bertaraf edilmekten korktuklarını kaydetti. "Yargı soruşturmaları bir bulgu üzerine başlar, aynen hastalıkların teşhisinde olduğu gibi. Aynen röntgen gibi. Bu tür soruşturmalarda toplumun hastalığının teşhisine ve tedavisine çalışır savcılar, yani toplumun doktoru gibidirler. Şifa vermeye çalışırlar. Siyasetçiler, tedavi olmak istemez; çünkü bu teşhis ve tedavinin ardından bertaraf olmaktan korkarlar, siyaset sahnesinden silinmekten korkarlar." diyen Di Pietro, her türlü asayiş sorununda savcılara müracaat edenlerin nedense iş kamu görevlilerine gelince savcıları suçlamaya başladığını söyledi. Siyasiler yargı sürecini yargılamamalı "Hırsızlık, yankesicilik, asayişin sağlanması gibi konularda herkes savcılara müracaat eder; ama iş ne zaman kamu görevlilerinin araştırılmasına, yetki istismarının soruşturulmasına gelse savcılar suçlanır. Türkiye'de de İtalya'daki gibi olmaz diye ümit ediyorum. Milletvekilleri, yargılama sürecini yargılamaya kalkmamalı." diyen İtalyan savcı, demokratik ülkelerde istihbarat kurumlarının muhakkak meclis tarafından kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Antonio Di Pietro, şöyle konuştu: "Demokrasilerde devletin, kendini koruması için istihbarat örgütlerine ihtiyacı vardır. Ancak İtalya'da çok üst seviyeli istihbaratçılar terör suçuyla yargılandı, çok kötü şeyler oldu. Demokratik ülkelerde istihbarat kurumlarının üzerinde meclis kontrolü olması çok önemli bir husus. İstihbarat örgütleri demokratik kurumlarca muhakkak denetlenmeli."
<< Önceki Haber Bu hata yapılırsa dava suya düşer! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER