İnanması zor ama bu da yaşanmış!

Astsubay Üstçavuş Memiş Ceyhan'ın hikâyesi, 28 Şubat sürecinde ordudan atmaların gelişigüzel yapıldığını gösteren bir kara mizah örneği.

İnanması zor ama bu da yaşanmış!

Ceyhan'ın dindar olup olmadığını tespit etmek için evine şofben tamircisi gönderenler, 'yazılı emir'le eşini eğlencelere çağırmış. 1999 Ağustos şûrasında ise mahkeme kararı olmadan 'üstçavuş' rütbesi sökülerek 'er' statüsünde ordudan atılmış. Ancak, 7 ay sonra 'kıdemli üstçavuş' rütbesine yükseltilerek seferberlik tatbikatına katılmaya zorlanmış. Tatbikattaki başarısından ötürü 'teşekkür belgesi' alan Ceyhan, halen büfecilik yapıyor. Astsubay Üstçavuş Memiş Ceyhan, 1996 yılına kadar Türkiye'nin değişik bölgelerinde astsubay olarak görev yaptı. 1996 yılında Amasya 12. Piyade Er Eğitim Tugayı'na tayin oldu, aynı yıl evlendi. Üstçavuş Ceyhan, dindar bir insandı ve eşi de başörtülüydü. Amasya'ya gelinceye kadar dindarlığı sorun olmayan Ceyhan'ın namazı Amasya'da sorun olmaya başladı. Eşinin başörtülü olması da Batı Çalışma Grubu (BÇG) mensubu cuntacıların üzerinde kurduğu baskıyı artırmalarına sebep oldu. Üstçavuş Memiş Ceyhan'ı yakın takibe alan cuntacılar, kendisini eşiyle birlikte askerî gazinoda her ay düzenlenen yemekli aile toplantılarına çağırdı. Yemekli toplantıya çağrılışını, "Yemekli toplantıyı yazılı emirle tebliğ ettiler. Ben de tebliği imzalayarak tebellüğ ettim. Ancak gitmedim. Çünkü eşiyle birlikte o toplantıya giden dindar arkadaşların eşleri BÇG mensubu rütbeliler tarafından kasten dansa kaldırılıyordu. Ben böyle bir şeyi kabul edemezdim, toplantıya da katılmadım" sözleriyle anlatan Ceyhan, toplantılara katılmadığı için hakkında tutanak tutulduğunu söylüyor. Cuntacılar, Üstçavuş Memiş Ceyhan hakkındaki tutanağı da "...Çavuş Talimgah Tabur Komutanlığı personelinin eşlerinin çağdaş giyimlerini tespit etmek maksadıyla düzenlenen yemekli toplantıya katılmadığı tespit edilen..." bir üslubuyla düzenliyor. Memiş Ceyhan, "BÇG'ciler ben bu tür toplantılara katılmadığım için eşimi ve hayatımı gözlemlemek adına başka yollara başvurdu. Evime arıza bildirimi yapmamış olmamıza rağmen şofben tamircisi gönderdiler. Birliğimizin en üst yöneticisi paşaların eşleri evimize misafirliğe geldi. TSK'da, paşa eşinin bir astsubay eşine misafirliğe gittiği o güne kadar görülmüş şey değildir" diyor. BÇG Grubu, bu ve benzeri istihbari çalışmalar sonunda Astsubay Üstçavuş Memiş Ceyhan'ın 'irticacı' olduğuna hükmediyor. Ceyhan, cuntacıların hazırladığı fişlemede hem 'irticacı' hem de 'darbeye karşı çıkacak' personel listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Bu iki özellik cuntacılar için Ceyhan'ın atılması için yeterli sebep oluyor. Üstçavuş Memiş, hakkında mahkeme kararı olmadan eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle rütbesiz er statüsüyle TSK'dan ihraç ediliyor. Memiş Ceyhan, ordudan atıldıktan sonra bir süre Ankara'da, daha sonra İstanbul'da iş arar. Ancak 28 Şubat darbesinin baskısıyla kimse Ceyhan'a iş vermiyor. En son memleketi Konya'ya dönen Ceyhan, burada da iş bulamaz ve Akşehir'de yaşayan anne-babasının yanına yerleşir. Geçinmek için de babasının yardımıyla Akşehir sanayi sitesinde büfe açarak esnafa çay, tost, ayran satmaya başlar. Astsubay Üstçavuş Memiş Ceyhan, rütbesiz olarak TSK'dan atılışının 7. ayında, yani 2000 yılının Mart ayında Akşehir Askerlik Şubesi'ne çağrılıyor. Askerlik şubesinde kendisine sefer görev emri veriliyor. Tuğgeneral Hüseyin Tanyer tarafından imzalanan sefer görev emrine göre, rütbeleri sökülüp er olarak TSK'dan atılan Üstçavuş Memiş Ceyhan, 7 ay sonra rütbesi yükseltilerek kıdemli üstçavuş olarak sefer görev emri alıyor. "Askerlik şubesinde 'Beni irticacı damgasıyla er olarak ordudan attılar. Bu işte bir yanlışlık olmasın. Hem beni haksız yere bünyesinden atan ordunun tatbikatına katılmak istemiyorum' diyecek oldum. Bana 'Sefer emrini tuğgeneral imzalamış, yapacak bir şeyimiz yok. Sefer tatbikatına gönüllü gitmezsen polis zoruyla götürülürsün.' şeklinde cevap verdiler." diyen Memiş Ceyhan, aynı yıl mayıs ortasında da 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nın Lüleburgaz'da düzenlediği Yıldırım 2000 tatbikatına çağrıldığını söylüyor. Ceyhan, 12 Eylül referandumuyla itibarları iade edilinceye kadar da tam 11,5 yıl sanayi esnafına tost, ayran, çay satarak hayatını kazandığını söylüyor.
<< Önceki Haber İnanması zor ama bu da yaşanmış! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER