İmamoğlu, Le Monde’daki metninde, 23 Mart’tan beri tutuklu bulunduğunu hatırlatarak, hâlihazırda kendisi hakkında “resmî belgede sahtecilik” suçlamasıyla yürütülen ceza davasında savcılığın 8 yıl 9 ay hapis talep ettiğini; ancak iddianamenin hangi belgeyi veya hangi sahtecilik eylemini dayanak gösterdiğine ilişkin somut bilgi içermediğini belirtti. Bu durumu Kafka’nın Josef K. karakterinin yaşadığı belirsizliğe benzetti.
Yazıda öne çıkan başlıklar şöyle:
Diploma ve idari süreç: İmamoğlu, 1994’te aldığı üniversite diplomasının 18 Mart 2025’te İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edildiğini; Dekan’ın bu hukuksuz iptali onaylamayıp istifa ettiğini, ilgili idari dava sürerken mahkemenin lehine ara karar verince dosyadaki hâkimin Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararıyla hızla değiştirildiğini iddia etti. Bu gelişmeleri hukuki süreçlere “müdahale” örneği olarak gösterdi.
“Kafkavari” davalar: İmamoğlu, diploma dosyasının yanı sıra hakkında açılan hakaret, yolsuzluk ve terör suçlamalarına da atıfta bulundu; “terör” suçlamasının kaynağı olarak 2024’te belediye listelerine Kürt adaylar koyma “cesareti”ni gösterdiğini belirtti. Bu uygulamanın, siyasal tercihleri cezalandırmaya dönük bir mekanizma olarak kullanıldığını öne sürdü.
Siyasal motivasyon iddiası: İmamoğlu, gerçek “suç”unun İstanbul’u üç kez kazanmış olması ve bunun iktidar için yarattığı siyasi tehlike olduğunu söyledi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul’u alan, Türkiye’yi alır” sözünü hatırlatarak, diplomanın iptalinin ve açılan davaların amacının 2028 adaylığını engellemek olduğunu savundu.
Evrensel demokratik vurgu: Yazısının hem kişisel hem evrensel bir boyut taşıdığını vurgulayan İmamoğlu, demokrasi, adalet, özgürlük ve insan hakları değerlerine bağlılığını tekrarladı; Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletleri örnek vererek uluslararası dayanışma çağrısında bulundu. Kafka ve Orwell (1984) referanslarıyla hukukun, hakların ve aklın terk edildiği otoriter eğilimlere dikkat çekti.
Siyasi meşruiyet ve destek: İmamoğlu, 24 Mart’ta parti içi ön seçimle Cumhurbaşkanı adayı olarak 15 milyondan fazla destek aldığına dikkat çekti ve halk desteğine dayanarak süreci aşacaklarını vurguladı.
Ne anlama geliyor?
İmamoğlu’nun Le Monde’da yayımlanan metni, hem iç siyasette hem de uluslararası kamuoyunda dikkat çekecek nitelikte. İddialar, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve siyaset-yargı ilişkisi tartışmalarını yeniden alevlendirebilir; diplomanın iptali ve “Kafkavari” tanımı, muhalefetin meşruiyet ve mağduriyet söylemini güçlendirme potansiyeli taşıyor. Öte yandan iktidar çevreleri bu tür iddiaları hukuka saygı vurgusuyla ve “yargı sürecine müdahale yok” biçiminde karşılayabilir; tartışma kısa vadede siyasal gerilimi artırabilir.
İmamoğlu’nun son mesajı yazıda net: Hukuki baskılar ve suçlamalar onu yolundan döndüremeyecek; “demokrasi, adalet ve özgürlük” ilkeleri uğruna mücadelenin süreceğini ve tüm “Kafkavari” davaların aşılacağını söyledi.








