İçten gelen sese kulak tıkamak!

Osmanlı Sarayı hakkında çoğu zaman kasıtlı olarak ya da bilgi eksikliği dolayısıyla yanlı veya yanlış aktarılan pek çok konu ilmi bir metodoloji ve usta bir kalem erbabının meseleyi sahiplenmesini bekler durur.

İçten gelen sese kulak tıkamak!

Dil ve kültür kopukluğu yüzünden kaynaklara ulaşma imkânı bulamayan genç nesiller de bir bilgi kirliliği labirentinde boğulurlar. Hâfız İlyas Efendi; ll. Mahmud döneminde 1812’de başladığı saray hayatı 19 sene sürüp 1831’de Abdülmecid Han döneminde nihayetlendirilen bir Enderunlu. Bilinen tek eseri olan Târih-i Enderun veya Letâif-i Enderun’da saray hayatı, oynanan oyunlar, eğlenceler, doğumlar, ölümler, düğünler, aziller, merasimler, saray insanlarının birbirleriyle münasebetlerini ilk ağızdan, net ve sıcak bir anlatımla aktarmış. “Bir Enderunlunun Hatıraları Saray Günlüğüm” adlı eserin müellifi Dr. Ramazan BALCI yukarıda bahsi geçen eserin anlatımını kolaylaştırıp istifade alanını genişletmek adına, yeni bir tasnife gitmiş. Böylece konulara göre daha kullanışlı bir yapı oluşmuş. Tamamlayıcı bilgiler için diğer temel kaynaklara ilâveten aynı dönemde Enderun’da yaşamış Ata Bey Tarihi’nden de faydalanan yazar aslında bilimsel bir yaklaşımla muhtevayı yeniden oluşturduğu gibi ifade ve üslup bakımından da titiz, akıcı, net bir çalışma çıkarmış. Her büyük medeniyetin temelinde yatan; kendi büyüklüğüne eş bir eğitim hamlesidir. Osmanlı Medeniyeti daha Orhan Bey zamanında kardeşi Alâeddin Bey’in kurduğu Eğitim sistemi ve Çelebi Mehmet döneminde temelleri atılan medreseler üzerine kurulmuştu. Enderun, bu eğitimin saray geleneği ile bütünleşerek hayata yansıyan yüzünü ifade ediyordu. Enderun’da verilen özel eğitim ve disiplinli öğretim sayesinde devletin sivil memur, asker, paşa, sadrazam, yeniçeri ağası, defterdar, divan şairi, tarihçi, hattat, beylerbeyi ve valileri ortak bir tarih ve devlet şuuru ile yetiştirilmişti. Saray Günlüğüm adlı çalışma, bir hatıra ya da sisteme methiye çalışması olmaktan ziyade, temel bir devlet kurumunun tarihin tozlu sayfalarına diri diri gömülmesine razı olmayanlara seslenen ‘insaf ehli’ bir çalışma… ‘Enderun’lu Olanlar’ ve ‘Konup Göçenler’ adlı iki bölümde toplanan çalışmada; Enderun’un odaları, idari görevler, eğitim oyunları, saray merasimleri, saray eğlenceleri, sarayda tababet, sadrazamlar, şeyhülislamlar, isyanlar, ordunun ıslahı, Rusya Savaşı, değişen şeyler, …, gibi bölüm başlıkları altında konuya bir hatırat çerçevesinden çok daha geniş bir ‘medeniyet analizi’ derinliğinde yaklaşılıyor. Bir konuya vâkıf olmadan o konu hakkında hüküm vermeyi sevmeyen ilim ehli, akıl ehli, vicdan ehli, insaf ehli için atlanmaması gereken bir eser hüviyeti barındırıyor Saray Günlüğüm. Her problemin kendi çözümü, her medeniyetin kendini çürüten sebebi kendi içinde gizliyse, geleceğe yürürken geçmişle hesaplaşmak isteyenlere, onu ne hamasetle ne de nefretle; onu akılla ve insafla anlamak isteyenlere tavsiye olunur.
<< Önceki Haber İçten gelen sese kulak tıkamak! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER