Türkiye biyodizelde dünya ikincisi

Yılda 2,3 milyon tonluk kurulu biyodizel kapasitesi ile Almanya'dan sonra dünya ikincisi olan Türkiye'nin, elindeki potansiyeli yeterince değerlendiremediği bildirildi.


Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öğüt, Türkiye ile birlikte birçok dünya ülkesinde biyodizele hızlı bir yöneliş olduğunu söyledi. Birçok ülkede tarım ve sanayi alanında biyodizel üretimiyle ilgili büyük yatırımlar yapıldığını dile getiren Öğüt, bu alanda önemli gelişme gösteren Türkiye'nin kurulu kapasitesi ile dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını bildirdi. Bugün itibariyle ülkede 286 biyodizel üreticisinin toplam 2,3 milyon ton kurulu kapasitesinin bulunduğunu vurgulayan Öğüt, şöyle konuştu: ''Bu rakamla Türkiye, kurulu biyodizel üretimi kapasitesi açısından Almanya'dan sonra dünya ikincisi konumunda bulunuyor. Bu kapasitenin 1.5 milyon tonluk kısmı lisanslandırılmıştır ve yıllık üretim sadece 100 bin tondur. Potansiyel değerlendirilemiyor, çünkü bu konuda bazı mevzuatlar engel oluşturuyor. Bitkisel yağların üçüncü bin yılın en stratejik ürünleri arasında olduğunun kabul edildiği bir dönemde potansiyel harekete geçirilmelidir. Mevcut durumda firmalar karlılıklarının düşük olduğu bu dönemde üretime sıcak bakmıyorlar.'' -TÜRK ÇİFTÇİSİNİN REFAHINI YÜKSELTECEK ÜRÜN...- Öğüt, biyodizel üretim maliyetinin yüzde 84'ünü ham madde yani bitkisel üretim oluşturduğunu belirterek, yağlı bitkilerin Türk çiftçisinin refahını yükseltecek ürün olduğunu bildirdi. Türkiye'de bölünmüşlük ve terk edilmişlik yüzünden kullanılmayan 1,9 milyon hektarlık alanda yağlı bitkiler üretimi yapılabileceğini ve böylece yılda 1,25 milyon ton biyodizel elde edilebileceğini dile getiren Öğüt, şöyle devam etti: ''Bu alanda yağlı tohumlu bitkilerin üretimiyle 82 bin kişiye iş imkanı sağlanmış da olacak. Türkiye tarım topraklarının sadece yüzde 7'sinde yağlı tohumlu bitki üretiliyor. Ancak AB'nin ihtiyacı düşünüldüğünde bu oranın artırılması gerekiyor. AB'nin 2005 yılı biyodizel ihtiyacı 5,8 milyon ton olmasına karşın, bu rakamı yeterli toprakları olmadığı için karşılayamadı. AB'nin 2030 yılı hedefi ise 50 milyon tonun üzerinde biyodizel kullanımı. Bunu sadece ithalatta karşılayabilecek.'' -''KONYA BİYOYAKIT ÜSSÜ OLABİLİR''- Öğüt, bu durumda Türkiye'nin karşısında, milyarlarca dolarlık biyodizel ithal edecek AB devinin durduğunu belirterek, Türkiye'nin şu anda karşısında hiçbir sektörde ulaşamayacağı bir ihracat potansiyeli bulunduğunu, bunu da başaracak güçte olduğunu kaydetti. Bu çerçevede Konya'nın biyoyakıt üssü olabileceğini ifade eden Öğüt, ''Konya, hububat ve şeker pancarı konusunda önemli bir potansiyele sahip. Buna bir de yağlı tohum bitkisi üretimi de eklenirse Konya, biyoyakıt ve biyodizelde merkez konumuna gelebilir. Bu konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Konya'da yağlı tohum bitkisi üretiminin artırılması için teşvik çalışması var'' diye konuştu. aa
<< Önceki Haber Türkiye biyodizelde dünya ikincisi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER