Edirne Belediyesi Veteriner hekimi Mehmet Rodoplu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatandaşların şikayeti üzerine Karaağaç Mahallesi'ne bağlı Göl Mahalle denilen kesimde fare ve sıçan sayısında artış tespit ettiklerini söyledi. Bölgede yaşayan halka zarar vermemesi için fare ve sıçanlara karşı belediye olarak bir haftadır ilaçlama çalışması yaptıklarını ifade eden Rodoplu, bu çalışmanın sonuçlarının yaklaşık bir ay içerisinde alınacağını belirtti. Fare ve sıçanların artışının doğal dengenin bozulmasına neden olabileceğini ifade eden Rodoplu, şöyle devam etti: ''Bu artış doğal dengenin bozulmasından, yılanların yok olmasından kaynaklanıyor. Bölgede yılanların neden yok olduğunun araştırılması gerekir. Yaklaşık bin kişinin yaşadığı Göl Mahalle kesiminde fare ve sıçanların görülebileceği yerlerde ilaçlamalarımız devam ediyor. Günlük olarak zehirli yem bırakılan bölgeler kontrol ediliyor. Bunun dışında, vatandaşların talebi üzerine de zehirli yem veriyoruz. Vatandaşta evinin çeşitli bölgelerine bu yemleri koyuyor. Bu yemleri yiyen fare ise kısa bir süre sonra ölüyor. Ölü bulunan fareler ve sıçanların ise toprağa gömülmesi gerekiyor.'' Mahalle sakinleri ''kedi gibi'' diye tarif ettikleri fareler için Edirne Belediyesi'nin yaptığı ilaçlama mücadelesinin çok etkisinin olmadığını öne sürdü. Mahalle sakinlerinden Serpil Örs, son günlerde artan farelerden dolayı geceleri uyku uyuyamadıklarını ve farelerin kendilerine zarar vermemesi için sabaha kadar nöbet tuttuklarını söyledi. Bütün işlerini bırakıp farelerle mücadele etmeye başladıklarını anlatan, Serpil Örs, ''Bütün evlere giriyorlar. Gece evime giren fare ayağımı kemirmeye başladı. Yetkililer buraya gelip ilaçlasınlar, biz bir insanız. Farelerden korkmuyoruz ama çocuklarımızın sağlığını düşünüyoruz'' dedi. 12 yaşındaki Zümrüt Aldırmaz da çok korktuğu farelerin kedi büyüklüğünde olduğunu, deliklere ilaç koymalarına rağmen yine de ölmediklerini belirtti. Sinem Tertili ise farelerin tüm mahalleliyi tedirgin ettiğini bildirdi. Karaağaç Mahallesi Muhtarı Ağah Korkan da belediye veteriner müdürlüğünün mahallede ilaçlama yaptığını söyledi. Korkan, farelerin pisliğe geldiğini, bu nedenle vatandaşların evlerini ve çevresini temiz tutması gerektiğini kaydetti. -FARELERLE MÜCADELEDE- Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Ekuklu, bir farenin yılda ortalama 50 yavru doğurduğunu söyledi. Farelerin 200'e yakın hastalık mikrobu taşıdığını ifade eden Ekuklu, şöyle devam etti: ''Fareler evleri istila ederek, yiyecekleri yiyerek, ürün ve eşyalara zarar verebilir, hastalık bulaştırabilirler. Fareler, 200 kadar hastalık etkeni taşırlar. Farelerin insanlarda neden oldukları hastalıklara zoonoz denir. Bulaşma, ya farelerin yedikleri besinler üzerindeki bıraktıkları salyalar, dışkılar ya da doğrudan ısırmasıyla olur. Farelerden insanlara veba, tifüs, verem, humma, kuduz, salmonella, listeriosis, parazit hastalıkları, grip gibi pek çok tehlikeli ve bulaşıcı hastalık bulaşabilir.'' ''Fare ile mücadelede entegre mücadele yapılması gerektiğini'' de anlatan Ekuklu, şunları kaydetti: ''Tüm haşere mücadelelerinde en temel nokta, bu canlıların beslenebilecekleri besin ögelerinin ortamda bulundurulmamasıdır. Aksi durumda mücadele başarısız olur. Yalnızca tuzak ya da ilaçla fareyle mücadele edilemez. Diğer taraftan farelerle mücadelede kullanılan ilaçlar zehirlidir. Bu nedenle insanlar için büyük risk taşır. Özellikle çocuklu evlerde tüm zirai ilaçlar gibi fare ilaçlarının da kilitli ilaç dolaplarında saklanması gerekir.'' AA