BİYOM'dan bir ilk

Türkiye'nin ilk Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİYOM), Türkiye'nin tozlaşma olmadan çiçeğin poleninden elde edilen ilk fide soğanını üretti.


Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fevziye Çelebi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye için ekonomik ve kültürel öneme sahip bitki türlerinin gelecek nesiller için koruma altına alınacağı, tohum ihtiyacında yurt dışına bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlayacak, tohumlardaki hastalıkların ayıklanarak saf halde saklanmasını sağlayacak, yerli tohumların modern teknolojilerle toplanmasına, karakterize edilmesine, korunmasına, çoğaltılmasına ve ıslah edilmesine imkan veren sera ve araştırma merkezinin açılmasına sayılı günlerin kaldığını kaydetti. Türkiye'de ilk Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİYOM) olma özelliği taşıyan birimin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Denizli Ticaret Odası ABİGEM, TÜBİTAK ve PAÜ Bilimsel Araştırmalar Birimi'nin destekleriyle sera, gölge evi ve laboratuvar alanı olmak üzere toplamda 4 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edildiğini bildirdi. Merkezde 28 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kuruluş kararıyla birlikte tohumlar üzerinde ilk çalışmalara başlandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Çelebi, ''Türkiye'nin ilk dihabloid soğanını ürettik. Tozlaşma olmadan sadece çiçeğin poleninden elde edilen soğana çalışma ekibi olarak PAÜ BİYOM adını verdik'' dedi. Merkezde Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sebze türlerine ait yüksek kaliteli ve verimli çeşitlerin, geleneksel ve modern ıslah yöntemleri kullanılarak ıslah edileceğini ifade eden Çelebi, ''Merkezde klasik ve modern bitkisel yetiştiricilik, hızlı çoğaltma, genetik ve moleküler karakterizasyon, ıslah, hastalık testleri, gen kaynağı, bitki embriyolojisi ve morfojenezi, fitoremediyasyon gibi yöntemler uygulanabilecek. Dünyanın çeşitli ülkelerinde benzer faaliyetleri yürüten araştırma merkezleri mevcut ve böyle merkezlerin üniversiteler bünyesinde olması önerilmektedir. Türkiye'de benzer çalışmaları sürdürecek olan, Pamukkale Üniversitesi bünyesindeki laboratuvar ve sera, ulusal ve uluslararası alanda pek çok projenin geliştirilmesinde kilit rol oynayacak. Aynı zamanda diğer merkezlerle ve araştırma kurumları ile ortaklıklar ve ağlar kurarak işbirliklerin gelişmesini ve büyük ölçekte sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacak'' diye konuştu. Türkiye'de kurulan ilk ve tek olma özelliğini taşıyan merkezin laboratuvarlarında GDO'lu ürünlerin belirlenerek testten geçirilebileceğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Çelebi, şunları söyledi: ''Merkezde ayrıca tohumlardaki hastalıkların arındırılması ve yerli tohumların saf halde saklanması, hastalıklara dayanıklı türlerin belirlenmesi ve zirai ilaç kullanımının azaltılması, gelecek nesiller için tohumların koruma altına alınması, tohumda yüzde 98 oranında olan yurt dışına bağımlılığın azaltılması gibi çalışmalar yapılacak. Araştırma çalışmalarının başladığı merkez havalandırma ile ilgili tesisatın tamamlanmasıyla elektronik sistemler devreye girecek ve Türkiye'deki tarımsal bitki çeşitliliğini kapsayacak şekilde tam kapasite çalışmaya başlayacak.'' AA

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER