Son yıllarda giderek artan
eczane soygunları, eczacıları büyük sıkıntıya sokarken, çeşitli iddiaları da beraberinde getirdi. Soygunlarda
İstanbul başı çekerken, son iki yılda 400 eczanenin beyaz önlük giymiş hırsızlar tarafından soyulduğu belirtiliyor. Çalınan ilaçların ne yapıldığı, piyasaya nasıl sürüldüğü konusundaki soruların cevapsız kalması, kafalarda soru işaretleri yaratıyor.
Eczacıların bir kısmı, ilaçların yarı fiyatına il
legal yollarla hastalara satıldığını belirtiyorlar.
İKİ KEZ KÂR EDİYORLAR
Ayrıca pahalı ilaçların küpürlerinin de
Emekli Sandığı ve Bağ-Kur karnelerine yazılıp devlete
fatura edildiğini ve böylelikle ilaçları çalanların bu işten iki kez kar ettikleri belirlendi.
İlaçların Emekli Sandığı ve Bağ- Kur karnelerine yazılıp devlete fatura edildiğine dair iddiaları ile ilgili konuşan
Sağlık Bakanlığı Ilaç ve
Eczacılık Genel Müdürü Dr. Mahmut Tokaç, "Şöyle bir durum söz konusu olabilir, ilaçlarda
usulsüzlük yapılarak, küpürlerinin bir
takım insanların adına yazılarak devlete mal edilmesi şeklinde gelişebilir. Ancak, bu durum için eczacı, doktorun da dahil olduğu bir üçgenin oluşması gerekir" dedi.
Tokaç, en çok kamu kuruluşlarında ilaç barkodlarının tekrardan çıkışının yapıldığına ve ikinci defa reçete edildiğine dair şikayetler aldıklarının altını çizerek şöyle devam etti: "Bize özellikle kamu kuruluşlarında ilaçların barkodlarının tekrardan çıkışının yapıldığına ve ikinci defa reçete edildiğine dair şikayet aldık.
Bu nedenle 2007'de başlayacak uygulamayla her ilaç kutusunun
seri numarası olacak ve bu
üretim numarasıyla ilacın hangi eczaneye gittiği de dahil olmak üzere takip edilebilecek. Böylece küpürün ikinci defa reçete edilmesinin önüne geçilecek" dedi. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer
Kaplan ise, özellikle son zamanlarda eczane soygunlarının arttığı ve bazı eczanelerin birkaç defa soyulması gibi bir durum söz konusu olduğunu belirterek, "Bu ilaçlar çalındığına göre, piyasasının da olması gerekiyor. Bardrol numaralarından tespit edemiyoruz. Bu ilaçların ne yapıldığı konusunda tam olarak kesin bir bilgiye sahip değiliz" şeklinde konuştu.
Soygunları spot ecza depolarına bağlayan bazı eczacılar ise sistemin işleyişi hakkında şöyle konuşuyorlar: "Bugün
Türkiye genelinde yaklaşık 400 spot ecza deposu var. İlaçları çalanlar bizim spot piyasa dediğimiz bu depolarla anlaşıyorlar. Depolarda normalde yüzde 10-20 olan kar oranını yüzde 60'a kadar çıkartıp eczacılara veriyor. Bazı eczacılar da ilacın çalıntı olduğunu bile bile alıyor. Fakat kağıt üzerinde aldıkları ilacı değil legal olan bir işlemi gösteriyorlar, başka bir ilaç için fatura kesiyorlar. Sektörde herkesin bildiği bir yöntem."
ORGANİZE İŞLER
İstanbul Eczacılar Kooperatifi genel sekreteri Ecz.
Abdurrahman Akalın'nın
Bağcılar’daki dükkanı, 15 günde iki kez soyuldu. Akalın, “Bunu yapanlar organize çalışıyor. Sorun sosyal boyutta ve
kontrol edilmesi gerekiyor" dedi. Soğanlı’daki eczanesi soyulan Alper Oylum ise, “Eczanem sigortasız olduğu için çok zor durumda kaldım. Kredi çekerek rafları doldurdum. Bu olayların bir
şebeke işi olduğunu düşünüyoruz. İlaçları çalan kişiler beyaz önlük giyiyorlar. Burada amaç, birisi bir şey dediği zaman "eczacıyız taşınıyoruz" demek için. Bu konuda devletinde duyarlı olmasını bekliyoruz” diye konuştu.
BUGÜN