Gül ne yapacak?

Beklentiyi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ yükseltti.


Basın toplantısında 'Konuyu MGK'da görüşeceğiz' deyince bazıları heyecana kapıldı. O kadar ki daha toplantı başlamadan '28 Şubat'tan sonraki en kritik MGK' yorumu yapanlara rastlandı. Anlaşılamaz biçimde yılların deneyimli politikacısı CHP lideri Deniz Baykal iyice havaya girdi ve 'Cumhurbaşkanı yasayı birkaç saat sonra Meclis'e gönderebilir' demekten kendini alamadı. CHP, genel başkanından parti yöneticisine kadar MGK'ya olağanüstü anlam yükleyenlerin başında geldi. CHP'liler 'Yaşasın siyasi kriz geliyor' şeklindeki düşüncelerini gizleyemediler. Yüzlerine, sözlerine ve üsluplarına yansıdı. CHP'lilere göre yargı reformu yasasından rahatsız olan komutanlar MGK'da ağırlığını koyacak, Cumhurbaşkanı Gül de kanunu tekrar görüşülmek üzere Meclis'e iade edecekti. Toplantı biraz uzun sürdü, bu da gayet doğal; çünkü gündemde Afganistan, Kıbrıs ve Irak gibi müzakere gerektiren dış politika konuları vardı. Bitti, bitecek derken 6 saati geçti. Çankaya'nın önünden yapılan canlı yayınlarla heyecan daha da köpürdü. Süreye bakarak 'Tıpkı 28 Şubat gibi' diyenler çıktı. 1997 Türkiye'si ile 2009 Türkiye'si arasında büyük fark var. En başta Çankaya Köşkü'nde Süleyman Demirel yok. MGK'da görüş ayrılıkları olabilir. Nitekim var da. Zirvelerde her zaman sert rüzgârlar eser. Ama unutulmamalı ki 'Ulu çamlar da fırtınalı diyarlarda yetişir'. Türk demokrasisi bir rüzgârla sarsılmayacak olgunluğa erişti Yedi buçuk saatin sonunda toplantı sona erdi. Gözler bildiriye çevrildi. Olağan bir metin... Asker ve hükümet, kurumların yıpranmasının Türkiye'ye yararı olmadığını teyit etti. Olağanüstülüğe ilişkin mesaja ne açık maddelerde ne satır aralarında rastlandı. Bildiride '30 Haziran gibi' bir sürece adını verecek ifadelerden eser yok. MGK'dan kriz çıkmaması CHP'de hayal kırıklığına neden oldu. Baykal 'Çıkan sonuç bizi tatmin etmedi. Çözüm önerileri hükümete tavsiye olarak sunulmalıydı.' dedi. Yargı reformu MGK'da değil daha sonraki mini zirvede ele alındı. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Cumhurbaşkanı Gül'ün huzurunda itirazlarını aktardı. Yasanın uygulamaya girmesi durumunda doğacak sakıncalardan söz etti. Başbuğ'un bu yasa değişikliğinden hoşnut olmaması doğal. Çünkü düzenleme askerî yargının yetki ve sorumluluk alanını daraltıyor, evrensel standartlara çekiyor. Statükoyu sarsan her reform yapısal değişim demek. Bu topraklarda büyük dönüşümler sancısız olmadı. Karşı çıkanı, itiraz edeni çok oldu. Yaşanan yine bu... Askerin itirazı var. Bunu gizlemiyor da. AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten Türkiye reform yolunda mesafe almak zorunda. Meclis'ten de uzlaşmayla çıktı. Askerin karşı çıkışını görünce duruşlarını değiştirdiklerine bakmayın, yasaya CHP ve MHP'nin açık desteği var. Görüşme tutanakları ortada. MHP'li Oktay Vural'ı bir televizyon programında dinledim, önergedeki özne eksikliğini gidermek için Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'yı nasıl uyardığını anlatıyordu. MHP'nin sadece desteği değil, katkısı da söz konusu. Buradan bu sonuç çıkmaz mı? AK Parti'nin görüşü değişmiş değil. Malum, Başbakan Erdoğan 'darbecileri yargılayacak yasa' nitelemesi yapmıştı. Partideki hava bu pozisyonun aynen korunduğu yönünde... AB yolunda doğru atılmış bir adım olarak görüyor. Eğer uygulama aşamasında kanun koyucunun murat etmediği sıkıntılar ortaya çıkarsa bu da bir başka düzenlemeyle giderilebilir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbuğ'un itirazlarının yanı sıra hükümetin de cevaplarını dinledi. Bir yanda AB perspektifiyle hazırlanmış bir yasa... Diğer yanda Anayasa'ya aykırılık ve uygulama sırasında doğacak sakıncalara dikkat çeken itirazlar... Hiç şüphesiz Gül'ün en çok zorlanacağı kararlardan biri bu olacak. Türkiye yerinde mi sayacak yoksa AB standartlarına bir adım daha mı yaklaşacak? Cumhurbaşkanı bunun kararını verecek.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER