Sen hödük müsün oğlum?!


• Eğer arkadaşlarına hava atmak amacıyla ve de entel olduğunu kanıtlamak için sanat filmlerine gidip, film başladıktan sonra horluyorsan, • Tuttuğun takım Avrupa kupalarında kıytırık bir kulübü yenince sabaha kadar sokaklarda korna çalarak, millete uykuyu zehir zıkkım edip; adı az biraz duyulmuş bir ekibe yenildiğinde dilin bi yanına kaçıyorsa, • Herhangi biri sana mikrofon uzattığında, buradan Başbakanımıza sesleniyorum siye söze başlıyorsan, • Dede Efendi, Itri, Münir Nurettin gibi büyük üstatların adını bilmezken, Serdar Ortaç dinliyor, bir yandan da helal olsun çocuğa, gomonist Ahmet Kaya’nın na sıl da hakkını verdi diyorsan, • Yarım sayfa karalayacak kadar edebiyat bilgin yokken, Orhan Pamuk’a hain, Yaşar Kemal’e, satılmış diyorsan, • Çağdaşlaşmayı saçına jöle sürmek, pahalı markalar giymek olarak değerlendiriyor, seni bilgi ve görgüde yüze katlayacak kişilere kıro diyorsan, • Türkiye Cumhuriyeti’nin herhangi bir vatandaşının yaşamına, vatan/millet adına kastedildiğinde, ah ulan keşke ben de orada olaydım abi diyorsan, • Herhangi bir yurttaşımız demokratik haklarını isteyince, ona bölücü damgasını vururken, işe sana geldi mi keşke, atın terkisine atlayıp Turan’ın yolunu tutsak diye abuk nutuklar atıyorsan, • Deniz Baykal’ın demokrat, Tayyip Erdoğan’ın diktatör olduğunu haykırıp, tek kelime Kürtçe bilmeden Kürtçe diye bir dil yoktur diyorsan, • Güneydoğu’da askerlik yapmamak için türlü fırıldaklar çevirdikten sonra, utanmadan bulunduğun her ortamda, bu ülkenin başına paşaları getireceksin. Bak o zaman ortalık nasıl güllük gülistanlık olur diyorsan, Sende hödüklüğün ilk belirtileri gözükmüştür aslanım! Hiç durmadan kahvede okey oynadığın arkadaşlarınla birlikte linç tasarlayabilir, vatan-millet ayağına terör estirebilirsin! Helal olsun sana bu yıllar hödük kardeşim benim! Sağlıklı stres var mı (2) Stres hepimizin, özellikle ani gelen kalp krizlerine, beyin kanamalarına, intiharlara hatta ortalığı kırıp dökmeye değin uzanan birçok hastalığa hiç düşünmeden yapıştırdığımız yaftadır. Ancak stresin sağlıklı olanı da var. Devam edelim geçen yazıdan: Sporun içinde bulunan stres, yenilgiyle baş etmek, tekrar denemek, takım arkadaşlarıyla ilişki kurmak, belli bir amaca yönelmek ve bu amaç uğruna savaşmak, yanı sıra kas ağrılarını da getirse, size güzel bir stres paketi sunuyor! Ancak bu paketi oluşturan da açan da siz olduğunuz için ipler hep elinizde. Dahası, bu stres paketi, sporun yarattığı içgüven duygusunu da derinden destekler! Yarattığınız bu stres paketinden, sizin için beynin salgıladığı endorfin hormunu da çıkar ki, bu daha mutlu, daha hareketli ve hem iyimser hem de kimi olaylar karşısında umutlu olmanıza yol açar; direncinizi arttırır. Spor yaparak sadece kaslarınızı çalıştırıp yağlarınızı eritmez, olumlu düşünmeye, değişik bakış açıları geliştirmeye, sorunlara olumlu yönlerden yaklaşmaya, kolay ve doğru çözümler üretmeye soyunursunuz. Bunun sonucunda da insanlarla doğru iletişim kurarsınız. Yani spor, olumlu bir stres türüdür. (Cuma’ya son bölüm. Filiz Emirsoy Hanımefendi’ye teşekkürler) Avrupa’nın üretim ve hizmet üssü olmak İstanbul’da yapılan “Türkiye Makina Sanayi Buluşması”nda konuşan Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin orta ve yüksek teknolojili ürünlerde, Avrupa’nın “üretim ve mal hizmet üssü” olma yolunda dev adımlar attığını vurgulamış. Her şeyden önce böylesine ciddi bir organizasyonu gerçekleştiren Bakanlığa ve İSO’ya teşekkür etmek gerek. Çünkü hükümetin/devletin ciddi bir sanayi politikası olmadığını söyleyenlere çok iyi ve tam zamanında verilmiş bir yanıt oldu bu. Eximbank kredilerinin düşüklüğünden yakınmayan yoktu nerdeyse. Forumda Bakan Ergün’ün “orta-uzun vadeli kredilerin 150 milyon dolardan 1.5 milyar dolara çıkarılacağını” söylemesi de konuyla ilgilenen herkesin yüzünü güldürmüştür herhalde. Abdülkadir Aksu Gerçek Abdülkadir Aksu kimdir? Beatles topluluğuyla bağlantısı nedir? Onun için ‘68 kuşağı’nın bi anlamı var mıdır? Neden hep ‘ikinci adam’ olup, ‘birinci adam’ olmayı istemedi? Derin bağlantıları var mıdır? Kürt müdür, Türk mü? Yoksa Arnavut göçmeni mi? Niye Turgut Özal’a güvenmiş ama Süleyman Demirel’e hiç güvenmemiştir? Aksu gerek 12 Mart, gerekse de 12 Eylül’de ne yapıyordu? Kimler onu öldürmek istedi? İşte size Üzeyir Tekin’in “Abdülkadir Aksu” adlı kitabından ilginç başlıklar. Mutlaka okuyun, yakın siyasi tarihimizi biraz daha aydınlatmak istiyorsanız. Bu arada, eski dost, sevgili Abdülkadir Bey’e de selam sevgiler. (Orient Yayınları’na teşekkürler) Papa’nın tutuklanması! Ünlü insan hakları savunucusu Avukat Richard Dawkins, insan hakları davalarında uzmanlaşmış avukatlarla birlikte, geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir dava dilekçesi hazırlayarak Papa’nın, İngiltere’ye ziyareti sırasında tutuklanmasını talep etmeye hazırlanıyor! Papa, “Katolik Kilisesinde varlığı kanıtlanmış cinsel taciz suçlarını örtbas etmek, hatta bunlara göz yummakla” suçlanıyor. Her ne kadar Papa’nın ziyareti, resmi olarak nitelendiriliyorsa da avukatlar, Papa’nın “diplomatik dokunulmazlık” isteyemeyeceğini, çünkü Vatikan’ın, uluslararası hukuka göre “resmi devlet nitelikleri” bulunmadığını öne sürüyorlar. Tabi kimse İngiltere ziyareti sırasında Papa’yı tutuklamaya kalkışmaz. Ancak Katolik mezhebinin, ne denli çağdışı kaldığını, örneğin İslam’ı çarpıtan Taliban’dan neredeyse hiç farklı olmayan uygulamalara sahip çıktığını, özellikle de kadınlarla ilgili yüzyıllardan bu yana bir tek ilerici adım atmadığını sağır sultan bile duydu! Ama Papa hazretleri üç maymunları oynamaya devam ediyor nedense!
<< Önceki Haber Sen hödük müsün oğlum?! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER