Talihsizlik mi, şans mı?


Hikâye Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer... Köyde fakir ve yaşlı bir adam yaşarmış. Bu adamın dillere destan beyaz atı varmış. Kral, atı almak için yaşlı adama onlarca altın teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. Bir sabah bakmış ki, at yok. Köylüler ihtiyarın başına toplanmışlar, "Gördün mü, atı satmadın. Oysa o parayla ömrünün sonuna kadar krallar gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler. İhtiyar cevap vermiş: "Karara varmak için acele etmeyin. Atın kaybolması, talihsizlik mi, yoksa şans mı, henüz bilmiyoruz." Köylüler kahkahayla gülmüş. Ama aradan 15 gün geçmeden at ansızın bir gece dönmüş. Meğer kendi kendine dağlara kaçmış. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı beraberinde getirmiş. Köylüler adamdan özür dilemişler: "Sen haklıydın"... - Karar vermek için gene acele ediyorsunuz. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Birinci cümlenin, birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir üretebiliriz? Bir hafta geçmeden atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu, attan düşüp ayağını kırmış. Köylüler, "Bir defa daha haklı çıktın. Oğlun bacağını kırdı, sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden daha fakir ve zavallı kalacaksın" demişler. - Karar vermek için o kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı, ondan ötesini biz bilemeyiz. Sizin sözleriniz ne kadar doğru? Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir, sonrasını tahmin etmek zordur. Birkaç hafta sonra büyük bir savaş patlak vermiş. Kral, eli silâh tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu haricinde herkesi toplayıp götürmüş. Köylüler bir kere daha yaşlı adama hak vermişler: "Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Meğer, oğlunun bacağının kırılması talihsizlik değil, şansmış." - Ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen tek gerçek var, benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bakalım kader ne gösterecek? Bunu sadece Allah biliyor. Lao Tzu, bu hikâyeyi anlatarak, öyküyü şöyle bir nasihatle tamamlamış: "Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir parçasına bakıp, tamamı hakkında hükme varmayın. Karar, aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl, düşünmeyi, dolayısıyla gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karar vermeye zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak, hepimizi huzursuz eder. Oysa gezi, asla sona ermez. Bir yol biterken, yenisi başlar; bir kapı kapanırken, bir başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız, daha yüksek bir hedefin oracıkta olduğunu hemen görürsünüz." (Nevzat Kurtuluş'un "Hayata Dair" kitabından) SABAH
<< Önceki Haber Talihsizlik mi, şans mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER