Yeni CHP'nin sesi


CHP gibi köklü bir partiye 'tartışmalı kurultay yapmak' yakışmadı. Olağan ve olağanüstü kurultay rekoru CHP'de... Bugün CHP'nin yeni kadrolar tarafından yönetildiği doğru ancak siyasi geleneği, bir hafızası olduğu da inkâr edilemez. Tüzüğün öngördüğü 'kadın kotasını' doldurmak çok mu zordu? Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında uzun uzun kadın haklarından, kadınların siyasette daha fazla temsil edilmesinden söz etti. Bunu PM'ye rakamsal olarak fazla fazla yansıtması gerekmez miydi? Tüzüğe göre PM listesinde kadın kotasına uyulmadığı iddiası hiç de yabana atılacak iddia değil. Buna rağmen Çankaya İlçe Seçim Kurulu hızlı aldığı kararla itirazı reddetti. Bu kez de konu YSK'ya taşındı. 'Kadın kotası' tartışmasının burada bitmeyeceği kesin... CHP'yi uzun süre takip edecek. Hem parti içinden hem de siyasi rakipleri tarafından Kemal Kılıçdaroğlu 'PM listesini bile yapamayan lider' ithamıyla karşılayacak. Referandumda 'oy kullanamadığı' da hatırlatılacak. Kurultay tartışması 'kadın kotasıyla' da sınırlı değil. Bingöl İl Başkanı Sema Kaygalak delege olmamasına rağmen Divan üyeliğine seçildi. Divanda üç saat oturdu. Yanlışlık sonradan fark edildi ve sessiz sedasız değiştirildi. Divanın o süreçte karar almamış olmasının bir sorun oluşturmadığını söyleyenler olduğu gibi bu durumun kurultayı sakatladığını ileri sürenler de var. Kadın kotası, delege olmayan bir ismin Divan üyeliğine seçilmesi Kılıçdaroğlu'nun hanesine 'acemilik' olarak yazıldı. Parti içinden daha ileri yorum yapanlar sözgelimi 'yeteneksizlik' diyenler var ama ben o kadarının insafsızlık olduğunu düşünüyorum. Kurultayın bu yönüyle tartışılması herhalde CHP adına iç açıcı değil. Mesajlar, yeni isimler ve iktidar yürüyüşü geri planda kaldı. Kılıçdaroğlu'nun kurultay konuşması zayıftı, yeni mesajlar içermedi, eski söylemi tekrarladı, Türkiye iktidarı için de umut vaat etmedi. Zamanın ruhuna uygun, yeni CHP'yi sözde bırakmayacak, altını dolduracak, CHP'yi aşina sulardan yeni ufuklara taşıyacak mesajlar bekledik. En azından bir seçim teması koyabilirdi. 6 oy sonraki seçimlerde CHP'nin kozu ne olacak? İktidarı hedefleyen CHP hangi söylemle geniş kitlelerden oy isteyecek? Silivri'yi selamlayarak mı, sadece iktidarı eleştirerek mi? Kurultay seçim startını vermek için iyi bir zemindi, bu fırsatı kullanamadı. Kurultay olumsuz yönleriyle öne çıktı. Buna karşılık PM'de CHP'nin katı, ideolojik çizgisini sorgulayan sesler de duyulmaya başlandı. Bunu da görmek gerekiyor. İlahiyatçı Muhammet Çakmak bunlardan biri... Dün Akşam gazetesine verdiği röportaj hemen herkeste heyecan uyandırdı. 'Yeni CHP' vurgusuna uygun bir ses... 'Türkiye'de irtica tehdidi var mı?' sorusuna Çakmak'ın cevabı şöyle: 'Hayır. Komik buluyorum bu yorumu. Bugünün modern yaşam ilişkileri, Türkiye'de artık asla bir ortaçağ yaşam ilişkisini bu topraklarda evriltemez. Türkiye dindarlığı da buna müsaade etmez'. 'İrtica tehdidini' komik bulduğunu söyleyen bu sözler CHP PM üyesine ait. Çakmak'ın Fethullah Gülen'le ilgili soruya verdiği cevap da dikkat çekici... Özetle şunları söylüyor: 'Fethullah Hoca Türkiye'de bir fenomendir, kimsenin görmezden gelemeyeceği bilge bir adam. İyi şeyler yapıyor. İnsanlar mesailerini, paralarını bireysel dünyanın görkemlerine harcarken Fethullah Hoca Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde okullar açıyor. Saygıyla izliyoruz.' Bir CHP, PM üyesinden ezber bozan sözler... Daha bitmedi. Çakmak'ın 'Cemaatin güçlenmesinin ardında ABD var, yorumuna katılıyor musunuz?' sorusuna verdiği cevap çok daha çarpıcı: 'Bunlar klasik eski Marksist jargona dair, geri kalmış kafaların ürünü olan söylemler. Komik şeyler.' Yeni CHP'nin sesi bu olmalı. CHP eğer bu sesi parti politikası haline getirirse gerçekten 'yeni' sıfatını hak eder. Doğrusu CHP'nin bu sesi çoğaltacağından şüphem var, boğmaya çalışacağından korkuyorum.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER