NÜKLEER GELECEK 9.0 ŞİDDETİNDE SARSILIYOR


Önce deprem vurdu ardından 10 metrelik dev dalgalarla tsunami.. Ama panik ve korku, radyasyon sızıntısıyla zirve yaptı. Gözler Fukushima Nükleer Santralinde.. Öyle ki buradaki radyoaktif sızıntı sadece Japonları değil dünyayı gerdi; pek çok Pasifik ülkesi tehlikeyi yakından hissediyor. Santrallerdeki patlamaların ardından Japonya’daki alarm seviyesi şimdi 6.. Rakamların anlam ifade etmesi için hemen bir örnek verelim; Çernobil felaketindeki sızıntı düzeyi 7’ydi.. Şimdi rahat mı olmalı yoksa bu konuda kafa mı yormalı? Malum mesafe uzak ama bu bir global felaket .. Dahası uçucu olan radyasyon havayla, rüzgarın da etkisiyle çok uzaklara kadar gidebiliyor. Ama bir müddet sonra ağırlığı nedeniyle yere iner.. Peki bundan korunma mümkün mü? Maske, önlük ve eldiven takan Japonlar ancak parçacık radyasyonundan korunabiliyor. Gama, iyonizel radyasyonsa delip geçer; genetik yapıyı bozar ve vücuttan çıkışta radyasyon bırakır. Ve bu radyoaktivite besin zincirine, suya, toprağa kısaca her şeye karışır. Japonya için kötü senaryonun gerçekleştiği tahmin ediliyor. Santralde depolanan nükleer atıkların tsunami ile denize karıştığı konuşuluyor. Nükleer uzmanı, sağlıkçısı şimdi herkes sızıntının yan etkilerini konuşuyor. Uzmanlara göre binlerce Japon için kanser kapıda.. Özellikle troid kanseri.. Pek çok ülke şimdi Japonya’yı riskli ilan etti ve vatandaşlarına Japonya’ya gitmeme tavsiyesinde bulundu. Zaten Japon Hükümeti de 4 gün içinde 3’ncü patlamanın olduğu bölgeden binlerce vatandaşını uzaklaştırıyor. Yaşananlar nükleer enerjinin geleceğini de masaya yatırdı. Tahliyelerin gölgesi altında pek çok ülke şimdi eski teknoloji santrallerden kurtulmanın yollarını arıyor. Almanya 7 tanesini 3 aylığına kapattı bile.. İsviçre ve Rusya da benzer kararlar aldı.. Rusya’nın rolü bizim için çok kritik. Çünkü santrallerimiz Rus VVER-1200 tipi santral olacak. Ama Bakın Rusya, bu santrallerle neredeyse tamamen aynı VVER-1000 tipi santraller hakkında nasıl karar almış. İşte Rusya’nın kendi ülkesinde kurulmasına izin vermediği 2 adet VVER-1000 tipi santralle ilgili o karar; ‘Kurulacak 2 yeni VVER-1000 tipi santral Rusya’nın 2003 yılında çıkarılan Nükleer Enerji Normları ve Regülâsyon Kanununa ve Uluslararası Güvenlik Kriterlerine uymuyor. Proje, teknik ve ekonomik göstergeler nedeniyle savunulamaz bu nedenle 2 yeni santral kurulma talebi iptal edilmiştir.’ Enerji Bakanının bu konudan haberdar olup olmadığını bilmiyoruz. Lafı uzattık gelelim Türkiye’ye.. Mersin Akkuyu ve Sinop’a nükleer santral kurulması planlanıyor. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını Başbakan Erdoğan Rusya’da; ‘Her türlü tedbiri alacağız, dünyaya örnek olacak bir santral inşa edeceğiz’ sözleriyle dile getirdi. Akkuyu; Ecemiş fay hattının 25 km yakınında bulunuyor. Sinop ise Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde.. Türkiye dünya liginde adından söz ettirmek istiyor. Bunun için en önemli adım, en önemli eşik, enerji bağımsızlığı.. Dünyada 30 ülkede 442 nükleer reaktör hala devrede.. En fazla santrale sahip 3 ülke ise; ABD, Fransa ve Japonya.. Nükleer enerjinin kaderi bir anlamda bu 3 ülkenin alacakları kararlarda olacak. Biraz önce söyledik; Türkiye bu işte kararlı.. Ama böylesi bir felaketin ardından daha temkinli olmakta fayda var. Tamam. Santral yapılacaksa bu deniz kenarında olmalı. Çünkü reaktörü soğutacak sistem denizden beslenmek zorunda.. Yeni öğrendim Karadeniz’in en güzel hamsisi Sinop açıklarında çıkıyormuş. Çevreciler ‘Bölgedeki canlı yaşamı ihmal edilmemeli’ diyor. Bakın; Türkiye’ye yapılması planlanan 1000 megavatlık bir santrali soğutmak için; denizden 1 mil açıkta her gün milyarlarca litre su çekilecek ve bu su tekrar kaynar halde denize dökülecek; yani balıklar ve denizdeki canlı yaşamı haşlanacak. Bir başka alternatif ‘soğutma bacası’.. Öncelikle bunun maliyeti Türkiye’ye kurulacak santral için 800 milyon dolar.. İşte bu pahalı sistem bacasından her gün su buharı çekecek ve havaya ağır metaller bırakacak; sülfür ve çinko gibi.. Gelelim sadede.. Bir tarafta; nükleer santrali savunanlar, diğer tarafta ‘doğal hayat ve temiz dünya’ diyenler.. Karar Hükümetin.. Umarız bu milletin içine sinen bir karar olur. Enerjide dışa bağımlı olduğumuzu bilen bir muhabir olarak; ‘kapıdaki enerji darboğazını aşacak; yeni, temiz ve güvenli enerji kaynaklarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var’ der ve size son bir not hatırlatmak isterim.. 1971 yılında Mersin Akkuyu’ya nükleer santral yapılması için (yer tahsisi için) imzası bulunan isimlerden nükleer bilimler uzmanı Prof. Dr Tolga Yarman o izni şimdi geri çekmeye hazırlanıyor.
<< Önceki Haber NÜKLEER GELECEK 9.0 ŞİDDETİNDE SARSILIYOR Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER