Bu hafta önemli bir hareketlilik yaşanacak.
Türkiye'den sanayici ve ticaret erbabı insanlar São Paulo'ya geliyor.
İki
ülkenin işadamları masaya oturacak ve karşılıklı görüşecekler. Türkiye ayağı
TUSKON tarafından organize edilen görüşmelerin
Brezilya ayağını São Paulo
Ticaret Odası ile birlikte Brezilya-Türkiye İşadamları Derneği (ASEBT) ayarlıyor.
Brezilya 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında kauçuk ve
kahve üretimine dayalı bir zenginlik yaşamış. Şimdi ikinci çıkışını yapıyor. Yabancı sermayeyi cezbeden ülkelerin başında yer alıyor. Brezilya'ya gelen yatırımcılar arasına Türk işadamlarının da girebilmesi için
psikolojik eşiği aşmaya yarayacak faaliyetlere ihtiyaç var. Aynı ihtiyaç Brezilyalı işadamları için de geçerli. TUSKON-FIESB-ASEBT işbirliğiyle gerçekleştirilecek görüşmeler bu açıdan önemli bir adım. Geçtiğimiz yıllarda Tayyip Bey'in öncülüğünde yapılan ilk ziyaretin arkasının bu şekilde getirilmesi hayırlı bir çığırın kapısını aralayabilir.
Halen Brezilya'da birkaç firmanın temsilciliği ve kauçuk üretimine dayalı bir ortak yatırım var. Ticari ilişkiler bundan ibaret.
Geçen hafta konuştuğum sanayicilerden birisi çok
ümit verici şeyler söylüyordu. Brezilya'yı çevre ülkelerle birlikte değerlendirmiş ve daha detaylı incelemeler yapmak üzere bir
ekip göndermeye karar vermişlerdi. Güzel olan taraf ihtiyacın tespit edilmiş olmasıydı. Brezilya insanı ticarete yatkın. Alım güçleri var. Yapı olarak kalite arayan insanlar. Bununla beraber
pazarda karşılarına çıkan malların kalitesi düşük, fiyatları çok yüksek. Türkiye'den gelecek yatırımcılar da kalite ihtiyacına
cevap verebilecek teknolojiye ve üretime sahip.
Ayrıca Brezilya için Türkiye,
Gümrük Birliği'nden dolayı aynı zamanda
Avrupa demek. Türkiye için de Brezilya,
Güney Amerika ülkeleri arasında geliştirilmeye çalışılan birlikten dolayı aynı zamanda MERCOSUR ülkeleri demek. Brezilya,
Arjantin,
Uruguay ve Paraguay'dan oluşan birlik NAFTA ve AB'den sonra üçüncü sırada yer alan 1 trilyon doların üzerinde büyük bir pazar.
Sadece
ekonomik ihtiyaçlar değil, siyasi bakış ve duruş da Türkiye ile Brezilya'yı birbirine yaklaştırıyor. Tabir caizse yeni herif olmaya başlamış gençlerin kabadayılığı ve arkadaşlığı var.
Türk Hava Yolları'nın direkt uçuş başlatmış olması da Brezilyalıların Türkiye'yi görmesini kolaylaştırdı. Karşılaştığımız insanlar arasında küçümsenmeyecek oranda Türkiye'yi görmüş kişi var. Hepsinde, Türkiye'ye ilginç bir şekilde alaka uyanmış. Seksen beş yaşında bir ihtiyar gazeteye ilan vererek
Türkçe hocası aradı, mesela. Türkiye'ye yaptığı bir ziyaret sonrasında kalbine yerleşen Türkiye sevgisi onu Türkçe öğrenmeye sevk etmiş.
Brezilya'da Türkiye ve Türklere ait ilk imajlar olumlu. Kurulan ilişkilerle bunu daha da ileriye götürebilmek elimizde.
Kültürel zenginliğimiz çok önemli bir artı değer. Ayrıca Türkiye, Brezilyalıların kültür değerleri açısından çok önemli merkezlerin bulunduğu bir ülke.
Yani kültürler arası
diyalog için müsait bir ülke. Şu anda São Paulo'da bir sergi var. Ağırlıklı olarak
Suriye ve İran'dan getirilen
İslam kültür ve medeniyetine ait eserler çok özenle tasarlanarak sunulmuş Brezilyalılara. Aynı eserler São Paulo'dan evvel, iki ay boyunca Rio'da sergilenmiş. İslam kültür ve medeniyetini anlamaya yönelik, önyargılardan çok uzak bu sergi, insanda şükran hisleri uyandırıyor. 'Biz bu kadar yapabilir miydik?' sorusunu sorduracak kalitedeki sergiyi Brezilyalılar yapmış. Yani, onların İslam coğrafyasına ilgisi sadece ekonomik değil, kültürel alanda da başlamış. Güzel bir haberi fazlasıyla hak eden bu sergiyi önümüzdeki günlerde tekrar ele almak üzere bu kadarıyla iktifa edelim.