Şifre skandalı ve istifa beklentisi


Türkiye adeta sınavlar ülkesi... Sınıf geçmek için her dersten sınav. Ara karne için her dersten sınav. Mezun olmak için sınav. Fen ve Anadolu liseleri için sınav. Özel okul, askeri okul, polis okullarına girmek için sınav. Üniversite ve yüksek okullar için sınav. Yüksek lisans ve doktora için sınav. Kamuda memur olabilmek için sınav. "Hayatımız sınav" ama şimdi onu yapmayı bile beceremediğimiz ortaya çıkıyor. Kopya skandalları, şifre skandalları patlıyor. ÖSYM'nin sınav sisteminde açıklar, bir bir gün yüzüne çıkıyor. Matbaadan sızıntılar olabileceği, soruyu hazırlayanların dershanelere de danışmanlık yaptığı ve test soruları hazırladıkları ortaya çıkıyor. Düşünün üniversiteyi kazanmak ya da kazanamamak, iyi bir bölümü kazanmak ya da kazanamamak gibi kariyerlerinin en kritik dönemecinde, 1 milyon 700 bin genci meçhule itiyoruz. Girdiği sınava olan inancını ve sisteme güvenini sıfıra indiriyoruz. Buna kimin hakkı var? ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, hazırladıkları kitapçıkta şifre skandalı patladığı andan itibaren yaptığı açıklamalarla süreci içinden çıkılmaz krize dönüştürmeyi başardı. Reddettiği şifreyi, mektupla itiraf etti. Sadece Demir'e olan güven değil, ÖSYM ve sisteme olan güven de zedelendi. "Şifre var ama kopya yok" iddiası doğru bile olsa, kriz yönetimindeki başarısızlık onu da törpülüyor. ÖSYM özerk bir kurum. Ancak yapılan hata garip şekilde hükümeti de yıpratıyor. Tıpkı özerk kurum Yüksek Seçim Kurulu'nun "veto" hatası gibi. Savcılık soruşturması umarım zihinlerin aydınlanmasına neden olur. ÖSYM'nin itibar kaybı ise Prof. Demir orada bulunduğu sürece artık kolay kolay tamir edilemez. İyi bir insan, iyi bir akademisyen olabilir ama ehil bir yönetici olduğunu söylemek bu yaşananlardan sonra mümkün değil. Gençliğin daha fazla gerilmemesi ve sınavsız bir hayat bulunana kadar da sistemin çökmemesi için, Prof. Demir'in akademik hayatına dönmesi en doğru çözüm olarak görülüyor. Onu o makama atayan ve şifre ile ilgili ilk açıklamaları nedeniyle "Tatmin oldum" diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bile son gelişmelerin ardından, "Çok rahatsızım, anlayış zedelendi" sözleri ciddi bir uyarı. ÖSYM'nin de Prof. Demir'in de daha fazla yıpranmamasının fazla yolu yok. Bir önceki Başkan Prof. Ünal Yarımağan da KPSS'de reddettiği kopya iddiasının doğru çıkması üzerine istifa etmek zorunda kalmıştı. İstifa zorunlu kalınmadan önce yapılırsa erdemdir. Aksi durumda mesleki onuru kurtarmak için bile yeterli olmaz...
<< Önceki Haber Şifre skandalı ve istifa beklentisi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER