Van depremi


Deprem "tam acz" halinin yaşandığı bir gerçek. Sadece dışarısı değil, insanın içi de sarsılıyor. Korkunun çok özel bir şekli. Eviniz başınıza yıkılabiliyor, zemin kayıyor. Sabit bir istinat noktası kalmıyor. Tutunacak, sığınacak, kaçacak yer yok. Sadece bir acziyet çırpınışı gösteriyorsunuz, sağa sola yalpalayarak... Gölcük depremi geliyor aklıma... Yatağın ortasına oturup yüzümü ellerimle kapadım, "Allah, Allah..." deyip durdum. Nereye kaçacağım ki? İlk hareketin yatışmasını beklemekten başka çare yok. Şimdi insanlar evlerine giremiyor ve sokakta yaşıyor. Oraları çok soğuktur. Çoluk çocuk, sokakta... Allah yardımcıları olsun. Eşi ve kızı enkaz altında kalmış bir baba enkaza doğru haykırıyor sesini duyurmak ve bir şey duymak için. Can kaygısı da değil bu. Çocuklarınız, yakınlarınız ne olacak? 1967'de olduğunu sanıyorum. Eve geç gelmiştim. Yatağa uzandım, birdenbire duvarlar üstüme gelmeye başladı. Fırladım ve 3-4 saniyede çıktım. Deprem devam ederken yine içeri girdim evdekiler için... Sadece ben kurtulacağım da ne olacak? ... İnsanlar hâlâ 2000 yılından çok önce yapılmış 30-40 yıllık binalarda oturuyor. Ne yapsınlar? Çareleri yok, yenileyemiyorlar. Mesele ekonomik. Evinin yenilenmesini kim istemez? Burada devletin yardım önceliğine ihtiyaç var. Büyük bir mesele. Göğüslemeye fırsat ve mecal bulamıyoruz. Hep "İnsanları bilgilendirelim" diyorlar. Daha nasıl bilgilenecek insanlar? O kadar çok konuşuldu ki, fay hatlarını bile ezberledik. Gerekli eşyaları sabitleyip deprem sırasında, bir set oluşturan cisimlerin yanında saklanın. Çocuklar bile biliyor bunları. Bina çöktüğü zaman bunlar küçük ayrıntılar olarak kalır. Binalar eski ve zaten iyi yapılmamış. Korozyon var. İstanbul'daki yapı stokunun büyük çoğunluğu böyle. İnsanlar, görüntüsüyle teselli olmak için mantolama falan yapıyorlar. Bizde bilgilenme değil, "yetkili samimiyeti" zaafı var. Herkes her şeyi bilerek yapıyor. Maddî tedbirler alanında bütün gücümüzle ne mümkünse yapalım. Ama dua da edelim, dualaşan düşünce meşguliyetlerimiz de olsun. Deprem dünyanın neresinde olursa olsun, bende hep bir dua ve özel düşünce yoğunluğu meydana getirir. Zemin (mesnet) kayarsa tutunacak yer bulamazsınız. Zemin kayınca üstündeki her şey kayar. Tarihte manevi-fikri depremler de vardır. İnsanlık toptan şaşırır bazen. Etkiler de tepkiler de anormalleşir ve bu anormallikten bir sentezin doğması beklenerek daha büyük bir şaşkınlık yaşanır. Zemin kayar. Feraset ve dirayet göstererek, bir fikri istinat noktası oluşturmak mümkündür ama çok zordur. Bunu başaranlar da düşünce tarihinde pek fark edilmez. Düşünce tarihinde kendisinden çok söz edilen bazı düşünürler bana "Salağın biri" dedirtecek kadar basit görünür. Fazla dikkat çekmeyen birine ise çok önem verdiğim olmuştur. Yazamam bunları tabii! Mesela 27 Mayıs da bir manevi depremdi. Yapanlar da dâhil herkes bir şaşkınlık bir bocalama içine girdi. Sol'un birdenbire zıplaması bunun sonucudur. 60 yaşına kadar sol'un ne olduğunu bilmeyen duymayan bir adam hızla bir solcu haline dönüştü; ilham gelmiş gibi! Zemin sol'a doğru kayınca bütün gençler aydınlar solcu oluverdi. Hiçbir birikimleri ve evveliyatları yoktu. Cemal Madanoğlu ne zaman solcu olmuş? Talat Aydemir Baböf okuyor. Hiçbir önemli düşünürden tek satır bilmeyen biri, Marks'tan özetlenen şeyleri ezberliyor... Senelerin İnönü'sü Orta'nın Solu'nu benimsiyor... Bir yandan da cuntalar furyası! Fay kırılması daha nasıl olacak? ... Bireysel özel hayatta da depremler olabiliyor. Ben tanınmaz hale gelmiş çok kişi gördüm. Deprem çok zor bir sınav. Van sallandı ama bizim yüreğimiz de titredi. Benim için deprem hem bir realite, hem de bir kavram. Kavram olarak, kapsamındaki her türünden çok korkarım. Maddisinden de, ruhî-fikrî-kültürel-sosyal olanlarından da. Deprem yaşamak, çok yalnız, çok çaresiz kalmaktır, çok derinden sarsılmaktır. Bu sarsılma Richter ölçeğiyle ölçülmez. (Bir şeyi belirtmeden yapamayacağım. Nedir o yardım hesabı numaralarının hali? Kırk tane rakam var. İnsan zekâsı bu teknik sıkıntıyı aşamıyor mu? Ayrı bir kategori oluşturulamaz mı?)

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER