Arkeolojik Bölgelerdeki Tehlike: Kaçak Kazılar

Arkeolojik Bölgelerdeki Tehlike: Kaçak Kazılar

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışan arkeolog Reyhan Körpe, arkeologlar için asıl tehlikenin kaçak kazılar olduğunu belirterek, ''Kaçak define kazılarında binlerce mezar ve antik kent tahrip olmuş durumdadır'' dedi. Körpe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale'nin arkeolojik olarak zengin bir bölge olduğunu, 15 yıldır bu yörede çalıştığını bildirdi. Kaçak kazılar nedeniyle insanların yaptığı tahribatın diğer etkenlere göre çok daha fazla olduğunu vurgulayan Körpe, ''Kıyılara baktığımız zaman ikinci asıl tahribat yapılaşmadadır, yani yazlıklar. Eğer buradaki yerleşim yerlerini korumazsak, tepesine yazlık yaparlar, inşaat yaparlar'' dedi. ''Çanakkale'nin dağlarında söylenildiği gibi altın aramada tahrip olmuş yerleşim yeri görmedim. Belki benim görmediğim yerlerde vardır ama kaçak define kazılarında kazılan binlerce mezar ve antik kent, tahrip olmuş durumdadır'' diyen Körpe, antik değerlere en büyük zararı insanların verdiğini savundu. Bölgede ne kadar mezar ve tümülüs varsa çoğunun kazıldığını dile getiren Körpe, şöyle konuştu: ''Biz arkeologlar için asıl tehlike kaçak kazılardır. Antik yerleşim yeri olan bölgelerde altın aramak mümkün değil. Altın arayanlar da genellikle dağlarda, antik yerleşimin olmadığı yerleri arıyorlar. Ben onlarca eski antik maden buldum. Zamanında bu bölgede başta altın olmak üzere bakır, kurşun ve demir madenleri işlenmiş, onlarca maden yeri saptadım. Bunların birkaç kilometre alanı kaplamış, atıklarını da buldum orman içerisinde. Orman kapatmış, belki bin ya da iki bin sene önce de, o dönemde de doğa tahrip edilmiştir. Ama şimdi baktığımızda her şey normal.'' -''HER KAZI TAHRİBATTIR, KAZININ DÖNÜŞÜ YOKTUR''- Definecilerin, Bayramiç ilçesine bağlı Yeşilköy yakınlarında bulunan höyüğü kazdıktan sonra dozerlerle yok ettiğini kaydeden Körpe, ''O höyük o kadar önemliydi ki. Troya antik kentinin Anadolu ile bağlantısını sağlayan önemli bir höyüktü. Troya ile İç Batı Anadolu ve Orta Batı Anadolu bağlantısını sağlıyordu. Ama yok edilmiş. Türkiye'deki problem kaçak kazılardır'' ifadelerini kullandı. Korunacak çok şeyin olduğunu, definecilerin görülebilir tahrifatının olmasına rağmen kazı yapıldığında çok şeyin ortaya çıkabileceğini belirten Körpe, şöyle konuştu: ''Her yeri kazmak imkansız, gerekli de değil. Niye kazı yapılır? Kazı işlemini bir doktor gibi düşünün. Doktor, hastasını en son aşamada ameliyat eder. Önce bakar, kontrol eder, dinler. Biz de bazen öyle yapıyoruz ve önce yüzey araştırmasıyla o yerleşim yerlerini arıyoruz. Doktorların kullandığı röntgen aleti gibi toprak altını görebilen aletlerimiz var. Yüzey araştırması yaptığımız bölgedeki tarihi problemi anlayamadığımız zaman kazı yapmaya karar veriyoruz. Son çaredir kazı yapmak. Yani her yeri kazalım, ortaya çıkaralım değil. Her kazı tahribattır, kazının dönüşü yoktur. Eğer anlayabiliyorsak oranın tarihini, arkeolojisini kazmadan anlamaya çalışıyoruz. Bir de binlerce yerleşim yeri var. Türkiye'nin petrolü gibi düşünün. Böyle bir petrolümüz olsa, bu petrolü 10 sene içerisinde bitirirsek, geleceğe ne bırakacağız. Türkiye'nin arkeolojik buluntuları, Türkiye'nin petrolü gibidir.'' (SAM-CC-ÜNS)12.08.2011 11:46:21
<< Önceki Haber Arkeolojik Bölgelerdeki Tehlike: Kaçak Kazılar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER