Bir Sekine Rabbinizden

“Her ne olursa olsun bu, geçmişteki büyük peygamberlerden geriye kalmış mübarek bir bakıyyedir ki, gönüller onunla sükunet bulur ruhlar güven ve itminana erer…

SHABER3.COM


Safvet Senih - SAMANYOLUHABER.COM 
Bakara Suresinin 248. ayetinde SEKÎNE’den bahsediliyor: “Kur’an’dan İdrake Yansıyanlar” isimli kitabında M. Fethullah Gülen Hocaefendi, sekine hakkında şu tesbitlerde bulunuyor: “Önce; sekinenin ne demek olduğunu iyi tesbit etmemiz gerekli. Lügat mânası itibariyle, ciddiyet, vakar, sebat, itminan mânâlarına gelen sekine, rahatlatan, huzur veren bir mucize bir âyettir ki, onu gözler görüp gönüller hissedince, ruhlarda sükunet hâsıl eden temessül kabiliyeti çok bir tecelli türüdür. Ki, bazen yakut ve zeberced kanatlı inleyen bir kedi, bazen hoş bir esinti, bazen de müjde gamzeden bir nesne şeklinde resmedilmiştir.
“Her ne olursa olsun bu, geçmişteki büyük peygamberlerden geriye kalmış mübarek bir bakıyyedir ki, gönüller onunla sükunet bulur ruhlar güven ve itminana erer… 
“Kur’an ve sünnette zikredilen SEKÎNE  Cenab-ı Hakkın insanlara gönderdiği ukbâ (ahiret) buudlu ve metafizik âlemle alâkalı indiği kimselerin kalblerine kût (azık)  ve kuvvet, iradelerine fer veren melekûtî bir nesne ve bir tecellidir. Yerinde hak dostları tarafından istenmiş, yerinde talebsiz, ama ‘hal’ e lütfedilmiş öyle sırlı bir teveccühtür ki, onun atmosferine girenler oldukları yerden sonsuzluğu duyarlar. Bu arada bazıları sekîneye, meleklerin inmesi, bazıları ruhanî varlıkların gelmesi demişlerdir. Ne var ki, ister melekler, isterse haricindeki ruhanî varlıklar olsun, sekine indiği yere itminan (kalbin tatmin olup oturaklaşması)  da iner… İner ve öyle bir atmosfer meydana getirir ki, artık orada bir doymuşluk ve itminan hâsıl olur. Hem öyle bir hâsıl olur ki, o çerçevede her tarafa ölüm yağsa, ihtimal sekîneye eren kılını bile kıpırdatmaz. İşte Hendek’in “ve zülzilû (sarsıntıya uğradılar)”  (Ahzab Suresi, 33/4) ifadesiyle anlatılan, o günlerce muhasaranın demir pençesinde kıvrandıkları halde dimdik ayakta durmasını bilen babayiğitleri!.  Ve işte Uhud’un her şeyi temelden sarsan depremleri karşısında ölüme meydan okuyan leventleri!.. Kolay değil; Hz. Hamza başta olmak üzere pek çok yiğit şehit olmuş ve 70’e yakın insan ukbaya göç etmişti. Bütün bunlardan  sonra Allah, sekine ile onların imdadına yetişince, hepsi yeniden arslanlar gibi kükremiş ve ertesi gün yaralı olanlar dahil herkes yeni bir seferberlik demiş ve yürüyemeyecek derecede yaralı olanları sırtlarında, omuzlarında taşıyarak düşmanı takibe koyulmuşlardır. Ebu Süfyan, kendilerini bu halleriyle bile Mekke’nin içine kadar kovalamaya gelen  azimli insanları görünce, ‘Uhud’da bir parça zafer kazandık onu da elden kaçırmayalım’ diyerek ordusuna bir an evvel hızla kaçma emrini vermişti.
“Onun için yukarıda belirttiğimiz gibi SEKÎNE,  bilinen bu özelliklerinden dolayı öteden beri dualarda istenen bir husus olmuştur. Nitekim Allah Resulü (S.A.S.), Hendek öncesi çukurları kazarken, Sahabe-i Kiram’la beraber, hep bir ağızdan ‘Fe enzil SEKÎNET’en aleynâ= Sekine indir bizim üzerimize’ demişti.
“Yalnız, sekine her kişi veya her kavme aynı şekilde tecelli etmeyebilir. Allah’ın lütfu, mevhibesi diye de nitelendirdiğimiz sekinenin inişinde, fertlerin  veya cemiyetlerin  durumu hep söz konusu olagelmiştir. Mesela; Bedir’de, SEKİNE, meleklerin, harp meydanında, onların çevik-çavak hareketleri ile temsil edilmiştir; Useyd b. Hudayr’a, hâlisane Kur’an okurken gelen sekine, buğumsu bir bulut şeklinde tecelli etmiştir. Hicret esnasında Hira Dağında Hz. Ebu Bekir’in Efendimiz (S.A.S.) adına bütün çırpınmalarına rağmen Allah’a tevekkül ve itimadını koruyan Efendimiz’de o, kalbte doymuşluk ve itminan şeklinde tecelli etmiştir. Yine hicrette kinle bilenen kılıçlara hedef olacağını bile bile Efendimizin (S.A.S.) yatağına yatan Hz. Ali’de itminan ve güven şeklinde belirmiştir.”
M. Fethullah Gülen Hocaefendi, bizzat kendisi 1986’da Hac’dan dönerken bütün yolların ve imkânların uçakla Türkiye’ye dönmek için elverişli olmadığını görünce Suriye’den dönerken bu SEKÎNE’yi beraberinde Hayatî Yavuz merhumla beraber bütün derinliği ve tonlarıyla yaşamıştır…
<< Önceki Haber Bir Sekine Rabbinizden Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER