Chomsky: El Nusra Cephesi Türkiye'nin yardımlarının ana alıcısı


Dünyaca ünlü filozof, dilbilimci ve tarihçi Prof. Dr Noam Chomsky, "El Kaide'nin Suriye'deki kolu El Nusra Cephesi, Türkiye'nin yardımlarının ana alıcısıdır." dedi. Boston College ile Peace Islands Institute (Barış Adaları) Boston tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Ortadoğu'da Basın Özgürlüğü' konulu konferansa ana konuşmacı olarak katılan Chomsky, Türkiye ile ilgili ilginç iddialarda bulundu.

Boston College'da düzenlenen etkinlik, Fransa'nın başkenti Paris'te meydana gelen silahlı saldırı sonrası hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

ABD'nin Esad ve IŞİD'e karşı savaşması için 'eğit donat' programı çerçevesinde ılımlı muhaliflere büyük paralar harcadığını söyleyen Chomsky, "Bu muhaliflerden ilk grupta Suriye'ye geçen 50 kişi Nusra Cephesi tarafından anında yok edildi. Nusra Cephesi çok açık bir şekilde bu grubun gelmesini bekliyordu. Türkiye'nin Nusra Cephesi'ne verdiği destek o kadar güçlü ki bazı güvenilir kaynaklara göre bu 50 kişinin bilgilerini Nusra Cephesi'ne Türk istihbaratı verdi." diye konuştu.

Ünlü düşünür, Türkiye'nin IŞİD'le mücadeleye uzun süre direnç gösterdiğini kaydetti. ABD'nin Türkiye'yle üslerin IŞİD'e karşı kullanılması konusunda anlaştığını, Türkiye'nin de saldırılarda rol alacağını umduğunu ancak Türkiye'nin IŞİD yerine Irak'taki Kürtleri bombaladığını vurguladı.

Türkiye için basın özgürlüğüyle ilgili 'en üzücü vakalardan biri' ifadesini kullanan Chomsky, "G-20 toplantıları için dünyanın dört bir tarafından gazeteciler Türkiye'ye gidiyor fakat hükümet tarafından yasaklandıkları için bazı Türk gazeteciler programı takip edemiyor." dedi.

SEÇİMDEN ÖNCE VE SONRA MEDYAYA BASKIN

Önceki gün Washington Post'ta Türkiye ile ilgili yazdığı makaleyi hatırlatan dil bilimci, "1 Kasım'dan sadece 4 gün önce İpek Medya Grubu'na baskın yapıldı. 2 gazete, 2 televizyona el kondu. 71 gazetecinin işine son verildi. Sonra yayınlar normale döndü ama tamamen hükümet yanlısı bir şekilde. Büyük Erdoğan fotoğraflarıyla 'Cumhur meydanda' ve 'Türkiye tek yürek' manşetleriyle." dedi.

Amerikalı düşünür, seçimden hemen sonraki gün Nokta Dergisi'nden iki gazetecinin "silahlı terör örgütü kurmak" suçlamasıyla tutuklandığını hatırlattı.

Türkiye'de şu anda yaşananların geçmişin tüm kazanımlarını yok ettiğine işaret eden Chomsky, "Basın özgürlüğü üzerindeki baskılar, dikta rejimlerinin kaçınılmaz gerçeğidir." diye konuştu.

Fransa'da yaşanan terör saldırılarına da değinen Chomsky, "Sünnilerin Vehhabileşmesi en büyük tehlike." dedi.

HASAN CEMAL: BENİM DÜNYAMDA SARAY'DAKİ SULTAN'IN YERİ YOK

Gün boyunca farklı panellerde devam eden konferansta konuşan T24 yazarı Hasan Cemal, "Benim dünyamda, Tayyip Erdoğan'ın, daha doğru bir deyişle, Saray'daki Sultan'ın yeri yok. 1 Kasım'da yüzde 49 oy almış olsa da yok." şeklinde konuştu.

Cemal buna gerekçe olarak "Çünkü, benim dünyamda demokrasi var. Hukukun üstünlüğü var. İfade özgürlüğü var. İnsan hakları var. Bağımsız medya var. Özgür medya var. Bağımsız yargı var. Güçler ayrılığı var. Kadın-erkek eşitliği var. Farklılıklara saygı var. Çok seslilik var. Yolsuzluğa, rüşvete, hırsızlığa kırmızı kart var. Benim dünyam böyle." ifadesini kullandı.

Türkiye'de basına yapılan baskıyı detaylı bir şekilde anlatan Cemal, "Ben, bir gazetecinin 1 tweet nedeniyle gözaltına alındığı, cep telefonuna, bilgisayarına el konulduğu bir ülkeden geliyorum. Bir başbakanın sosyal medyayı baş belası ilan ettiği bir ülkeden geliyorum. Twitter'ın, YouTube'un siyasal iktidar talimatıyla yasaklandığı bir ülkeden geliyorum. Bir başbakanın telefon talimatıyla haber attırdığı, gazeteci attırdığı, televizyon programı sansürlettiği, hatta televizyon tartışma programlarına kimin çıkıp kimin çıkmayacağına karıştığı bir ülkeden geliyorum."diye konuştu.

Demokrasiyi demokrasi yapan temel değerlerin bugün Türkiye'de saldırı altında olduğunu, darbe üstüne darbe yediğini vurgulayan tecrübeli gazeteci, "Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan bu kaba darbeler Cumhurbaşkanı olarak etmiş olduğu yemini sürekli çiğneyen Tayyip Erdoğan ya da 'Saray'daki Sultan Düzeni'nden kaynaklanıyor." ifadesini kullandı.

Bütün bunları yakınmak için anlatmadığını dile getiren Cemal, "Birbirimizin yaşadıklarından haberdar olmamız, bu küçük gezegenin daha iyi bir yer olması için ortaklaşa çalışmamızı sağlayacaktır. Buraya bu ümitle geldim. Bunları bu ümitle sizlere anlattım. Tek tek ülkelerden değilse de, bu dünyadan ümidimi asla kesmedim." diye konuştu.

HÜKÜMET PARAYLA SATIN ALAMADIĞI GAZETECİYİ MAKAMLA İKNA EDİYOR

Turkish Review Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Zaman Gazetesi Yazarı Kerim Balcı da konferansta Türkiye'de baskıcı bir rejimin nasıl kurulduğunu ironik bir dille adım adım anlattı.

Hükümetin parayla satın alamadığı gazetecileri makamla ikna ettiğini, bakanlık ve milletvekilliği verdiğini aktaran Balcı, "Onu yapamazlarsa televizyon programları ve ücretli belediye programlarıyla ikna ediyorlar. Normalde ücretsiz konuk olunan bazı programlara gazeteciler beş bin lira ücretle katılıyor." dedi.

Bu konuda Avrupa Birliği (AB) Bakanı Beril Dedeoğlu'nu örnek gösteren Balcı, "Bir kaç ay öncesine kadar Today's Zaman yazarlarından biriyken geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği'nde Today's Zaman ve bağlı bulunduğu grubun terörist olduğunu iddia etti. Hükümete yakın bürokratlar birden çok kuruma danışman olarak atanıp yüksek maaşlar ödeniyor." diye konuştu.

NEFİS MUHASEBESİ YAPIYORUZ

AKP'nin demokrasi yolunda attığı adımlara pek çok insan gibi kendi medya gruplarının da aldandığını belirten Balcı, "Biz de bazı hatalar yaptık. Nefis muhasebesi yapıyoruz. Ahmet Şık ve Nedim Şener, saçma sebeplerle tutuklandığı zaman biz mahkemenin yerine karar verdik. Gazetecilikten tutuklanmadılar dedik. Ben bu hata için ilk özür dileyenlerden oldum." şeklinde konuştu.

DEVLET İÇİNDE KUTUPLAŞMA

Konferansın bir başka konuşmacısı Northeastern Üniversitesi Orta Doğu Barış, Kültür ve Kalkınma Merkezi'nde Sosyoloji öğretim üyesi Doç. Dr. Berna Turam, yaklaşık 10-12 yıl önce özellikle Kuzey Amerika'da Türkiye'de özgürlük ve demokratikleşmenin konuşulduğunu bu kadar kısa sürede Türkiye'nin özgürlükleri çigneyen en önde ülke olmasının çok üzücü olduğunu söyledi.

Sosyoloji öğretim üyesi, Türkiye'de son zamanlarda yaşanan kutuplaşma hakkındaki soruya ilişkin "Kutuplaşmayı bence, politik liderler, parlamentoda ve devletin içinde çok net görüyoruz. Devletin kolları arasında da çok görüyoruz." şeklinde cevapladı. Son çalışmalarının 'şehirsel alanda' olduğunu söyleyen Turam, "Şehirsel alanda daha önce birbirleri ile çatışan gruplar arasında yeni yeni işbirlikleri görüyoruz. Mesela bunun en elle tutulur örneği Gezi'deydi. Gezi gençleri ideolojinin üstüne çıkıp bir arada muhalefet yapabildiler. Gezi gençlerinin yapabildiği muhalefeti maalesef politik elitlerimiz yapamıyor. Bu şekilde bir muhalefet yapılamadığı sürece evet kutuplaşmadan bahsedilebilir. Şehirsel alanı politik kurumlardan ayrı okuyorum." diye konuştu.

Barış Adaları Enstitü'sü (PII) Boston Direktörü Burhan Kaya, günün anlam önemini için Prof.Dr Noam Chomsky, isminin yazılı olduğu çini tabak hediye etti. Boston College'da düzenlenen etkinliğe çok sayıda dinleyici katıldı. CİHAN
<< Önceki Haber Chomsky: El Nusra Cephesi Türkiye'nin yardımlarının... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER