Avrasya'nın aydınları tartışıyor

Bişkek’te düzenlenen forumda konuşan gazeteci ve akademisyenler, medyanın tiraj kaygısı nedeniyle toplumları ayıran konuları öne çıkararak, toplumlar arası diyaloğun gelişmesini engelledikleri görüşü

Avrasya'nın aydınları tartışıyor

Diyalog Avrasya (DA) Platformu’nun Bişkek’te düzenlediği ‘Medeniyetler Diyaloğu ve Birlikte Yaşama’ toplantısında medya, eğitim ve dinlerin diyalogdaki etkisi konuşuldu. Türkiye, Rusya Federasyonu ve Orta Asya cumhuriyetlerinden katılımcılar, Avrasya ülkelerindeki medya ile Avrupa ve Amerika’nın Avrasya toplumlarına bakışını müzakere etti. İletişim araçlarının tiraj kaygısı ya da başka nedenlerle toplumları ayıran konuları öne çıkardığına vurgu yapılan toplantıda, toplumlar arası diyaloğun geliştirilmesinde iletişim araçlarının desteğine ihtiyaç olduğu dile getirildi. ‘Medyanın rolü ve sorumluluğu’ konulu oturumda konuşan Manas Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Kuban Tabaldiyev, “Medya sadece bir ülke içindeki farklı toplum kesimleri ile değil başka toplumlarla da ilişki kurulmasını sağlamaktadır. Çok dilli yayın kuruluşları iletişim konusunda önemli rol oynamaya başladı. Bu gelişmeler bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Ortak ve istikrarlı bir dünya kuracaksak bu olumsuzlukları göz ardı edemeyiz.” diye konuştu. DA Türkiye Milli Komitesi Başkanı Hüseyin Gülerce de dünyada yaşanan çatışmalardan üst düzey yöneticilerin sorumlu olduğuna dikkat çekerek, toplumlar arasında diyalog anlayışının yaygınlaştırılması ile barışa hizmet edilebileceğini söyledi. Gülerce, “Üst mevkilerde bir şey yapmamız politikacıları ikna etmemiz zor. Ama halkın arasında bu tansiyonu düşürmek mümkün. Bunun yolu da diyalogdan geçiyor. Sivil toplum kuruluşlarını insani politikalara zorlamak mümkün olabilir. Medyanın burada sorumluluğu çok fazla.” diyerek medyanın kışkırtıcı değil birleştirici yayınlar yapması gerektiğini vurguladı. Diyalog alanında medya sorumluluğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Bostancı ise Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Kardak kayalıkları krizini örnek göstererek, Yunanlı bir gazeteci tarafından başlatılan krizin Türk tarafından başka bir gazeteci ile devam ettirildiğini hatırlattı. Gazetecilerin hızlı ve anlık düşünen aktif bir çalışma süreci olduğuna dikkat çeken Bostancı, sözlerine şöyle devam etti: “Olayları değerlendirirken geniş zamanlara, geleceğe dayalı yorum yerine anlık olaylara yönelik çözümler getirmek gazeteciler üzerinde daha etkilidir. Bu, büyük bir problem olarak görülüyor. Çünkü gazeteciler toplum ve yöneticiler üzerinde, siyaset üzerinde son derece etkililer.” Semavi dinlerin diyalog üzerine etkilerinin konuşulduğu ‘Dinlerin medeniyetler diyaloğuna ve birlikte yaşamasına katkısı’ konulu oturumda üç semavi dinin diyalog ve birlikte yaşamaya bakışı anlatıldı. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Albayrak, din alanında hoşgörüye ihtiyaç duyulduğunu ifade ederken, kültürler arası iletişimin artık çok fazla olduğunu ve birlikte yaşamanın daha önemli hale geldiğini vurguladı. Rusya Federasyonu Museviler Birliği Konseyi Başkanı Anatoly Pinskiy, dini cemaatlerin sadece maneviyatla değil, maddi dünya ile de ilgili olduğuna dikkat çekerek, bütün semavi dinler tarafından yasaklanan kötü alışkanlıklara karşı ortak tavsiyeler ve görüşmelerle mücadele verilebileceğini dile getirdi. Moskova Patriği Dış İlişkiler Enformasyon Bölüm Başkanı Aleksandr Makarov da “Benim gördüğüm; farklılıklar ve çatışmalar dini bilgilerden değil, dini bilgisizlikten kaynaklanıyor. İnsanlar kendi dinini öğrense diğer dinlere karşı daha saygılı davranacaklardır.” ifadelerini kullandı.
<< Önceki Haber Avrasya'nın aydınları tartışıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER