Bilimsel fiyasko

12 Eylül kurumu YÖK'ün üniversitelere 'katkısı', bilimsel kaliteyi 40'ta bire düşürmek oldu.

Bilimsel fiyasko

12 Eylül Anasayası'nın ürünü olan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), çeyrek asırda Türkiye'nin dünya bilimine katkısını 40'ta bir düzeyine düşürdü. 1980'de öğretim üyeleri tarafından üretilen her bir bilimsel yayın, bir yıl içinde yurt içi ve dışından 8 kez atıf yapılıyordu. YÖK döneminde ise her 5 makaleden 4'ü yurt içinde bile kaynak olarak gösterilmedi. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensistüsü'nde görev yapan araştırma görevlileri Mehmet Zeki Ak ve Ahmet Gülmez tarafından yapılan "Atıf İndeksine Göre Türkiye'nin Bilimsel Yayın Performansının Analizi" başlıklı çalışma, 12 Eylül Anayasası gereği 6 Kasım 1981'de kurulan YÖK'ün çeyrek asırlık karnesi oldu. YÖK KAMUOYUNU YANILTIYOR 1980-2004 döneminde Türkiye'de üretilen bilimsel yayınların incelendiği çalışma çarpıcı bir gerçeği de ortaya çıkardı. YÖK verilerine göre 1980'de 439 olan yıllık bilimsel yayın sayısı, 25 yılda 32 kat artarak 14 bin 281'e ulaştı. Dünya bilimine katkı da binde 0.7' lerden yüzde 1'lerin üzerine çıktı. Ancak bilimsel yayınların kaynak gösterilme sayısını gösteren tablo YÖK'ün rakamlarının yanıltıcı olduğunu ortaya koydu. Çünkü 1980'de Türkiye'de üretilen 439 yayın, yurt içinden 538, yurt dışından ise 2 bin 886 kez kaynak gösterildi. Yani 25 yıl önce ürettiğimiz her bir makale, bilgi içerdiği için toplam bir yıl boyunca 8 kez kaynak olarak gösteriliyordu. 2003 yılına gelindiğinde ise Türkiye'deki üniversiteler tarafından üretilen bilimsel yayın sayısı 11 bin 856'ya yükseldi. Bu rakam ürettiğimiz bilimsel yayın sayısının 32 kat artması nedeniyle YÖK tarafından gurur verici olarak nitelendirilirken, bu yayınların kalitesini gösteren atıf sayıları ise kamuoyuna açıklanmadı. Çünkü 11 bin yayın, 1980'deki 439 yayın kadar bile kaynak gösterilmedi. 5 YAYINDAN SADECE 1'İ 2003 yılında yayınlanan 11 bin 856 bilimsel makale, aynı yıl yurt içinden 783 yurt dışından ise sadece 1679 kez kaynak gösterildi. Her bir makale başına düşen kaynak gösterilme sayısı ise 0,2 oldu. Yani her 5 makaleden 1'i olumlu ya da olumsuz kaynak gösterilmeye değer bulundu. 1980'de toplam 3 bin 424 kez atıf yapılmasına rağmen 2003'te ise toplam 2 bin 424 atıf yapıldı. YÖK'ün akademik yükselme şartı olarak yurtdışı yayın yapmayı zorunlu hale getirmesinin bu sonuçları doğurduğu ifade edilen araştırmada bu düzenlemenin sonuçları şöyle açıklandı: "Akademik çalışmaların sadece terfi amaçlı yapılmasından dolayı toplumsal gelişmemize yeterli katkıda bulunmaması gibi sorunları da beraberinde getirmiştir." 'Siparişle makale yazılıyor' Gazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, bilimsel yayınların akademik ölçü olarak alınmasının YÖK'le birlikte başladığını belirterek, şunları söyledi: "Yardımcı doçentlik, doçentlik için yayın şartı getirildi. Hem uluslararası, hem ulusal yayın ölçütü getirilmesi, bilimsel makalalerin bilgiye hizmet için değil, zora doyalı olarak üretilmesine neden oldu. Nicelik olarak artma var ancak, nitelik olarak geriye gidiş var. Bilimsel yayınlar, farklı alanları bırakın, aynı alanla meşgul olan akademisyenler tarafından bile okunmuyor. Bunun sebebi de yayınların sipariş üzerine yazılmasıdır. Atama ve yükselme temelli olduğu için bilimsel yarardan ziyade kişisel yarar ortaya çıkıyor. Bu da yayın terörü dediğimiz bir teröre neden oluyor. ." YENİ ŞAFAK

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER