Doğan Grubu fena yakalandı !

TURHAN BOZKURT - ZAMAN / Petrol Ofisi'nden Trump Towers'a çelişkiler dizisi...

Doğan Grubu fena yakalandı !

atv-Sabah'ın 1,1 milyar dolarlık bedelinin finansmanında Halkbank ve Vakıfbank'tan kredi alınması birilerini fena rahatsız etmiş. Doğan Grubu gazetelerinde kamu bankalarından alınan krediler 'bedavaymış' gibi bir hava estiriliyor. Oysa bu bankalar da 2001 krizinden sonra Bankacılık Kanunu'nda yapılan değişikliklerle tamamen özerk bir yapıya kavuşturulmuştu. Son 6 yıllık bilançolara bakıldığında siyasetçinin güdümünden kurtarılan Ziraat ve Halkbank'ın batık rekortmenliğinden nasıl kârlılıkta şampiyonluğa çıktığı daha net görülür. Vakıfbank zaten bir kamu bankası değil, ortaklık yapısı gereği... O da kanundaki kamu-özel banka ayrımını ortadan kaldıran ve ağır müeyyideler içeren değişikliklerden müspet manada etkilendi. BDDK, sermaye yeterlilik rasyosundan kullandırılan kredilere dek hiçbir dönemde olmadığı kadar etkin bir denetim sistemi uyguluyor. Bankacılık artık 1990'lardaki gibi tek marifeti aile fotoğrafında yer almak olanların yapabileceği bir iş olmaktan çıktı. Grup şirketlerine, 'hamili kart yakinimdir' denilenlere bol kepçeden kredi verilemiyor. Bu yüzden patronlar ilk durakta inmeyi tercih ettiği için banka satışları son iki yılda hızlandı. Kârlı bir ortamda bankalarını satan patronlardan biri de Aydın Doğan'dı. Belçikalı Fortis'e sattığı Dışbank'ı da İş Bankası bünyesinden 1994'te satın almıştı Sayın Doğan. İhtiyaç duyulan kredinin de yine İş Bankası'ndan alındığı biliniyor. Tartışılan mesele atv-Sabah gibi medyanın en önemli iki kuruluşuna verilen kredi olunca Dışbank'tan sonra bir de Petrol Ofisi (POAŞ) akla geliyor. İşadamı Ahmet Çalık'a iltimas geçildiğini iddia eden gazete ve TV'lerin patronu Aydın Doğan da devletin petrol şirketi POAŞ'ı satın aldığında finansmanı kamu bankalarından temin etmişti. Aydın Doğan'ın 22 Ekim 2003'te düzenlediği basın toplantısında sarf ettiği şu sözler arşivlerde duruyor: "1 milyar 260 milyon dolarlık borcumuzun 500 milyon dolarını öz kaynaklardan, kalanını ise banka konsorsiyumundan karşıladık. Ödeme çekimiz iş hayatımızın şeref belgelerinden biri olarak duruyor." Doğan Grubu'nun kamu bankalarından kredi almasına yardım eden dönemin Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık, kısa süre sonra Petrol Ofisi Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirilmişti. Bugün ayrı bir kategoride yer alan Vakıfbank'tan da o dönemde 60 milyon dolar kredi temin eden Doğan Grubu'nun bu krediyi alırken bazı özel şartlar istediği ortaya çıkmıştı. Peki ne oldu? Aydın Bey, kredinin üstüne mi yattı? POAŞ peşkeş mi çekilmiş oldu bu şekilde? Kamu bankaları alacağını tahsil ettiği gibi Petrol Ofisi de Avusturyalı OMV ile ortaklık yaptı ve sektörün liderliğini elinde tutuyor. Bu kısmı Aydın Bey'in gazetelerinde eli kalem tutan arkadaşlarına bir kere daha hatırlatmasında fayda var. Ahmet Çalık, enerjiden inşaata kadar önemli yatırımlara imza atıyor. Türkmenistan'da milyar dolarlık projeleri var. Arnavutluk'ta telekom şirketi ve banka satın aldı. Bu gerçekler niçin göz ardı ediliyor? Kamu bankalarının bugün küresel krizin ortasında, likiditenin altın değerinde olduğu bir dönemde, BDDK'ya rağmen karşılıksız bir kredi vermesi mümkün mü? Ayrıca en liberal piyasa olarak nitelendirilen mali sektörde kamu bankalarının elini kolunu bağlamak istemek ne anlama geliyor? Aslında bu tartışmalar Türkiye'de kamu bankacılığının bir şekilde devam etmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Dünya çapında işler yapan, Türkiye'de Bursagaz ve Kayserigaz'da hisseleri bulunan, Ceyhan'a rafineri kurmak için EPDK'dan lisans alan bir işadamının karşılık olarak atv-Sabah gibi medyanın en değerli iki markasını sunması özel bankalar için nedense yeterli olmadı. İhaleden hemen sonra gizli bir el devreye girdi. Önce krediyi 'bizden alın' diyen büyük bankalardan biri ne hikmetse geri adım attı. Köşe yazılarında sürekli 'Çalık krediyi bulamadı' satırlarına yer verdi aynı kalemler. Şimdi kredi bulundu. Eşit şartlarda denetim ve düzenlemeye tabi iki bankadan alınan rakam başka mecralara çekilmek isteniyor. Bir de Dubai Prensi Maktum'un ikiz kulesine 'hayır' diyenler, dava üstüne dava açanlar Trump Towers'a gelince sessiz kalıyor. Tam tersi dünya çapında proje başlıkları atılıyor. POAŞ ve Dışbank'ta kamu kaynağına evet, Sabah-atv'de hayır. Bu yaman çelişkiyi, bir müteşebbise yönelik bu çifte standardı en iyi yine Aydın Bey anlayacaktır...
<< Önceki Haber Doğan Grubu fena yakalandı ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER