Albay Çiçek'i susturan o soru

Millete ve hükümete komplo planının altında imzası bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, dünkü duruşmada zor anlar yaşadı. Ergenekon davası hâkiminin "bir sorusuna" Albay Çiçek cevap veremedi.

Albay Çiçek'i susturan o soru

"Bilgisayarınız 7 kez niçin silindi?" Hâkimlerin sorularının büyük bir kısmına "Bilmiyorum, haberim yok." şeklinde cevaplar verdi. Çalmuk, "Askerî savcılık, 'söz konusu belgeyle ilgili herhangi bir kayıt var mı, inceleyin' talimatı veriyor. Ancak dairenizdeki bilgisayarlar savcılık böyle bir talimat vermemesine rağmen 7 kez siliniyor. Bu konuda bilginiz var mı?" diye sordu. Kendisinin başında bulunduğu dairedeki bilgisayarlarda yapılan silme işleminden haberinin olmadığını savunan Çiçek'in, "Bilgisayarlar silinse bile belgeler daha sonra geri getirilebiliyor." ifadesi dikkat çekti. Kaos belgesini yalanlamak için duruşma salonuna imza makinesi getiren Çiçek, çapraz sorgusunda ise 'kara propaganda' sitelerinin Genel- kurmay'ın talebiyle kurulduğunu söyledi. 'Kaos Planı' iddialarıyla ilgili haklarında dava açılan ve Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 7 sanıklı davanın dördüncü duruşması dün görüldü. Duruşmada Dursun Çiçek'in çapraz sorgusu tamamlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada üye hakim Hüsnü Çalmuk, çapraz sorgusu yapılan Çiçek'ten mesleki hayatına ilişkin bilgi vermesini istedi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görev yaptığını, 6 bin kişilik alaya 3 yıl komuta ettiğini, Arnavutluk'ta halkla ilişkiler subayı olarak çalıştığını, 2004 yılında da Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi'nde şube müdürü olarak çalıştığını belirten Çiçek, 17 Haziran'dan sonra bu birimden ayrıldığını, 7 Eylül 2009'dan itibaren de Deniz Kuvvetleri'nde görev yaptığını kaydetti. Üye Hakim Hüsnü Çalmuk, 'Kaos Planı' belgesinin ortaya çıkmasının ardından askeri savcılıkta yürütülen işlemleri mercek altına aldı. Bilirkişinin incelediği bilgisayar sayısının önce 14 olduğu ve daha sonra da 25'e çıktığına dikkat çekti. "Burada bilgisayarların sayısının niye arttığını anlayamadım. Buna ilişkin bilginiz var mı?" diye sordu. Sanık, bu konuda da bilgisinin olmadığını söyledi. Hakim, askeri savcılığın 17 Haziran 2009'da bilirkişiye inceleme talimatı verdiğini ve raporun 20 Haziran 2009'da tamamlandığını hatırlattı. "Bu kadar kısa sürede rapor hazırlanıyor ve sonucunda da 'bilgisayarlarda söz konusu belgeye ilişkin kayıt yok' deniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?" diye sordu. Çiçek, bu konuda bir diyeceği olmadığını beyan etti. Çalmuk, bazı bilgisayarların 35 kez bile silindiği şeklinde bilgilerin olduğuna vurgu yaptı, bilgisi olup olmadığını sordu. Sanık, olmadığını söyledi. Çalmuk'un, "Askeri savcılık bilirkişiye söz konusu belgeyle ilgili 'herhangi bir kayıt var mı, inceleyin' diye talimat veriyor, ancak bilirkişi dairenize ait bilgisayarları 7 kez siliyor. Savcılık böyle bir talimat vermemesine rağmen. Bu konuda bilginiz var mı?" sorusu üzerine Çiçek, "Bilgisayarlar silinse bile belgeler daha sonra geri getirilebiliyor. Silme işleminden haberim yok." demekle yetindi. İMHA DEĞİL, YENİDEN YAPILANDIRMA! Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu da, tanık ifadelerinde yer alan bilgilere göre normalde evrak imha tarihinin ocak ayı olmasına rağmen neden Haziran 2009'da haber gazetede yayımlandıktan sonra imhanın yapıldığını sordu. Çiçek, bu konuda bilgisi olmadığının ancak imha değil de yeniden yapılandırma kapsamında bazı evraklara işlem yapılmış olduğunu söyledi. Hakim, Çiçek'e kabul etmediği 2008 yılına ait sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili andıcın süreli ve süresiz bazı yayınlara konu olduğunu belirterek, bu konuda hukuki bir tekzip ya da başvurusu olup olmadığını sordu. Çiçek, bu andıcın dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından yalanlandığı için bu yayınları takip etmediğini belirtti. Hâkimlerin, ıslak imza cihazıyla ilgili soruları avukatları terletti Dursun Çiçek'in avukatları, duruşma salonuna ıslak imza makinesi getirdi. Avukatlar, bilgisayar destekli CNC cihazıyla, ıslak imza atılabileceğini savundu. Avukat Celal Ülgen, herhangi bir kişinin imzasını talep ettiklerini söyledi. Mübaşir Aydın Arslan'ın imzası taklit edilerek heyete sunuldu. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün "Bu makine bu işler için mi?" diye sorması üzerine sanık avukatları bilgisayarla çalışan makinelerin çeşitli amaçlarla kullanılabileceğini söyledi. Başkan Şengün "Elin baskısı ne olacak? Bu makine ile ancak aslı bulunabilen imza taklit edilebilir, fotokopi üzerinden olmaz." dedi. Hakim Sedat Haşıloğlu ise "Diyelim Rahmi Koç'un ya da sizin imzanız bu makineyle atılsa, Adli Tıp'a gittiğinde orijinal imza ile aynı mı çıkıyor? Yüzde yüz şeklinde rapor alınır mı?" diye sordu. Avukat, "Evet." dedi. Bunun üzerine Hakim Haşıloğlu, "O zaman Amerikan Başkanı Obama imzalı belgeyle bir ülkeyle savaş da çıkabilir. Ayrıca ticaret hayatı olmaz, biter." ifadelerini kullandı. Siteler, Genelkurmay'ın talebiyle kuruldu Dursun Çiçek, 'kara propaganda' yapan internet sitelerinin Genelkurmay'ın talebi doğrultusunda, Milli Savunma Bakanlığı'nın izniyle kurulduğunu söyledi. Görevli olduğu şubenin 'Türkses' adlı bir sitesi olduğunu, sitede Ermeni iddialarına ilişkin gerçek bilgilerin belgelerle yayınlandığını anlattı. Bu sitelerin yayıncısının Ortadoğu Bilişim Şirketi olduğunu aktardı. Hakim, "Psikolojik harekat amacıyla kurulan sitelerin talimatı kimden geldi? Hasan Iğsız ya da daire başkanı Mustafa Bakıcı'dan talimat geldi mi?" diye sordu. Çiçek, sitelerin kurulmasına ilişkin kararın 1999 yılında alındığını, Iğsız'ın ise 2008'de göreve geldiğini söyledi.
<< Önceki Haber Albay Çiçek'i susturan o soru Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER