Dağlıca komutanına şok suçlama

Dağlıca Taburu Komutanı Yarbay Onur Dirik ve üst rütbeliler hakkında suç duyurusunda bulunan avukatlar, bir dizi iddiayı da ortaya attı.

Dağlıca komutanına şok suçlama

İddialarda, ’Saldırı geliyorum dediği halde önlem alınmadığı’ savunuluyor. Yarbay Dirik hakkında soruşturma açılması ise, askerin iznine bağlı. HAKKARİ Dağlıca’da 12 askerin şehit düştüğü PKK baskını ile ilgili yargılanan 8 asker serbest bırakılırken, Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik ve diğer rütbeliler hakkında suç duyurusunda bulunan sanık avukatları, ilginç iddialarda bulundular. Davanın bir numaralı sanığı er Ramazan Yüce’nin avukatları Zeki Yüksel ve Dinçel Aslan’ın, Yarbay Dirik ve Dağlıca Taburu’nda görevli diğer rütbeliler hakkındaki suç duyuruları, Askeri Savcılık tarafından teslim alınarak işleme konuldu. Geçtiğimiz hafta başlayan davadan ayrı bir adli işlem gördüğü için yayın yasağı kapsamında olmayan suç duyurusuyla ilgili, önce soruşturma izni istenecek. Askeri makamların izin vermesi halinde, Yarbay Dirik hakkında ceza soruşturması başlatılabilecek. İŞTE O İDDİALAR Tanık beyanları ve idari tahkikat raporuna dayanan beş sayfalık suç duyurusundaki şok iddialar şöyle: Baskına uğrayan mevzide kaydedilen, PKK’lılara ait telsiz konuşmaları, yaklaşık 3 saat mesafedeki tabura korucular tarafından taşındı. Saldırı öncesi ve sırasında korucular PKK’lılarla hareket etti. Telsiz konuşmaları ile PKK’lılarla koruyucuların bağlantısı açık bir şekilde saptandı. Tabur içinde ve üs bölgesinde rahatlıkla hareket edebilen korucular, bir telsiz konuşmasının kodlarını 4 gün süreyle kaybedip, bulduktan sonra getirdi. Buna rağmen iddianamede koruyucularla ilgili bu konulara hiç değinilmedi. ŞİFRE DİKKATE ALINMADI Ramazan Yüce, 12 Haziran’da saldırı için ’Suya gidiyoruz’ ifadesini kullanan teröristlerin, 20 Ekim’de yine aynı ifadeyi kullandığını telsizden saptadı ve bunu üstlerine bildirdi; ancak rütbeliler, ’Bir şey olmaz’ yanıtıyla önlem almadılar. Hakim tepelerdeki 24 mevzide sadece 8 asker bulunduğundan, uçaksavar ve MK19 silahları, teröristlere karşı kullanılamadı. Saldırı akşamı, Üsteğmen Çağdaş Cücünoğlu, askerlere, tabur komutanı düğünde olduğu için kendisine ulaşamadıklarını, bu nedenle çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Yarbay Dirik düğünde olduğundan yanıt veremediği iddia edildi. VE BİR ÇELİŞKİLİ İDDİA Olaydan önce, dinleme ve kestirme cihazındaki ses kayıtları ile termal kamera görüntülerinden saldırı olabileceği anlaşıldığı halde, gerekli önlemler alınmadı. Dağlıca Tabur Komutanlığı’ndan gelen belgelere göre, saldırının meydana geldiği Keri Tepe Üs Bölgesi’nde bir astsubay dışında sadece er ve erbaşlar görevliydi. Meri Tepe Üs Bölgesi’nde ise sadece iki rütbeli vardı. Olayın olduğu gece, üs bölgesinden Cobra tipi helikopter talebinde bulunuldu, ancak Yarbay Dirik, talebi uygun görmedi. Saldırıdan 3-4 saat sonra helikopterler gelince, teröristler kaçarak dağıldı. Helikopter talebi zamanında karşılansa, 12 asker hayatını kaybetmeyecekti. (Ancak bu iddia, ’Yarbay Dirik ile irtibat kurulamadı’ iddiasıyla çelişiyor.) Saldırıya uğrayan bölüğün mevcudu, 250 kişilik taburu koruması için 80 askerle kurulan Buğra Bölük Timi’ne en iyi asker ve silahların verilmesiyle düştü. Aynı bölükten 10 kişi de inşaatta çalıştırılmak üzere bölükten alındı. Buğra Bölük Timi, taburda bekletilerek, saldırı sırasında görev yapmadı. Teröristler, saldırıda ağır silahlar kullandı. Bu kadar ağır silahların sınırdan geçirilerek getirilmesi, güvenlik zafiyetinin kanıtıdır.
<< Önceki Haber Dağlıca komutanına şok suçlama Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER