Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile eşi Beyhan Bağış'ın, Ortaköy'deki Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS) merkezinde verdiği ''AB Süreci Kadın Girişimi Destekçileri'' resepsiyonuna onur konuğu olarak katıldı. Resepsiyonda konuşan Emine Erdoğan, 29-30 Nisanda Brüksel'de 2 gün boyunca gerek AB çevreleri gerek Avrupa'daki Türk kadın toplumuyla yapılan temasların güzel yansımaları olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, bundan sonra da Türk kadın girişimcilerin bu desteklerini artırarak devam ettireceklerinden herhangi bir şüphesi bulunmadığını kaydetti. ''AB Sürecinde Türk Kadını'' konulu Brüksel seyahatinin, AB sürecinde Türk kadın hareketine vurgu yapması bakımından tarihi bir ziyaret olduğuna inandığını söyleyen Erdoğan, ''AB üyeliği, toplumun tüm katmanlarının topyekun desteğiyle başarıya ulaşacak bir süreçtir ve bu bağlamda hanımlarımızın katkıları her türlü takdirin ve övgünün üzerindedir'' diye konuştu. Erdoğan, AB'ye doğru kararlı adımlar atarken, AB'nin bir barış projesi olmasından heyecan duyarak adım attıklarını belirterek, ''Avrupa'nın, Türkiye'nin üyeliğiyle birlikte barış projesine daha da yaklaşacağına, Avrupa kadın hareketinin bizimle daha da güçleneceğine inanıyorum'' dedi. Türkiye'nin etrafında yaşanan acılar, trajediler, katliamlar için kadınların sesini yükseltmesi, barış ve merhamet çağrısında bulunmasının, yanan yüreklerin bir yansıması olduğunu vurgulayan Erdoğan, toplum olarak evlat acısının ne demek olduğunu Türkiye'nin çok iyi bildiğini, dünyanın hiçbir yerinde evlat acısının yaşanmasını istemediklerini kaydetti. Emine Erdoğan, Türk kadınlarının barış, huzur ve istikrarın önemini çok iyi bildiklerini, dünyaya barış ve huzurun hakim olmasını istediklerini belirterek, şöyle konuştu: ''Yaşanan acı olaylar, çatışmalar, kamplaşmalar, özellikle de terör, ilk olarak kadınları, anneleri, eşleri hedef alıyor. Biz yoksulluğun, eğitimsizliğin, ayrımcılığın, kadına yönelik şiddetin toplumsal doku üzerinde ne tür hasarlar bıraktığını yaşayarak gördük. Biz oğlunu, kızını, beşikteki yavrusunu yitiren bir annenin hissiyatını çok iyi biliyoruz. Oğlunun yolunu gözleyen annenin yüreği nasıl çarpar, biz bunu da biliyoruz. Hiç şüphesiz Türk kadını, AB sürecinde önemli haklara kavuşacak, yaşam standartlarını çok daha iyi seviyelere ulaştırmış olacaktır. Türk kadınlarının tarihten aldığı miras, kültürel birikim, elde ettikleri yaşam tecrübesi AB'ye, özellikle de Avrupa kadın hareketine çok olumlu katkılar sağlayacaktır.'' -''LÜTFEDİLMİŞ HAKLAR DEĞİL''- Emine Erdoğan, AB içinde kadınların elde ettikleri hakların lütfedilmiş haklar olmadığını, kadınların bu haklar için bizzat mücadele ettiğini söyledi. Türk kadınının AB yolunda kendisine haklarının verilmesini bekleyemeyeceğini ifade eden Erdoğan, Türk kadınlarının AB sürecinde öncü olması, değişimi sürüklemesi, AB'ye uyum noktasında süreci zorlaması gerektiğini kaydetti. Emine Erdoğan, büyük Avrupa projesinin oluşumunda, AB'nin bugünkü seviyeye ulaşmasında kadın hareketinin büyük rolü olduğunu söyleyerek, ''Erkeklerle aynı işi yaptıkları, aynı şartlarda çalıştıkları halde kadınlar erkeklerle aynı haklara sahip olamıyorlardı. 1950'de yapılan Roma Anlaşmasıyla eşit işe eşit ücret ilkesi benimsendi ve Avrupa kadın hareketi farklı bir boyut kazandı. Şu anda çalışma koşullarının iyileştirilmesinden şiddetin önlenmesine, istismarla mücadeleden pozitif ayrımcılığa kadar birçok alanda kadınlar birçok haklara kavuştular'' diye konuştu. AB'nin insanlık tarihinin en önemli projelerinden biri olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, bu barış projesinin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan acı tecrübeler üzerine bina edildiğini söyledi. Ortaköy'de bulunan ABGS'nin bugüne kadar çok önemli konuklar ağırladığını, önemli toplantılara ev sahipliği yaptığını hatırlatan Erdoğan, ABGS Ofisinin, bir dünya kenti olan İstanbul'dan Türkiye'nin AB'ye sağlayacağı katkıları duyurduğunu ve duyurmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.