Amerikan PBS televizyonunda "Charlie Rose Show" adlı programa katılan Erdoğan'a, 1915 olaylarına ilişkin
Ermeni iddialarıyla ilgili sorular yöneltildi.
"'Ermeni soykırımı' konusunda tarih daha ne kadar delile ihtiyaç duyuyor" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Bir defa baştan şunu kesip atayım. '
Soykırım' olarak siz bunu kabullenirseniz, buna üzülürüz. Böyle bir soykırımı asla kabul etmiyoruz. Bu tamamen yalandır. İnsanları bunu ispata davet ediyorum" diye konuştu.
Bu konuda
Türkiye'nin kendi arşivlerini açtığına dikkati çeken Erdoğan,
Ermenistan'ın eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan'a 2005'te gönderdiği mektupta, Ermeni tarafının da arşivlerini açmasını istediğini hatırlattı. Erdoğan, bunların üzerinde çalışmak yerine, siyasetçilere gidip kararlar almalarını istemenin doğru bir davranış olmadığını belirtti.
Erdoğan, bu konunun ABD Başkanı
Barack Obama ile görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, konunun gündeme geldiğini söyledi.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalizasyon sürecini başlatan tarafın Türkiye olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Biz kendimize güveniyoruz" ifadesini kullandı.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Yukarı Karabağ konusuna değinen Erdoğan şöyle konuştu:
"Burası işgal altında. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Minsk üçlüsü 20 yıldır bu işi neden çözemedi? Bu sorun çözüldüğü anda,
bölge bir huzur bölgesi haline gelecek. Neden? Çünkü, ikisi arasındaki sorun çözülünce, şu andaki kin, nefret ortadan kalkacak. BM
Güvenlik Konseyinin bir kararı var. Bu karar uygulamaya konmuş olacak. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sıkıntı da kesinlikle çözülmüş olacak."
Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin onayına ilişkin kararı TBMM'nin vereceğine dikkati çekerek, meclisin bu konuda hassas olduğunu ve beklenen gelişmelerin olmaması halinde, bu konuda parlamentodan olumlu netice çıkacağını zannetmediğini kaydetti.
ÜLKELERDEKİ ÖNYARGILAR
"Ülkeniz için duyduğunuz tutkuları herhangi bir şekilde kısıtlayıcı biçimde, Türkiye hakkında yanlış algılamalar var mı" sorusu üzerine Erdoğan, dünyada her
ülkeye karşı yanlış anlamalar bulunduğunu, örneğin bazı ülkelerde Amerikan karşıtlığı olduğunu söyledi.
Olumsuz yaklaşımlardan rahatsız olmak yerine bunların minimize etmek gerektiğini bildiren Erdoğan, bu yanlış anlamaları giderme yolunda
dayanışma sergilenmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan, bütün ülkeler için
çatı kuruluşu olan BM'nin içinde tüm ülkeler arasında da görüş farklılıkları olabildiğini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin dünyada oynamak istediği rolü oynayabilmesi yolundaki hedefinizin önündeki engelin ne olduğunu düşünüyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"En büyük engel kamu diplomasisinde çok başarılı olmamamız.
Kamu diplomasisini geliştirmemiz gerekiyor. Üzerinde çalışmamız gereken bir eksikliğimiz bu, üzerinde çalışıyoruz. Şunu ifade etmem lazım: Liderler, hiçbir zaman insanlarda var olan önyargıları suiistimal etmemeliler. Eğer bunu yaparlarsa, belli siyasetleri tersine çevirmek zor olur. Örneğin
yabancı düşmanlığı birçok ülkede, bunu üzülerek söylüyorum, gördüğümüz bir şey. Örneğin İkiz Kulelerin vurulmasından sonra, ABD'de de Avrupa'da da bunun örnekleri görüldü. Almanya'da, Fransa'da, son dönemde İsviçre'de gördük.
Yahudi düşmanlığı bir
insanlık suçu... Bunu gittiğim her yerde söylüyorum, ama
İslamofobi de insanlığa karşı bir suçtur.
Terörizm önüne İslam kelimesini yapıştırmak, hiçbir düşünüre asla yakışmaz. Ama öyle dönemler olmuştur ki, ABD'de insanlar İslamcı
terörden bahsetmiştir. İslam, hiçbir zaman terörü onaylamaz. Her
inanç grubunun içinden
terörist çıkabilir. Yahudi,
Müslüman,
Hristiyan olabilir. Bu konuda yazılı medyaya çok büyük görev düşüyor. Medyanın bu konuda çok sorumluluğu var. Ama bunların birçoğu maalesef henüz yapılmadı. Birbirine yardımcı olanlar da var, ama bunun yanında maalesef fütursuz, yangına benzinle gidenler de var.
Bu İslam dünyasında çok kaygılara yol açtı.
Belçika,
Hollanda,
Danimarka, İsviçre'de olanları biliyorsunuz. İnsanlara doğuştan verilen haklar, hiçbir zaman referanduma götürülemez. Yaşama hakkını referanduma götüremezsiniz, dini özgürlükler, düşünce özgürlüğü, bunlar temel haklardır. Bunlar üzerinde
seçim yapılamaz. Bunlar ele geçirilen haklar değil, insanların doğuştan sahip olduğu haklardır. Maalesef Avrupa'nın ortasında, İsviçre'de böyle bir seçimin düzenlendiğine şahit olduk. Bunun değişeceğini ve bir daha dünyanın hiçbir yerinde tekrarlanmayacağını
ümit ediyoruz."
"İSLAM TERÖRİZMİ ASLA KABUL ETMEZ"
Erdoğan,
terör örgütü El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide ile ilgili bir soru üzerine, "'Ben bir Müslümanım, İslam adına hareket etme
yetkisine sahibim' demek, onların yetki sahibi olduğu anlamına gelmiyor. Bunlar zaman zaman bizi de tehdit etti. Bir kez daha söylüyorum: İslam böyle bir anlayışı asla kabullenmez, İslam terörizmi asla kabul etmez, asla izin vermez" ifadesini kullandı.
Türkiye-ABD ilişkilerinin sorulması üzerine de Erdoğan, "
model işbirliğini" önemli gördüğünü, yeni gelişmeler olacağına dair umutlu olduğunu bildirdi.
Erdoğan, iki ülke arasındaki yakın temasın gelecekte de süreceğini, ABD ile aralarındaki dostluğu daha da derinleştirmek istediklerini, her iki tarafta da bu yönde siyasi iradenin bulunduğunu ve iki ülkenin de ulusal ve bölgesel konularda birbirlerine ihtiyaçları olduğunu anlattı.