TSK'da çelişki üstüne çelişki

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarıyla başlayan süreç adeta mesaj savaşına döndü.

TSK'da çelişki üstüne çelişki

Genelkurmay'ın her açıklaması soru işaretlerini artırdı Son açıklama, Özel Kuvvetler'de arama yapan Hakim Kadir Kayan'ın 7 asker tarafından takip edildiği iddiası üzerine geldi. Genelkurmay, "Bu olay, yaşananların, toplumu ne hale getirdiğini gösteriyor." mesajını verdi. Bu cümle paranoya olarak sunulurken, uzmanlar hakimin dikkatiyle ortaya çıkarılan olaya basit bir ihbar gözüyle bakılamayacağına işaret ediyor. Asker kişilere yönelik soruşturmalarda karargâhın doğru bilgileri açıklamakta geciktiği vurgulanırken, çelişkili bilgilerin de güvensizliğe yol açtığına dikkat çekiliyor. 'Travma' denen haberlerin sonradan teyit edildiği hatırlatılıyor. Çelişkili açıklamalardan bazıları şöyle: "Arınç'ın değil bir köstebeğin izlendiği söylendi. Ancak birkaç gün sonra söz konusu subayla ilgili bulguya rastlanmadığı bildirildi. Kaos planı için 'kâğıt parçası' denildi. 4.5 ay sonra ıslak imzalı belge ortaya çıktı. İnternette kara propaganda için kurulan siteler, Başbakanlık emrine dayandırıldı. Yazı Ecevit dönemine ait çıktı ve talimatla uygulama örtüşmedi. Pimi çekilen el bombasının askerin eline verilmesi olayı uzun süre kamuoyundan gizlendi." Yakın dönemde asker kişilere yönelik soruşturma, tahkikat süreçleri, dava ve olayla ilgili karargâhın çelişkili açıklamaları soru işaretlerini artırdı. Kamuoyunda şüphe oluşturan karargah açıklamaları şöyle sıralanıyor: Arınç'ın evinin önünde yakalanan araç: 21 Aralık 2009'da Arınç'ın evinin yakınında TSK'ya ait bir araç içinde bir albay ve bir binbaşı yakalandı. Üzerlerinde Arınç'ın evinin adresi çıktı. TSK'dan bilgi sızdıran bir subayın izlendiği açıklaması geldi. Ancak bahsi geçen adreste oturan herhangi bir muvazzafa rastlanmadı. 'Kozmik oda'da inceleme yapan hâkim Kadir Kayan'ı TSK'ya ait iki aracın takip ettiği ortaya çıktı. Araçlardan bir elektrik teknisyeni ve bir marangoz er çıktığı ileri sürülerek olayın "takip olmadığı" yönünde iddialar ortaya atıldı. Ancak pek çok uzman takiplerde 'maskeleme' olarak bu tür yollara başvurulduğuna dikkat çekti. JİTEM var mı yok mu?: Diyarbakır 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden 11 sanıklı davada, JİTEM'in olup olmadığı Genelkurmay Başkanlığı'na soruldu. Genelkurmay, JİTEM'in geçici görev olarak kurulan bir birlik olduğunu ve Nisan 1990'da görevinin bittiğini açıkladı. Ancak tüm belgeler ve şahitler aksini söylüyor. JİTEM hesabına çalıştığını itiraf eden PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan, 1990'lı yıllarda Güneydoğu'da görev yapan emekli Albay Arif Doğan ve Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün ifadeleri JİTEM'in varlığını ortaya koyuyor. Emniyet Müdürü Hanefi Avcı da, JİTEM tabelasını gördüğünü beyan etmişti. Kara propaganda siteleri: 4 Kasım 2009'da gazetelere yansıyan ihbar mektubunun ekinde 'internet andıcı' olarak bilinen bir belge yer aldı. Andıça göre, TSK personeli tarafından oluşturulmuş 'kara' ve 'gri' propaganda amaçlı web siteleri yayındaydı. Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, sitelerin kurulmasına ilişkin emrin Bülent Ecevit'in başbakanlığı sırasında verildiğini savundu. Ancak Başbakanlık arşivlerinde böyle bir yazılı emrin yer almadığı tespit edildi. Ardından 'emir şifahen (sözlü) verildi' savunması yapıldı. Meğer 4 asker teğmenin pimini çektiği bomba ile şehit düşmüş: 17 Ağustos 2009'da Elazığ'da nöbette uyuduğu için askeri pimi çekilmiş el bombasıyla cezalandıran Teğmen Mehmet Tümer, 4 askerin ölümüne neden oldu. Olayın kaza ile olduğu açıklaması yapıldı. 26 Ağustos 2009'da Taraf gazetesinin olayı haber yapması üzerine, Genelkurmay, Teğmen Mehmet Tümer hakkında soruşturma başlatmak zorunda kaldı. 'Kağıt parçası'nın ıslak imzalı orijinali çıktı: 12 Haziran 2009'da Taraf gazetesinin manşetinde yer alan "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı" başlıklı haber gündeme bomba gibi düştü. Ergenekon sanığı emekli Yüzbaşı Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen planın altında Albay Dursun Çiçek'in imzası vardı. 26 Haziran'da Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bir basın toplantısı düzenledi. Başbuğ, fotokopisi bulunan belge için 'kağıt parçası' dedi. 24 Ekim 2009'da bir ihbar mektubu, belgenin kağıt parçası olmadığını ıslak imzalı orijinal nüshayla ortaya çıkardı. Silahlar TSK envanterinde: 14 Nisan 2009'da Poyrazköy'de yapılan kazı çalışmasıyla çok sayıda mühimmat çıkarıldı. Genelkurmay Başkanı Başbuğ 28 Nisan'da bir basın toplantısı düzenledi ve silahların TSK'ya ait olmadığını söyledi. Ancak 7 Haziran'da silahları üreten Makina Kimya Endüstrisi (MKE) kazıda çıkarılan mühimmatın TSK envanterine kayıtlı olduğuna dair raporu yayınladı. ZAMAN
<< Önceki Haber TSK'da çelişki üstüne çelişki Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER