Orhan Erdem, Alamut kalesinin tarih boyunca birçok kez kuşatma altına alındığını fakat 200 yıl süresince alınamadığı söyleyerek bunun en önemli nedeninin ise lidere olan ölümüne sadak olduğu belirtti. Erdem, Alamut kalesi ve Hassan Sabbah ile ilgili anlattığı bir olayda: "Alamut kalesi bir kuşatmada oldukça sıkışmış durumdaydı. İnsanlar su bulamadığı için ölümle yüz yüze gelmişti. 3 kişi kalenin duvarlarına çıktı. Hassan Sabbah'ın tek bir el hareketiyle bu kişi kendilerini aşağı atarak intihar etti. Hasan Sabbah düşmanlarına dönerek, ' Bakın burada benim bir el hareketimle intihar etmeye hazır ve bana inanmış sadık 2 bin insan var.' 3 kişinin intiharını gören düşman askerlerinin gözü korkuyor ve kuşatmayı kaldırıp hemen oradan uzaklaşıyor"  diyerek sadakatin ne boyutlarda olduğunu da gözler önüne seriyor.

Alamut kalesinin stratejinin ve sadakatin temsili olduğunu sözlerine ekleyen Erdem: " İşte bunun için terör örgütleri kendi üyelerinin bu bilgileri öğrenmesini istiyor. Çünkü Alamut kalesi, yetişen militanlara öncelikle takiyeyi yani kendini gizleme yeteneğini enjekte ediyor."

Hasan Sabbah'ın 1000 yıl  önce uyguladığı terör yöntemlerinin günümüzde de şaşırtıcı bir benzerlikle uygulandığını söyleyen Erdem, ülkenin önemli insanlarına yapılan saldırılarda bunun göründüğünü belirterek, "Özellikle törenlerde ve şölenlerde bu saldırılar yapılıyordu.  Amaçları ise ' Bakın sizin ulaşamadığınız bu insanları biz bir hançerle yerle bir ediyoruz' demekti. Diğer bir mesaj yöntemi de yataklarının baş ucuna kanlı hançer ve mektup bırakmaktı. Günümüzde ise hançer yerine mermi bırakılıyor ve isimsiz mektuplar gönderiliyor."