Konuya ilişkin olaylardan birinde ailesi boşandıktan sonra babasının gönderdiği nafakayla geçinen genç, lisenin ardından dershaneye başladı. Çocuğun 18 yaşını tamamladığını ve okula devam etmediğini iddia eden baba, nafaka göndermedi. Bunun üzerine dava açan genç, üniversiteye hazırlandığını, babasından gelen nafakanın dışında bir geliri olmadığını belirtti. Yerel mahkeme, dershanenin öğretim sistemi içinde yer almadığını savunarak talebi reddetti. Bunun üzerine temyiz edilen dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2008 yılında verdiği kararında davacının, üniversite hazırlık kursuna devam ettiğini vurguladı. Davacının sınavı kazanıp, üniversite eğitimi yapabilmesi için hazırlık kursuna gitmesi gerektiğini belirtti. Daire, “Türkiye’deki öğretim koşulları dikkate alındığında liseyi bitiren çocuğun kursa gitmesi zorunluluğunun bulunduğu kuşkusuzdur.” gerekçesiyle yerel mahkemenin baba lehine verdiği kararı bozdu. Davacıya giyinme, barınma, gıda ve dershane masrafları olarak 150 lira nafaka bağlandı.

Somut olayda 19 yaşında lise mezunu bir işte çalışmaz ve üniversite hazırlık kursuna devam etmektedir. Ancak; davacının üniversite sınavlarını kazanıp, üniversite eğitimi yapabilmesi için üniversite hazırlık kursuna gitmesi gerektiği göz önüne alındığında bir süre daha ekonomik olarak babasının yardımına ihtiyacı vardır. Mahkemece, üniversite sınavlarını kazanması için babasının ekonomik desteğine ihtiyacı olduğu gözetilerek yardım nafakası alması gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Davacı, 10.1.1985 doğumludur. Yükseköğrenime hazırlanmaktadır. Türkiye’deki öğretim koşulları dikkate alındığında liseyi bitiren çocuğun kursa gitmesi zorunluluğunun bulunduğu kuşkusuzdur. Üniversite sınavlarına hazırlandığı belirlenen davacı için Türk Medeni Kanunu’nun 364. maddesi koşulları oluştuğundan uygun yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.