Aile yanında yaşayan yaşlıların aile içi ilişkilerdeki konumunun belirlenmesi amacıyla yapılan ''Yaşlı ve Aile ilişkileri: Ankara Örneği Araştırması'' kapsamında, yaşlıya bakım veren bin 44 kişi ve bin 268 yaşlıyla görüşüldü. Araştırmaya katılan yaşlıya bakım veren bireylerden alt sosyoekonomik düzeyde olanlar, yaşlıyla oturma nedeni olarak yaşlının bakacak kimsesi bulunmamasını, orta ve üst sosyoekonomik düzeyde olanlar ise evlenmemiş olmalarını gösteriyor. Yaşlı ebeveynle birlikte oturanların yüzde 31,8'i, bu durumun yaşamlarına herhangi bir kısıtlama getirmediğini, yüzde 19,5'i yaşlının sosyal yaşantısını etkilediğini, yüzde 12,2'si de yaşlıya bakmanın ekonomik açıdan kendilerine yük getirdiğini ifade ediyor. Bireylerin yüzde 65,5'i ise yaşlısıyla birlikte yaşamaktan mutlu. Araştırmaya katılanların yüzde 49,9'u, yaşlının bakımını oğlu ve gelinin üstlenmesi gerektiğini düşünüyor. Kızı ve damadının yaşlıya bakması gerektiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 19,6. Katılımcıların yüzde 26,7'si yaşlıların kendilerine arkadaşlık ettiğini, yüzde 24,6'sı da ekonomik açıdan rahatladıklarını kaydediyor. Yaşlısıyla yaşayan çiftlerin yüzde 67,1'i bu durumun eşiyle ilişkisine yansımadığını belirtiyor. Yaşlıya bakmanın ilişkilerini etkilediğini belirtenlerin yüzde 94.3'ü bunun olumsuz yönde olduğunu ifade ediyor. Kendi yaşlı ebeveyniyle birlikte yaşayan bireylerin yüzde 41,7'si, eşinin ebeveyniyle birlikte yaşamak istemiyor. Çocuklu bireylerin yüzde 87,3'ü yaşlı ebeveynin çocuğuna bakmasından memnuniyet duyuyor. Yaşlının çocuğuna bakmasından memnun olmayanların büyük bir çoğunluğu bunun nedeni olarak yaşlının çocuğa eğitim verememesini gösteriyor. Bireylerin yüzde 84,3'ü yaşlının torunlarının dersine hiçbir zaman yardım etmediğini ifade ediyor. YAŞLILAR BİRİKİMLERİNİ GAYRİMENKULE YATIRIYOR Araştırmaya katılan yaşlıların yüzde 19,6'sının sağlık sigortaları bulunmuyor. Yüzde 34,5'i SSK, yüzde 30,3'ü Emekli Sandığı, yüzde 13,2'si de Bağ-Kur emeklisi. Yeşil kartı bulunan yaşlıların oranı ise yüzde 1,7. Yaşlıların yüzde 27,7'sinin ise hiçbir mal varlığı bulunmuyor. Mal varlığı bulunanların büyük bir çoğunluğu da gayrimenkule yatırım yapıyor. Bunu sırasıyla banka tasarrufu, altın ve döviz izliyor. Yaşlıların yüzde 48,9'u emekli maaşıyla, yüzde 10,3'ü emlak geliriyle, yüzde 10,1'i de harçlıkla geçimini sağlıyor. Yüzde 32,8'i oturdukları evin kendisine, yüzde 23,7'si de eşine ait olduğunu belirtirken, yüzde 11,4'ü de kirada oturuyor. OTOMATİK MAKİNELERİ KULLANMAKTA ZORLUK ÇEKİYORLAR Araştırmaya katılan yaşlıların yüzde 68,9'unun sürekli bir sağlık sorunu bulunuyor. Araştırma sonucuna göre, yaşlılarda en fazla görülen sağlık sorunu ise yüksek tansiyon. Yaşlıların yüzde 20,4'ü yüksek tansiyon hastası olduğunu belirtirken, yüzde 11,1 kalp ve damar rahatsızlıklarından, yüzde 6,4'ü romatizmadan, yüzde 2,5'i de solunum yolu rahatsızlıklarından şikayetçi. Yaşlıların günlük işleri yapabilme kapasitelerine bakılan araştırma,katılımcıların yüzde 33.3'ünün otomatik makineleri kullanamadığını, yüzde 32.8'inin bilmediği bir adresi bulamadığını, yüzde 26,3'ünün yalnız başına toplu taşıma araçlarına binemediğini ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan yaşlıların yüzde 69,7'si boş zamanlarını televizyon seyrederek, yüzde 53,3'ü dini faaliyetlerle, yüzde 47,4'ü de arkadaşlarıyla ev gezmelerine giderek değerlendiriyor. ÇOCUKLARIYLA YAŞAMAKTAN MUTLULAR Yaşlıların yüzde 83,8'i çocuklarıyla yaşamaktan mutlu olduğunu belirtiyor. Ancak bu oranın alt sosyoekonomik düzeydekilerde üst ve orta sosyoekonomik düzeyde olanlara göre biraz düştüğü gözleniyor. Araştırmaya katılan yaşlıların yüzde 62,2'si torunlarına çocuklarından daha farklı davrandıklarını kaydediyor. Buna neden olarak ''torun sevgisinin çocuk sevgisinden daha fazla olduğunu'' gösteriyorlar. Yaşlıların yüzde 29,2'si torunlarıyla televizyon izlediklerini, yüzde 25'i oyun oynadıklarını, yüzde 20'si de sohbet ettiklerini belirtiyor. AA