Yetiş İsmail yetiş Çağlayan’dakiler zor durumda

Taraf Gazetesi yazarı Mehmet Baransu, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu gerçekleştirdikleri için 22 Temmuz gecesi gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve Silivri cezaevine nakledilen Emniyetçileri konu edinen bir yazı kaleme aldı.

Yetiş İsmail yetiş Çağlayan’dakiler zor durumda

Gazeteci Mehmet Baransuyolsuzluk ve rüşvet operasyonunu gerçekleştirdikleri için 22 Temmuz gecesi gözaltına alınan ve daha sonra Çağlayan Adliye'sinde yaşanan gözaltı süresi krizi başta olmak üzere birçok hukuksuzluğa maruz kalan Emniyet mensuplarını konu edinen bir yazı yazdı.

Mehmet Baransu, "Yetiş İsmail Yetiş" başlıklı yazısında tutuklanan polislerin yaşadığı hukuksuzlukları ve savcının polisler hakkındaki iddianameyi neden bir türlü hazırlayamadığını anlattı. Hukuksuz bir şekilde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan polisler hakkında hazırlanan soyanın "tel tel döküldüğünü" söyleyen Baransu, Silivri'den sessiz sedasız tahliyeler yapıldığını belirterek "Savcı iddianameyi yazsın, siz asıl büyük tantanayı o zaman görün" ifadelerini kullandı.


İŞTE BARANSU'NUN O YAZISI


Çok yatmadı içeride. Davullar zurnalarla tahliye edildi Reza. Yetmedi yandaş medyada Türk bayrağı önünde kendisiyle röportajlar yapıldı. Ülkenin cari açığını nasıl kapattığı hikâyesini anlattı Bayrak önünde.
 
O bayrak ki “şehit” kanıyla boyanmıştı. Çanakkale’de, milli mücadelede “birilerinin önüne yatmayan”, ayağında çarıklı “haram lokma yemeyen yetimleri” temsil ediyordu.
 
Bayrağı yerden kaldırmakla, bayrağın onurunu kurtardıklarını düşünenler, ortadaki bu hazin durumu anlayamadı. Anlayamazlardı...
 
“Bize darbe yapıyorlar, operasyon çekiyorlar” dediler...
 
Ama...
 
Kamuoyunda yolsuzluk soruşturmalarını bir türlü unutturamadılar. Üç beş “çapulcu” polis “birilerini” tarihe “hırsız” olarak yazdırmıştı.
 
İntikam alınmalıydı.
 
Düğmeye bastılar. 22 Temmuz gecesi, bir sahur vakti “polislere” operasyon yaptılar. Gözaltı, ifade derken operasyon ellerine yüzlerine bulaştı...
 
Gözaltı süresi dolmuş, adliyede savcılar, hâkimler ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Ankara’dan gelen emirle hukuksuz şekilde gözaltına devam kararı çıktı. Bayramı nezarethanede geçirdiler. Bayram namazı nezarethanede kılındı.
 
Kıldıkları namazla bile dalga geçti birileri. İmamdan önce tekbir getirildiğini söyleyip, alay eden AKP’li vekiller bile çıktı. Bayram namazı kılmış mıydı bu zevat hiç? Namazdaki tekbirleri bile bilmiyordu “dindar görünümlü” parti. Ağlanacak hâllerine gülüyordu millet.
 
Sonrası hukuksuz tutuklamalar. Bildiğiniz hikâyeyi neden mi yazdım. Önceki gün Silivri’den sessiz sedasız bir polis daha tahliye edildi. Bu beşinci tahliye. Emniyet’te şofördü. Ancak 22 Temmuz günü o da tutuklanmıştı. Yasadışı dinleme gerekçesiyle. “Ben şoförüm, dinlemeyle ne işim olur” dediyse de derdini anlatamadı. Bilmiyordu ki “Kaç İsmail’in” verdiği listede onun da adı vardı.
 
Listeye eklenmesinin nedeni ise nezarethanede yaptığı yemek duasıydı. “Milletimiz var olsun, haram yiyen mahvolsun” sözü Ankara’yı rahatsız etmişti. Tutuklandı.
 
Dedim ya dosya tel tel dökülüyor. 2010 yılında polis olan bir kişi, 2009 yılındaki dinleme iddiasıyla tutuklandı. 2012 yılında görevden alınan bir başkası 2013 yılındaki dinlemeden tutuklandı. Yüzlerce benzer örnek var.
 
Bu kadar uzun cümleler neden mi kurdum. Polislerle ilgili iddianameyi savcı bir türlü yazamıyor. Çünkü “kaç İsmail’in” teslim ettiği liste sorunlarla dolu. Önceki günkü gibi kamuoyuna hissettirmeden tahliyelerle hatalarını kapatmak istiyorlar. Savcı da hâkim de dosyadan bihaber. İçinden çıkmaya çabalıyor.
 
Başarır mı? Pek mümkün değil.
 
Savcı iddianameyi yazsın, siz asıl büyük tantanayı o zaman görün.
 
Yetiş İsmail yetiş... Çağlayan’dakiler zor durumda.
 

<< Önceki Haber Yetiş İsmail yetiş Çağlayan’dakiler zor durumda Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER