Her dem yeniden doğar Yunus'tan kim usanası!

"Ben gelmedim davi için / Benim işim sevi için" demiş Yunus. Bu sevgi karşılıksız kalmamış. Kime sorsanız Taptuk Emre misali "Bizim Yunus" diyor ama herkesin anladığı, anlattığı Yunus aynı mı?

Her dem yeniden doğar Yunus'tan kim usanası!

Türk Edebiyatı dergisinin şubat sayısındaki "Modern Türk şiirinin Yunus Emreleri" başlıklı yazısında M. Fatih Andı, "Cümlenin maksudu Yunus'tur amma hem maksudu, hem de rivayeti muhtelif olmak şartıyla." diyor. Andı, eskilerin Yunus Emre'sinin tek olduğunu ve o Yunus Emre'nin ilahilerinde kendi ifadesini bulduğunu söylüyor. Yunus Emre'yi konu edinen bilimsel çalışmaların ve edebi eserlerin ise son üç çeyrek asırda ortaya çıktığını söyleyen Fatih Andı'ya göre bu dönemde her eğilim kendi Yunus'unu inşa etmiştir. Mehmet Aycı da "İşitin ey yarenler" başlıklı denemesinde aynı konuya değiniyor ve "Muhatabına göre şairimiz, pîrimiz ete kemiğe bürünmekte ve Yunus diye görünmektedir." diyor. Türk Edebiyatı'nda Yunus'la ilgili tek yazı Fatih Andı ve Mehmet Aycı'ya ait değil. Dergi, şubat sayısında Yunus Emre özel sayısıyla çıktı okurlarının karşısına. Yunus'un hatırasının bir özel sayıda yeniden doğması, "Yunus Emre, İskender Pala'nın son romanı OD'la yeniden gündeme taşındı. Biz de bu fırsattan istifade ederek bir dosya hazırlamak istedik; fakat dosya kendiliğinden özel sayıya dönüştü." diyerek açıklanıyor önsözde. Dergide Funda Özsoy Erdoğan, OD romanını, Sezai Coşkun ise romanlarda Yunus'un nasıl ele alındığını inceliyor. İskender Pala kendisiyle yapılan röportajda sanki Yunus'un yedi yüz yıl öncesinden kendisine seslenip 'garip kaldığını' söylediğini, o garip kalmasın diye bu romanı yazdığını belirtiyor. Abdullah Uçman, Rıza Tevfik'in kalemiyle Yunus Emre'yi anlatıyor. Uçman, Rıza Tevfik'in Yunus Emre'nin Hurûfîlik tesiri altında kaldığı kanaatinde olduğunu söylüyor. Ahmet Turan Alkan, "Yunus Emre modern mi?" başlıklı yazısında, Yunus'un bize hayli yoğun bir sis perdesi ardından seslenmiş olmasının nazarında onu daha sevimli ve sahici yaptığını söylüyor. Dergide yer alan bir diğer röportaj ise Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan'la yapılmış. Çalışmaları ve yeni projelerini anlatan Bilkan, enstitünün Yunus'un adını taşımasını onun Türkçeyi en güzel şekilde konuşmasına bağlıyor. Özel sayıda Senail Özkan, Yunus Emre'yle Rilke'yi karşılaştırıyor. Zekeriya Başkal, Yunus hakkında yazılmış İngilizce eserlerin arkasındaki zihniyet dünyasına dikkat çekiyor. Beşir Ayvazoğlu ise Adnan Saygun'a Yunus Emre Oratoryosu'nu yazdıran ortamı anlatıyor. (0212 527 50 32)
<< Önceki Haber Her dem yeniden doğar Yunus'tan kim usanası! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER