Özgür Düşünce gazetesine konuşan Melek İpek, her gün şehitlerin geldiği bir dönemde kamuoyunun evlerine el konulması gibi konularla meşgul edilmesine üzüldüğünü ifade etti. Şehitlerin derdinden kendi dertlerini unuttuklarını belirten İpek, kayyımların engellemelerine rağmen şehit aileleriyle ilgilenmeyi sürdürdüğünü dile getirdi. İncek’teki, eşinden yadigar 40 yıllık evlerine kayyımların girmek istemelerine üzüldüğünü ifade eden İpek, “Ne olursa olsun adalete güveniyorum. Bunu yapanlar adalet önünde hesap verecekler.

ÖZEL ODALARIMIZA GİRİYORLAR

40 senelik tapusu üzerime olan evime gelip de ‘burası bizim çıkın’ demelerini önce yüce Allah’a, sonra da adalete havale ediyorum” dedi. İpek, eşinin çiftliğe sahip çıkılması konusunda kendisine vasiyeti bulunduğunu da belirtti. Kayyım sayısının 21’den 7’ye düştüğünü hatırlatan Melek İpek, “Bu 14 kişi, ‘biz hukuksuz iş yapmayız mı’ dediler. Birilerinin isteklerine imza atmamak için mi gittiler” dedi. İlk gün Kayyım Hasan Ölçer’le konuştuğunu belirten İpek, “Hoş geldiniz dedim, tanıştım. ‘Hasan Bey, kocamın bana vasiyeti, şu iki odaya lütfen girmeyin. Manevi bir değeri var benim için’ dedim. Bana ‘Girmeyi bırakın, kapıdan bile bakmayız’ dedi. Söz verdi. İyi kayyımları gönderdikten sonra ilk işleri o odalara girdiler. Bizim otelimizde özel odalarımıza girip kasalarımızı açtılar” ifadelerini kullandı. Hasan Ölçer’e ‘Niçin odaya girdin, söz vermiştin” diye sordurduğunu belirten İpek, “O zaman öyleydi şimdi böyle’ diye cevap verdi. Öyle rahat yalan söylüyorlar ki şaşırıp kalıyoruz” dedi. 

“ARTIK BURALAR BİZİM” DİYORLAR

Çalışanlarının kayyımın atadığı yöneticiler tarafından tehdit edildiğini söyleyen İpek, “Çalışanlarımıza, ‘Telefonlarınızı dinletiyorum, mal sahipleriyle konuşmayacaksınız, sizin hepinizi terör örgütü üyesi diye hapse attırırım. Bir daha çıkamazsınız’ diyorlar. Bütün iş yerlerimizdekilere bu tehditleri savuruyorlar” diye konuştu. Kayyımların atadıkları kişilerin ‘Devlet de benim hükümet de benim, artık buralar bizim’ dediklerini ifade eden İpek, “İncek’te de ‘artık buralar bizim’ diyor adam. Bir diğer deyişle malınızı gasp ettik diyorlar” şeklinde konuştu. 

KAYYIMLARIN ARAŞTIRILMASI LAZIM

Kayyımlar hakkında önceki işledikleri bazı cürümlerden dolayı suç isnadı bulunduğu yönünde iddialar olduğunu söyleyen İpek, “Kayyımların araştırılması lazım, bazılarının hakkında suç isnadı var. Böyle bir adam kayyım yapılır mı? Bu insanların kayyım yapılması doğru mu?” diye sordu. 

İŞ VERDİĞİM YOKSULLARI İŞTEN ATTILAR

Melek İpek, 14 kayyım gönderilince 500 kişinin karda kışta işten atıldıklarını söyledi. 15 yaşından beri yoksullarla ilgilendiğini dile getiren İpek, “Baktığım, ilgilendiğim aileler kan ağlıyor. Onlara da zulmediliyor. Benim iş verip çalıştırdığım yoksullarımı işten attılar. Yüreğim kanıyor. Şimdi kendi imkanlarımla yoksul ailelerime bakmaya çalışıyorum. Bir kanserli hastaya kendi hesabımdan para gönderin dedim, göndermediler. Yoksul çocuklara bot, mont alacağım dedim, kendi kasamdaki parayı vermediler. Ama kendileri şirketi ne kadar zarara sokmuşlar. Utanmadan bu zararı ailenin üzerine yüklemeye çalışıyorlar” diye konuştu. 

YATAK ODALARIMIZ GÖSTERİLDİ

Kayyımların İstanbul’daki evlerine kendileri yokken kameralarla girdiklerini söyleyen İpek, yatak odalarına kadar çekilip televizyonda gösterildiğini belirtti. İpek, bu çektikleri görüntülerin de televizyonda iftira atarak gösterildiğini kaydetti. İncek’teki evin de içini çekmek için ısrarcı davrandıklarını belirten İpek, “40 senelik evimi basına açıp gezdireceğim” dedi. İslam’ın yasaklarının başında yalanın geldiğini belirten İpek, buna karşın kayyımların çok rahat yalan söyleyip, iftira attıklarının altını çizdi. Attıkları iftiraların, söyledikleri yalanların İpek ailesine yapışmadığını, yapışmayacağını söyleyen Melek İpek, “Olmayan bir suç bulunmaz. Bu ailede milim bir siyah leke yok. Aylardır arıyorlar bulamadılar, Allah’ın izniyle de bulamayacaklar. Bize atılan iftiraların hepsini reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE