Erdoğan ne düşünüyor?

Yeni anayasa, Danıştay'ın başörtüsü kararı, içki genelgesi, Muhteşem Yüzyıl dizisi ve Ak Parti'nin oyu;

Erdoğan ne düşünüyor?

Ukrayna dönüşü, Muhteşem Yüzyıl dizisi, yeni anayasa, Danıştay'ın başörtüsü kararı, içki genelgesi gibi konularda çarpıcı açıklamalar yapan Başbakan Erdoğan, Ergenekoncuları Meclis'e taşımayı planlayan CHP için de, “İşleri hep alavere dalavere” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan resmi ziyaret için gittiği Ukrayna'da beraberindeki gazetecilerin sorularını cevapladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna temasları sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan, Ergenekoncuların Meclis'e taşınması planları, yeni anayasa, Muhteşem Yüzyıl dizisi, liberallerin hakaretamiz çıkışları, Danıştay'ın başörtüsü kararı ve içki genelgesiyle ilgili önemli mesajlar verdi. İşte Başbakan Erdoğan'ın gündem olacak cevapları: BAŞÖRTÜSÜ: SÜREÇ DEVAM EDİYOR, YASAL DÜZENLEMELER OLACAK - SORU: Danıştay'ın ALES kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Danıştay safları sıklaştırıyor denebilir mi? Bu konunun kesin çözümü için kafanızda bir formül var mı? ERDOĞAN: Burada sürecin iki boyutu var. YÖK'ün takibi söz konusu. YÖK alınan karara karşı itiraz hakkını kullanacaktır. O bize yönelik bir şey değil, onu YÖK takip edecek. Bu karışıklığı gidermeye dönük bir de bizim atacağımız adımlar var. Yasal düzenlemelere dönük. Sanırım bu yasal düzenlemeler rahatlatacaktır. Yeni anayasayla ilgili biz çağrımızı yapıyoruz, çalışın diyoruz. Gruplara, sivil topluma bırakıyoruz. Biz, 12 Haziran sonrası devreye gireceğiz. MUHTEŞEM YÜZYIL: ECDADIMIZA SAYGISIZLIK - SORU: Son dönemlerde yerli diziler Ortadoğu ülkelerinde de izleniyor. Bu ülke insanlarının üzerinde bırakacağı etki açısından Muhteşem Yüzyıl dizisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Söz konusu diziye toplumun çeşitli kesimlerinden tepki geliyor. Sizin görüşünüz nedir? ERDOĞAN: Daha çok yorumları okudum. Dizinin tamamını izlemedim. Bir kısmını izledim. Çok açık, net şunu söyleyebilirim; burada ecdadımıza, Osmanlı'ya ciddi bir saygısızlık yapılmaktadır. Sarayı çok farklı bir şekilde gösterme gayretleri vardır. Osmanlı'nın bize bıraktığı ahlakı onlar ahlaksızlık gibi sunmaya çalışıyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Delili ve belgesi de yok. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Böyle bir film geçmişe bir hakaret, geçmişe bir saygısızlıktır. Geçmişi, ülkedeki genç kuşaklara olumsuz gösterme gayreti olarak görüyorum ve bunu doğru bulmuyorum. Bunu paylaşmıyorum. Tasvip etmiyorum. “CHP'NİN ERGENEKON İÇİN ÇIKIŞ YOLU ARAMASI MANİDAR” - SORU: Bazı Ergenekon sanıklarının milletvekili adayı gösterileceği konusu gündemde... ERDOĞAN: Son dönemlerde Ergenekon örgütüyle alakalı bazı gayretler var. Bu gayretlerin içerisine siyasilerin bulaşması söz konusu. Ana muhalefetin çıkış yolları araması, manidardır. Genel Başkan konumundaki bir insan kalkar da bu tür açıklamalar yaparsa, bu herhalde yargının verdiği karara ters bir karardır. Genel Başkan bunu söylerken, ‘haberim yok' dedi. Bu ana muhalefette kimin eli kimin cebinde belli değil. Böyle bir ana muhalefet olabilir mi? Ok eğri büğrü olursa, hedefine gitmez, bunların oku hep eğri büğrü. Onun için bunların oku hedefine gitmez. Anayasa hukukçusu (Süheyl Batum); bu nasıl anayasa hukukçusu? Bunların anayasa hukukçusu nereden yararız, nereden bozarız derdinde... Kendi kendilerine zararları oluyor. Bunlarınki alavere dalavere... “GÜÇLÜ TEK PARTİ HÜKÜMETİ KOALİSYONDAN İYİDİR” - SORU: Bir açıklamanız oldu; koalisyon hükümetinin yerine tek partili bir hükümet önerdiniz. Bu konudaki düşüncelerinizi biraz açar mısınız? ERDOĞAN: Açık konuşmakta yarar var. Bu tür konuları gizlemeye hiç gerek yok. Merhum Menderes'in dönemi, çok partili hayata geçtikten sonra, tek partili bir iktidar dönemi başarılı olmuştur. Hep çıkış olmuştur. Fakat ne zaman ki koalisyon oldu, bir iniş başladı. İnceleme fırsatınız olursa siz de görürsünüz. Kim ne derse desin ben iddialı bir şekilde söylüyorum. Ekonomik durumları biliyorsunuz. Türkiye ileri demokrasiye geçiş dönemini yakalamıştır. Bunun altında da tek partili bir iktidar yatıyor. Eğer tek partili iktidar dönemi olmasaydı, bu hukuki reformlar olmazdı. Bu haklar elde edilemezdi.” “8 YIL ÖNCE İKTİDARA KARŞI BU MANŞETLER ATILABİLİR MİYDİ?” Gazetelerin attığı manşetlere bir bakın, yazılan köşe yazılarına bakın. 8 yıl önce bu manşetler atılabiliyor muydu? Şimdi hakarete varanlar bile var. Eleştiri sınırlarını aşanlar var. Bu dönemde kaç kişi düşüncesinden dolayı hapse atıldı? Bir de bundan öncesine bakın. Cezaevleri, fikir ve düşünce özgürlüğü suçundan yatanlarla doluydu. Şimdi kaç kişi var cezaevinde? Bir elin parmak sayısını geçmez. “SEÇİMDEN SONRA MİLLETİN YAPACAĞI BİR ANAYASA ŞART” 12 Haziran seçimlerinden sonra, özellikle bütünü kuşatıcı, milletin benim anayasam dediği, siyaset bilimcisinden, STK'sından ekonomistine kadar, benim de burada katkım olmalı diyen herkesin katkısı olacak. Birileri bunun teknik kısmını yapmalı, nihai noktada da çatısını anayasacılar kurmalı. Anayasacılar bunun altyapısını yapmamalı, daha özet ve dili itibariyle anlaşılabilir olmalı. Millet açtığı zaman rahat rahat anlayabilecek bir anayasa olmalı. “ANAYASA İÇİN 367 SAĞLANSA BİLE KONSENSÜS ARAYACAĞIZ” - SORU: Bununla ilgili bir süreç var mı? ERDOĞAN: Çalışmalarımız başladı. Meclis'teki tabloya bakacağız, gruplarla görüşmelerimiz olacak. Eğer konsensüs olursa arzumuz budur, o şekilde olacak. Bir de Meclis aritmetiğini bilemediğim için, Meclis aritmetiğine göre hareket edeceğiz. 367 olsa da konsensüs arayacağız, ilk hedefimiz bu. “KARDA İZİMİZİ SÜRÜYORLAR” - SORU: Yaptırdığınız son anketleri ve gazetecilere açılan davaları nasıl değerlendiriyorsunuz? ERDOĞAN: Öncelikle şunu söyleyeyim, son dönemlerde değişik gazetelerde yaptırılan araştırmalar var. Bizim yaptıklarımız da onların ortalamaları gibi. Ama ana muhalefet ile ilgili olanları abartı noktasında gidiyor. Ama öyle abartıldığı gibi yüzde 30 filan değil. Bugüne kadar hiç gelmedi. Farklı gazetelerin yaptırdıkları da bir ikisi dışında genellikle yüzde 20- 25 bandında. MHP'nin durumu da ortada. MHP bıçak sırtında duruyor. Bu seçimlerde milletvekili sayısı azalan iller ve milletvekili sayısı artan büyükşehirler belirleyici olacak. O illerdeki performans ciddi manada etkileyecek. Aynı kararlılıkla bu araştırmalarımızı devam ettirdiğimiz gibi, partililerin eğitiminden tutun da arazide netice alıncaya kadar bu çalışmalarımızı ve ön hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu seçimden propaganda ve araçgereçleriyle alışılmışın dışında bir şekilde çıkacağız. 2023 versiyonu olacak bu. Kılıçdaroğlu almaya çalışırsa, ona göre önlemini aldık. Alamasınlar diye çalışmalarımızın patentini alacağız. Çünkü bizi takip ediyorlar, taklit ediyorlar. Ne yaparsak onu yapmaya çalışıyorlar. Sanki karda izimizi sürüyorlar. “ROTAYI MİLLET ÇİZECEK” - SORU: Kılıçdaroğlu Hizbullah iddiasında ısrarlı. Bazı AK Parti milletvekillerinin derneklere gittiklerini iddia ediyor? ERDOĞAN: Hizbullah'la ilgili delili filan yok. AK Parti'yi hiçbir terör örgütüyle bir arada göremeyeceksiniz. Bizi hiç kimse hiçbir terör örgütüne bulaştıramaz. Derneğe gidebilirsiniz. Kapısı açık ve legalse gidebilirsiniz. Bizim illegal yere gitmemiz söz konusu değil... Referandum döneminde ileri demokrasiyi anlattık ve bunun üzerinde durduk. Özgürlüklerin üzerinde durduk. Özgürlüklerin sınırı nedir, ne kadar üzerinde durulacak? İçi nasıl doldurulacak? Bunun için çalışıyoruz. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Arkadaşlarımız masaya yatırdılar. Taklit bir anayasa olsun da istemiyoruz. Bize has bir anayasa olsun istiyoruz. Taklit hiçbir zaman aslını aşamaz. Bizim daha evvel yapılmış çalışmalarımız var. Ama asıl olan yeni yapılan çalışmalar. Anayasada rotayı millet çizecek. AHMET ALTAN'A SERT TEPKİ: LİBERALLERLE İTTİFAK FİLAN YOK - SORU: Liberal çevrelerle heykel üzerine, içki tartışmaları üzerine ilişkilerinizin bozulduğu yönünde yorumlar var. Bu noktada MHP'den oy almak için bunları yaptığınız iddia ediliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? ERDOĞAN: Doğrusu ben bu konularla ilgilenmiyorum. Zaten böyle bir ittifak filan yok. Hayır, zaten bizim oturup bir ittifak kurmuşluğumuz yok onlarla. Ben çatırtı sesi filan duymuyorum. Ama kendiliğinden bir şey oluyorsa bilemiyorum. AK Parti iktidarından önce entelektüeller yok muydu? O zaman bu tür desteklerini neden vermiyorlardı? Eğer veriyorlarsa bu tür adımlar neden atılmıyordu? Bu dönemde AK Parti mafyayı, kirli oluşumları ortaya çıkardı. Destek verdilerse bu güzel. “BAŞBAKAN'A KÜFÜR EDEN ENTELEKTÜEL OLUR MU?” Ancak bazı zamanlar bu arkadaşların bize ciddi sıkıntıları ve zararları oldu. Her şeyi düşünmek lazım. Eğer bir şeyi yapmak istiyorsanız tereyağından kıl çeker gibi yapmak lazım. Demokrasiyle ekonomiyi at başı götürmek zorundayız. Başbakanına bu kadar hakaret eden, küfre yakın yazılar yazan entelektüel olur mu? Böyle entelektüellik olur mu, Başbakan'a utanmaz diyecek kadar? Burada ağzıma alamayacağım kadar şeyler söylemeye hakları var mı? Entelektüellikte bunlar yazar mı? Entelektüelliğin kitabında bu var mı?” “HAZİRAN'DA ASIL SEN NEYİ GÖRECEKSİN?” Haziran'da görürsün diyor. Peki Haziran'da AK Parti tek başına yine iktidarda olursa sen neyi göreceksin? Acaba o zaman ne yapacaksın, neyle tehdit ediyorsun? Kendilerine göre yeni bir senaryo yazıyorlar. Bizim senaryomuzu izler, biraz takılırsanız, gelin meydanları görün. Milletin dili var. Sandığı entelektüelin dili belirlemiyor. Sandığı milletin dili belirliyor. Türkiye'nin çıkmazı nerede biliyor musunuz? Entelektüelin diliyle milletin dili örtüşmüyor. Burada bir çıkmaz var. Entelektüelin söylediğini millet anlamıyor. Neden medyanın halkı etkilemesindeki tesiri yüzde 15'i geçemiyor? Daha ileri gidemiyor, sıkıntı burada. “DEVLET KALKIP HALKINI UYUŞTURUCU MÜPTELÂSI YAPMAZ” - SORU: Liberallerin, MHP'nin tabanına yöneldiğiniz iddiası var... ERDOĞAN: Demokrasinin içinde milliyetçilik yok mu? Ben ne dedim, biz bu zamana kadar içki olayında, belediye başkanlığı dönemini örnek verdim, başkanlığım döneminde kamu kuruluşlarına alkol koymadım. Biz kalktık da bu dönemde içkiyi mi yasakladık? Ertuğrul Özkök bir yazı yazdı. Gençliğin koruması olayında, 58 ve 59. madde çok açık, ben bunu okudum, ben anayasanın gereğini yapıyorum. Bir devlet kalkıp halkını uyuşturucu müptelası yapamaz. Kanun, alkol ve uyuşturucunun önüne geçme yetkisi veriyor. “DİN GÜZEL BİR ŞEY EMREDİYORSA ONU YAPMAK DA MI SUÇ?” İsmini veremeyeceğim bir köşe yazarının evindeyiz. İki tane duayen... ‘Şu Hidiv Kasrı'nı ne güzel imar ettiniz. Neden benim şu Hidiv Kasrı'na bakarak iki kadeh almamı engelliyorsunuz?' dedi. Diğeri dedi ki, ‘Bakın eğer alkol almak istiyorsanız Unkapanı'na gidersiniz' dedi. Bizim belediye başkanlığımız döneminde aileler o yerleri tıklım tıklım dolduruyordu. Dinim emrettiği için bu konulara girmiş değiliz, 58 ve 59. madde açık. Bize hemen damgayı vuruyorlar. Peki din güzel bir şey emrediyorsa, onu yapmak da mı suç? Trafik kazalarının sebepleri, cezaevine girilmesi, suç işleme olaylarında alkolün etkisi ortada.. Aksırıncaya tıksırıncaya kadar demişim. Ben de insanım benim de gerilimli dönemlerim, stresli ve sinirli anlarım oluyor. O da benim o andaki gerilimim ya da doğamda olan bir şey olarak alınsın. Belki onun da alıcısı vardır. Yılda 15 bin dosya zaman aşımına uğruyorsa yargı bitmiş demektir - SORU: Yargı tartışmaları. Özellikle de yüksek yargıyla ilgili yapacağınız düzenlemeye tepki gösteriliyor. Tepkileri nasıl değerlendiriyor sunuz ? ERDOĞAN: Bir milyon 800 bin dosyayı bekleten Yargıtay'ın görüşlerine itibar edemeyiz. Yılda 15 bin dosya zaman aşımına uğruyorsa o ülkede yargı iflas etmiş demektir. Öyle bir yargı olabilir mi? Bunların içinde sanal olarak zaman aşımına uğratılanlar var. Erdoğan'ı bir günde, Erbakan'ı 5 günde karara bağlayacaksın. Savcı Cihaner'i anında karara bağlayacaksın, burada da on sene bekleteceksiniz. Nasıl olacak bu iş? Onun için iş başa düştü. Anayasa ile ilgili gerekli adımlar da atıldığına göre Yargıtay ve Danıştay'la ilgili hayırlısıyla Meclis'e gönderdik, orada da daireleri çoğaltmak suretiyle dosyaları indirmek bir taraftan istinaf mahkemeleri süratle kurmak.. Yarım saatte okunan dosya değil. Dosyaları böyle hakikaten gıdım gıdım inceleyecek bir anlayış istiyoruz. “BAKANLARIMIN DAVOS'TA NE İŞİ VAR?” - SORU: Davos'a sizden çekindiği için gidemeyen bakanlar olduğu iddiasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz? ERDOĞAN: Tabi ki çekinmeli, biz bir ekibiz. Ekip halinde hareket ediyoruz. Davos'ta ne işleri var? Bizim işimiz gücümüz var. “İMRALI'DAKİNİN TEHDİTLERİ BİZİ BAĞLAMAZ” - SORU: İmralı'dan tehditler geldiği söyleniyor, bu konuda ne diyorsunuz? ERDOĞAN: İmralı'dakinin tehditleri bizi bağlamaz, güvenlik görevlilerimizle değerlendirmeler yapıyor, işimize bakıyoruz. Bir an evvel terör belasından kurtulmanın yollarını arıyoruz. O bölgedeki halkımın sürece dönük tavırlarını gördükçe umudum artıyor. Durum daha çabuk düzelecektir diye düşünüyorum. Dış bağlantı noktasında diplomatik girişimlerimiz devam ediyor. Atılan adımlar var. Bölge rahatlayacaktır. GALATASARAY TEPKİSİ - SORU: Galatasaray'a hala tepkili misiniz, Arena protestosuyla ilgili... ERDOĞAN: Türk Telekom Arena'daki protestoyu siz de gördünüz. Organize olunmuş bir iş... Bizim oraya harcadığımız para ortada, bazıları diyor ki Ali Sami Yen'den parasını alacaklar. Orası da devletin. Rahmetli Özhan Canaydın bana geldiğinde bir teklif getirdi, kabul ettik. Müteahhitler beceremeyince TOKİ devreye girdi. Sen geleceksin hazırlayacaksın, önlerine koyacaksın; gideceksin ve hakarete uğrayacaksın. Orası Gençlik Spor Genel Müdürlüğüne ait, devlete ait. YENER DÖNMEZ - AKİT
<< Önceki Haber Erdoğan ne düşünüyor? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER