Sahte-
çürük raporu yüzünden tutuklanan DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş,
Sincan L Tipi Cezaevi'ne konuldu.
DTP Grup Başkanı
Ahmet Türk, Genel Başkan Nurettin Demirtaş'ın
yurt dışında yürüttüğü görüşmeleri tamamlayarak Türkiye'ye dönüşünde gözaltına alınarak tutuklanmasını ''skandal'' olarak nitelendirerek, ''Bu, Türkiye'deki hukuksuzluğun doruğa ulaşmasıdır'' görüşünü savundu.
Türk, Genel Başkan Yardımcısı
Selma Irmak, Nurettin Demirtaş'ın avukatı Faruk Duran, parti yöneticileri ve bazı DTP'li milletvekilleriyle parti genel merkezinde
basın toplantısı düzenledi.
Türk, Bir
delil karartma durumu olmamasına, ikametgahı belli olmasına karşın Demirtaş'ın haksız bir gerekçeyle gözaltına alındığını ve ardından tutuklandığını öne sürerek, bu durumun hukuki değil tamamen siyasi bir tutum olduğunu savundu.
Demirtaş hakkında daha önce bir yakalama emri bulunmadığını, bu emrin Demirtaş'ın Türkiye'ye dönüşü sırasında uçaktayken çıkarıldığını iddia eden Türk, şöyle konuştu:
''Sayın Demirtaş'ın ikinci olağanüstü büyük kongremizde genel başkan seçilmesi ve demokratik
açılım kararı almamız, bazı kesimler tarafından hazmedilememiştir. Bu yüzden kongrenin hemen ardından başlatılan saldırı ve karalama kampanyasıyla eşbaşkanımız
hedef konumuna getirilmiş ve yıpratılmak istenmiştir.
Yurt dışı temaslarına başlamasından üç gün sonra daha önce gözaltına alınıp ifadesine başvurulmuş olmasına rağmen, askerlik meselesi yeniden gündeme getirilmiştir. Daha önce gündemden düşen bu konunun yeniden ele alınması halkımıza, partimize, vekillerimize ve eşbaşkanlarımıza karşı başlatılan
linç kampanyasının bir parçasıdır.''
Ahmet Türk, ''
Kürt sorununun çözümü, akan kanın durdurulması ve demokratik açılımların gerçekleştirilmesine dönük çabalarına rağmen partilerine yönelik saldırıların sürdüğünü'' iddia ederek, ''
Genelkurmay başta olmak üzere partiler ve medya tarafından yürütülen bu kampanyanın amacı, gerçek anlamda sol muhalefetin temsilini yapmamızdır. Sorunları ele alış biçimimiz,
demokrasiden yana tutumumuz ve çözümsüzlüğü derinleştiren
egemen, geleneksel kurum ve politikaları deşifre edişimiz, partimizi hedef haline getirmiştir.
Genelkurmay Başkanı tarafından sürekli hedef gösterilen partimize,
kapatma davası açılmıştır'' diye konuştu.
Yaşanan antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmesi, Türk halkının geleceğinin karartılmaması için
siyaset üretenlerin önünün kesilmemesi gerektiğini söyleyen Türk, ''Türk halkının seçilmiş temsilcilerine dönük bu tahammülsüzlükten vazgeçilmelidir. Duyarlı ve Türk halkının çıkarlarından yana olan herkesi, bu tür politikaların karşısında durmaya ve tavır almaya, basını da sorumlu davranmaya davet ediyoruz'' dedi.
''DEMOKRATİK TEPKİMİZİ GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİZ''
Ahmet Türk, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, tutuklama kararının ardından DTP'lilerin morallerinin bozulup bozulmadığına ilişkin sorusu üzerine, bir siyasi gelenekten geldiklerini, misyon partisi olduklarını belirterek, geçmişte de ''buna benzer antidemokratik davranışlarla'' karşı karşıya kaldıklarını savundu.
Bu bakımdan kendilerini çok
hazırlıksız hissetmediklerini, bir olayla morallerinin bozulmayacağını belirten Türk, ''Ama hukuksuz, haksız bir karar karşısında elbette ki demokratik tepkimizi göstermeye devam edeceğiz'' dedi.
DEMİRTAŞ'IN AVUKATI
Demirtaş'ın avukatı Faruk Duran da tutuklama kararının yeni olup olmadığının sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Dün
akşam gözaltına alınmasına yol açan kararın, askeri savcının 27
Kasım tarihli kararı olduğu bize iletildi. Oysaki biz, 30 Kasımda, yani yakalama kararından üç gün sonra resmi makamlara yazılı başvuru yapmak suretiyle resmi
cevap aldık. Bu resmi cevap da bugün
sorgulamayı gerçekleştiren mahkemeye sunuldu. Biz bu konuda üzerimize düşen araştırmayı, 'hakkımızda böyle bir adli takibat var mı' şeklinde araştırmayı yapmış bulunuyoruz. Fakat ne gariptir ki 27 Kasımda çıkarılan yakalama emrinin 30 Kasımda hala güvenlik güçleri kayıtlarına işlenmemesi, sanırım müvekkillimin ihmalkarlığından kaynaklanmamıştır.
Kendi isteğiyle Türkiye'ye döndüğüne hepimiz şahit olduk. Kaçma eğilimi, düşüncesi olan bir kişinin kendi isteğiyle Türkiye'ye döndüğü bir durumda bir yakalama emri çıkartılmış olsa dahi, bunun tutuklamaya gerekçe yapılması hukuken çok doğru bir eğilim, karar değildir.
Bugün
Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı'na sabah saatlerinde gittiğimiz dakikalardan itibaren özellikle zaten tüm hazırlık bizim sorgu hakimliğine her halükarda çıkacağımız biçimindeydi.''
Duran, müvekkilinin her türlü hukuki
itiraz hakkının takipçisi olacaklarını ifade etti.
Bir başka soru üzerine de Duran, Demirtaş'ın Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesince tutuklandığını ve tutuklanma gerekçesinin de ''hakkında bir yakalama emri çıkartılmış olması'' olduğunu belirtti.
Türk, bir gazetecinin ''Sırada kim var endişesi taşıyor musunuz?'' sorusuna, ''Biz endişe taşımıyoruz. Zaten buna hazır olduğumuzu söyledik. Bir inancımız var, bu ülkede demokrasi mücadelesi veriyoruz, bu mücadelede de kararlıyız ama demokrasi mücadelesini hazmedemeyen bazı kesimlerin ortaya koyacakları tezgahları da hesaplıyoruz, buna da hazırız. Çok da önemli değil bizim için ama biz olmasak da bu demokrasi mücadelesi yürüyecek'' yanıtını verdi.
AA