Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, partisinin Tokat İl Teşkilatı’nın 5. Olağan Kongresi’ne katıldı. Kongreden önce basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Kamalak, ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye katıldı. Kongrede partililere hitap eden Kamalak, İsrail askerlerinin Mescidi Aksa’yı işgal etmelerini sert bir dille eleştirerek, İsrail’i durduracak bir gücün olmadığını söyledi.

İsrail’in hedefinin Büyük İsrail Devlet’ini kurmak olduğunu söyleyen Kamalak, “İsrail bu amacına adım adım ilerliyor. 1896 yılında birinci Siyonist komitede almış olduğu karar uygulanıyor. Bu sebeple 1996 yılında koalisyon hükümeti biçiminde de olsa iktidara gelir gelmez İsrail’i ve küresel emperyalizmi durduracak olan tedbirleri almıştık. Neydi o? D-8’ler, küresel emperyalizmi bu durumu bildiği için içerideki iktidar düşkünü makam sevdalısı gafillerle işbirliği yaparak Milli Görüş’ün yolunu kestiler. Dövünmek bir şeye yaramıyor. Şuan İsrail’in etrafı boşaltıldı. Irak yerle bir edildi. Aziz milletimizin desteklediği iktidar nerede yer aldı? Küresel emperyalizmin yanında. Libya yerle bir edildi, Kaddafi linç edildi. Kimin işine yaradı? İşte Mescid-i Aksa’ya giden ayakların yolu açılıyor böylece. Suriye ateşin içine atıldı” dedi.

Son günlerde bir türlü gündemden düşmeyen yeni Cumhurbaşkanlığı Köşkü ‘Aksaray’a da değinen  Kamalak, “Elbette ülkeler geliştikçe yeni binalara ihtiyaç doğabilir. Ama Türkiye’nin önceliği kanaatimce ‘Ak Saray’ değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin itibarından bahsediyor. Türkiye’nin itibarı Ermenek’te, Soma’da gömüldü. Isparta’da elma bahçelerine giderken 16’sı kadın olmak üzere can veren 18 işçimizle beraber gömdük. Yani itibar binada, sarayda değil. Elbette binalara ihtiyaç olabilir. Ama öncelik binada değil, öncelik insanda. Kısacası bina yapılabilir, saraylar yapılabilir ama tarihimize baktığımızda biz saraylara ne zaman önem vermişiz? İtibar kaybederken, devlet çökerken, Osmanlı yıkılırken. Nasıl olmuş o? Bakıyoruz devletin ihtişamlı dönemlerinde komutanlar, padişahlar, sultanlar cephede. Altı asırlık sürenin 500 yıllık döneminde sadece Dolmabahçe sarayı yapılmış, oldukça mütevazı. Ama yıkıma doğru gidildiğinde, imparatorluk çökerken üstelik dış borçlarla Dolmabahçe sarayları yapılmış” diye konuştu.