Erdoğan'ın Kurtulmuş hamlesinin perde arkası

Başbakan Erdoğan'ın, Numan Kurtulmuş'a yaptığı "birleşme" teklifinin asıl sebebi bu mu?

Erdoğan'ın Kurtulmuş hamlesinin perde arkası

AK Parti ile HAS Parti'nin birleşeceği iddialarında ilk somut adım atıldı. Başbakan Erdoğan ve Numan Kurtulmuş, dün Başbakanlık resmi konutta biraraya geldi. Kurtulmuş, 1 saat 15 dakika süren görüşmenin ardından kameralar karşısına geçti ve AK Parti ile HAS Parti'nin birleşmesi için resmi teklif aldıklarını açıkladı. Siyaset dünyasına bomba gibi düşen bu gelişme bakın nasıl yorumlandı... Zaman'dan Bülent Korucu'nun "Erdoğan'dan HAS Parti hamlesi" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü ...AK Parti lideri Erdoğan, sürpriz bir adımla HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u partisine çağırdı. 'Partilerin bütünleşmesi' Numan Bey'i rencide etmemek adına üretilen kılıf. Son seçimde yüzde 0,76 oy alan HAS Parti'ye yüzde 50'lik iktidarın birleşme teklif etmesinin matematik ve siyasette karşılığı bulunmuyor. Mahalle bakkalını yok etmeye çalışan market zinciri esprisi de izah edici olmaktan uzak. İki siyasetçinin şahsî yakınlığı biliniyor. Defalarca vaki davetlere icabet etmeyen muhatabına Tayyip Bey'in kırgın olma ihtimali düşük değil. Yeni çağrının Erdoğan açısından mühim sebepleri olmalı. 'Milli Görüş tabanını kazanmak istiyor' iddiaları gerçeği yansıtmıyor. O taban zaten uzun süredir AK Parti'de. Tavan, yani kadro sıkıntısını, çeşitli gerekçelerle dışarıda kalmış eski dostlarla giderme izahı akla yatkın duruyor. 80 civarında, çoğunluğu bakan ve genel merkez yöneticisi isim üçüncü dönem tırpanıyla nadasa çekilecek. Alttan gelen tecrübesiz gençlerin başına 'abi' ithal etmek diye düşünülebilir. Burada sorun açıkta kalacak mevcut abilere tatminkâr koltuklar bulabilmek. Yerel seçimler bazında çeşitli yakıştırmalar yapılıyor. Erdoğan'ın parti içi dengelere dönük hamle yaptığı da söylenebilir. Kendi kariyer planlarının taşlarını döşeyen en azından zihnî hazırlık yapan isimler konuşuluyor. Siyasetin tabiatında var bütün bunlar. Bir koltuk boşaldığında veya boşalma ihtimali belirdiğinde taliplerin olması normal. Erdoğan, 'partili cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanının atadığı başbakan' gibi tezlerle zihnindeki sistemin ipuçlarını veriyor. Yeni ya da mevcut Anayasa'yla başkanlık sistemi arzuluyor. Partinin yeniden inşa sürecinde gelecek hesabı yapanlara kollamaları gereken bir denge daha 'hediye' etti. Defalarca çağrılmasına rağmen gelmeyen, 'Harun-Karun' benzetmeleriyle can acıtan Kurtulmuş'a tepki oluşacağını Erdoğan kestiriyordur. Şahsî planı olanları erken doğuma zorluyor. Seçimler başladığı hengâmede değil, sakin ve daha güçlü olduğu dönemde eteğinde taş olanları ortaya çıkmaya zorluyor. Hürriyet'ten Taha Akyol'un "2014: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü... Başbakan Erdoğan görüyor ki, başkanlık, yarı başkanlık veya partili cumhurbaşkanı gibi bir sistem değişikliği mümkün değil. Bugünkü sistem içinde fakat çok yüksek bir oyla cumhurbaşkanı seçildiğinde, bir ‘başkan' kadar siyasi güce sahip olacaktır; hatta partisindeki etkisi devam edeceği için, ‘başkan'dan bile güçlü... Bunun için sağdaki en küçük oy grupları bile önemli... Numan Kurtulmuş'u ve partisini davet etmesini, bu stratejinin bir uygulaması olarak görüyorum. DYP'li Süleyman Soylu'ya ilgisi de aynı aynı sebeptendir. Önümüzdeki dönemde bu stratejinin başka uygulamalarını da görebiliriz. MHP, BDP ve SP tabanı ile eski merkez sağdan kalan seçmen bölümlerinin bu strateji için ne kadar önemli olduğu açık. Yüzde kaç oy istiyor? 2010'da yapılan referandumda Erdoğan ne kadar oy almıştı? Yüzde 58... Peki, 2011 seçimlerinde ne kadar oy almıştı? Yüzde 50... Aradaki yüzde 8'lik bölüm AKP'nin oyu değildi, az bir kısmı liberal soldan, çoğu sağdan gelmişti. 2014'teki yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde, genel seçimlere benzer şekilde, her seçmen kendi partisinin adayına oy verecektir. Öyle bir seçimde Tayyip Bey, yüzde 50'nin az üstünde bir oy alırsa bu onu siyaseten çok güçlü yapmaz. Hatta yüzde 50'nin altında bir oy alarak ikinci tura kalması ihtimali de yabana atılamaz. İki adayın yarışacağı ikinci turda ise sağdan alacağı ilave oylarla elbette yüksek bir oranla seçilebilecektir, referandumda olduğu gibi... Fakat Tayyip Bey'in 2023 hedefi için sahip olmak istediği yüksek siyasi güç, birinci tur seçimlerde yüksek oy almasına bağlıdır... Sağdaki küçük oy grupları Sağdaki küçük partilerin oyları teker teker önemsizdir ama topluca bir anlam ifade ettiği gibi “birleşme” havasının yaratacağı sinerji belki daha önemlidir. Tayyip Bey yüzde 50'nin epey üzerinde bir oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçilirse, partisindeki etkisi de devam edeceği için, Amerikan ve Fransız cumhurbaşkanlarında bile bulunmayan bir siyasi güce sahip olur. Tayyip Bey'in 2023 hedefini dile getiren konuşmaları, böyle bir erk isteğini yansıtıyor zaten.
<< Önceki Haber Erdoğan'ın Kurtulmuş hamlesinin perde arkası Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER