Ramazan boyunca oruç tutan kişilerin, günlük öğün sayısını azaltması ve beslenme düzenindeki değişiklikler sebebiyle bayramda
psikolojik olarak daha fazla yeme eğilimine girdiğini anlatan Dr. Taş, "
Bayram sonrası aşırı yemek, bazı problemleri kaçınılmaz hale getirir. Bunların en önemlisi hazımsızlık ve
mide rahatsızlıklarıdır. Ayrıca gelenek üzere bayramda
tatlılar da çok yenmektedir. Birdenbire aşırı yemek,
şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer
tatlıları yemek, sindirim sisteminde ve diğer organlarda çeşitli rahatsızlıklara yol açacaktır." dedi.
Bayram ziyaretlerinde ikramlara dikkat edilmesini isteyen Taş,
Ramazan Bayramı ve sonrasında sağlıklı beslenmeye yönelik olarak şu tavsiyelerde bulundu: "Hafif bir kahvaltıyla güne başlanmalı ve gün boyu öğün atlanmamalıdır. Besinler iyi çiğnenmeli, yavaş yavaş, azar azar ve sık yenilmelidir. Bayram boyunca tatlı ve çikolataya dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı yemek çok isteniyorsa, hamurlu ve şerbetli yerine sütlü tatlılar
tercih edilmelidir. Bayram süresince ve sonra da içilen su miktarı arttırılmalı, günde yaklaşık 1.5-2 litre içilmeli, ayrıca öğünlere
ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir. Ramazan süresince oruç tutma sebebiyle yaşanan
kabızlık gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi için de mevsiminde bol
sebze ve
meyve yemek önemlidir. Yetişkinlerin, imkanlar dahilinde günde beş porsiyon sebze ve meyve yemesi önerilmektedir. Şeker,
kalp ve yüksek
tansiyon hastalarıyla kronik hastalığı bulunanların, diyetlerine bayram süresince de özen göstermesi gerekir. Düzenli hareket de yaşamın bir parçası haline getirilmelidir." (CİHAN)