Sevgi Akarçeşme: Başka bir ülkede olsa tapelerde adı geçenler sokağa çıkamayacakken...

Sevgi Akarçeşme: Başka bir ülkede olsa tapelerde adı geçenler sokağa çıkamayacakken...

Şüphesiz 17 Aralık ülkemizin yakın tarihi için bir milat olacak. Toplumda geniş desteği olan siyasilerin perde arkasında neler çevirdiğini, makamlarını tarihimizde görülmemiş ölçüde zenginleşmenin aracı haline getirdiğini o tarihten itibaren öğrendik.

Her ne kadar Erdoğan Bayraktar, ‘Başbakan'ın her şeyden bilgisi vardı.' dese de bunların buzdağının görünen kısmı olduğunu aslında o meşhur tapeler sayesinde öğrendik. Normal bir ülkede, kaynağı ne olursa olsun, bu derece büyük skandalları ortaya çıkaran kayıtlar haber değeri taşır, her medya kuruluşu da üstüne atlar. Bizde ise havuz medyası gerçekleri örtme operasyonunun en büyük aktörü oldu. İktidar, 17/25 Aralık'a darbe demekle, yolsuzlukları örtmekle kalmadı, üstüne bir de kullanışlı düşman icat edip, ‘paralel yapı' saçmalığıyla toplumu kutuplaştırdı.

Başka bir ülkede olsa tapelerde adı geçenler sokağa çıkamayacakken bizde o seslerin sahipleri yavuz hırsız ev sahibini bastırır atasözüne sırtını yasladı. Havuz medyasının görülmemiş propagandasıyla dikkatler, yolsuzluktan hayalî suçlara çevrildi. Bizi yönetenlerin bilmediğimiz yüzünü ortaya çıkaran tapeler çıktıkça fatura Cemaat'e kesildi. Aylarca onlarca kanaldan, gazeteden, ‘bizi dinlediler' ‘yatak odamıza kadar girmişler' yayınları yapıldı. Toplumun bu konularda belki de en hassas kesimlerinden birine ‘röntgenci' yaftası yapıştırıldı.

Dinleme iftiraları Dışişleri'ndeki büyük güvenlik zaafiyeti sonrası zirve yaptı. Hemen ertesi gün havuz da iktidar da faili bulmuştu: Cemaat! Davutoğlu kanaate dayalı yargılamış, havuz medyası alt düzey bir bakanlık personelinin sorumlu olduğunu yazmış, Cemaat'e yönelik vatan hainliği suçlamaları havada uçuşmuştu.

Eylül 2014'te ABD ve Almanya'nın Türkiye'yi dinlediği ortaya çıktığında, Cemaat'e karşı esip gürleyen Erdoğan, ‘İstihbaratı güçlü ülkeler dinler.' gibi zayıf bir tepki vermişti. Şimdi ise Focus dergisi, Dışişleri dinlemesini ABD'nin yaptığını yazdı. Belli ki, bu dinlemeleri dosyalayanlar sızdırmak için uygun siyasi atmosferi beklemiş, faturanın Cemaat'e çıkacağını tahmin etmişti. Silikon Vadisi'nde uzaydan gelen sesleri bile dinleyebilecek teknoloji üretenlerin Türkiye'yi dinlemek için alt düzey bir memuru kullanacağına ancak havuz izleyicisi inanırdı.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
<< Önceki Haber Sevgi Akarçeşme: Başka bir ülkede olsa tapelerde adı... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER