HANGİ TÜRBAN?

CUMHURBAŞKANI Demirel'i CNN Türk'ün bir programına davet için ziyaret ettiğimde, söz türbana gelmişti.


Demirel, "Benim anamın başörtüsüne kimse bir şey demiyordu" diye konuşunca ben de sormuştum: "Anneniz de mi üniversiteye gitmek istemişti?" Gülüşmüş, başka konuya geçmiştik. İşi evde, tarlada çalışmak olan iddiasız ve cefakâr geleneksel kadınla, ninelerimizle ve analarımızla; iddialı, aktif ve sosyal bakımdan yükselmek için mücadele veren "türbanlılar" arasındaki farkı vurgulamak istemiştim bu sözümle. Gerçekten üniversiteye gitmek isteyenler 'analarımız' değil, türbanlı kızlardır. Doktor, avukat, işkadını, siyasi partide aktif eleman, panellerde konuşmacı, yazar, romancı... Bunların örtünme biçimi anaları, nineleri gibi değildir. "Türban" denilen örtü biçimidir. Rakamların dili? Fakat ankette farklı sonuçlar var: Mesela üniversite mezunlarının yüzde 72.5'inin başı açık, peki... Türbanlıların oranı yüzde 12.1; peki... Ama üniversite mezunları arasında geleneksel "başörtüsü, yemeni" ile örtünenlerin oranı yüzde 15.4'e çıkıyor! Dahası, yüksek lisans yapmışlar arasında türbanlılar yüzde 3.2'de kalırken, "başörtüsü, yemeni" ile örtünenler yüzde 12.9'a çıkıyor! Yine ankete göre, "Kadının çalışıp çalışmayacağına yalnızca kendisi karar verir" görüşünü onaylayanların oranı başı açık kadınlarda yüzde 60, "başörtüsü, yemeni" takanlarda yüzde 33.1'dir. Türbanlılarda ise 28.8'e düşüyor! Öyleyse, eski geleneklere bağlılıkta Süleyman Bey'in anasına en çok benzeyenler türbanlılardır! Halbuki türbanlılar üniversiteye gitmek, yüksek lisans yapmak için mücadele eden, sosyal ve siyasi hayatta analarımızdan çok daha aktif değiller miydi?! Burada bir sorun yok mu? Sorun soruda Çarkoğlu ve Toprak'ın anketlerinde, örtünme biçimleri tanımlanmış ve sadece kadınlara sorulmuş. Mesela türban için "saçını göstermeyecek şekilde..." diye başlayan bir tanım verilmiş. Erdem'in anketinde ise tanım yapılmadan deneklerin kendi takdirine bırakılmış, üstelik ev halkıyla ilgili olarak erkeklere de sorulmuş. Sorun bu soru tarzından çıkıyor. Kamuda başörtüsü de yasaktır ama asıl tepki "türban"a olduğu için, bunun bilincinde olan türbanlılardan bazıları, "başörtüsü, yemeni" diye cevap vermiş gözüküyor. Bundan başka, bazı türbanlıların sloganı "Başörtüm namusumdur" idi, türban değil... Bunu da hatırlamak lazım. Siyasi tartışmalara ilgisiz geleneksel kesimden bazıları ise, başlarındaki örtüyü, daha şehirli gözüken türban olarak adlandırmış olabilir. Bu kaymalar karşılıklı olduğu için genel yüzdeleri fazla etkilemez tabii. Ama 'içeriğini' etkiler: Lisans üstü eğitimlilerde "başörtüsü, yemeni" tercihinin yüksek gözükmesi bundandır! Türbanlıların kentli ve eğitimli niteliğinin bu ankette hafif belirgin ama tanım verilerek yapılan Çarkoğlu-Binnaz anketlerinde daha belirgin olması da bundandır... Peki hangisi? Her geniş ankette kaymalar, teşhisi zor noktalar olabilir. Bunlar "çapraz sorular"la açığa çıkarılabilir. Dindarlık, modernleşme, tesettür gibi konulardaki anketlerde sinema, makyaj, moda, kitap, gazete, spor alışkanlığı gibi sorular da sorulmalıdır; genel tablonun çoklu renklerini ve sosyolojik değişimin yönünü belirlemek için.

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER